- 793 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Allah'a Güzel Bir Borç Vermek
Eğer Allah’a güzel bir borç verecek olursanız, onu sizin için kat kat arttırır ve sizi bağışlar. Allah Şekûr’dur (şükrü kabul edip çok ihsan eden), Halim’dir (cezayı vermekte acele etmeyendir). (Tegabün Suresi, 17)
Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Yaratıcısı olan Allah, kainattaki her şeyin tek sahibidir. Tüm varlıkları yaratan ve dünyayı insanın ihtiyacı olan sayısız nimetle donatandır; Rezzak’tır. Kullarının sahip olduğu her türlü zenginlik O’na aittir; mülkün ebedi sahibi O’dur; Malik-ül Mülk’tür.
Allah dilediği insanı zengin kılar; Muğni’dir. Ancak servet sahibi olan da, hiçbir şeye sahip olmayan da unutmamalıdır ki; sahip olunan her şeyi veren, bunların tek ve gerçek sahibi olan Allah’tır.
Rabbimiz, imkanlarını artırarak ya da daraltarak kullarını dener; böylece şükredenler ve nankörlük edenler birbirinden ayrılır. Çok açıktır ki, insanların elde ettikleri ya da elde edemedikleri şeyler kendileri için bir kazanım değildir; Allah’ın yarattığı imtihanlardır. İnsanların geçici dünya hayatını mı yoksa gerçek yurt olan ahireti mi istedikleriyle sınanmasıdır.
Yüce Allah, bu gerçeğin bilincinde olmayan, sahip olduklarını kendisinin zannederek cimrilik yapan ve Kendi istediği gibi harcamayan kişinin imkanlarını daraltabilir. Sahip olduğu her şeyin Allah’ın hoşnutluğunu amaçlayarak kullanması için verildiğinin şuurunda olan kişinin ise imkanlarını artırır. Asıl yurt olan ahirette de onlara en güzel karşılığı verir:
Öyleyse güç yetirebildiğiniz kadar Allah’tan korkup-sakının, dinleyin ve itaat edin. Kendi nefsinize hayır (en büyük yarar) olmak üzere infakta bulunun. Kim nefsinin bencil-tutkularından (ya da cimri tutumundan) korunursa; işte onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır. Eğer Allah’a güzel bir borç verecek olursanız, onu sizin için kat kat arttırır ve sizi bağışlar ... (Tegabün Suresi, 16-17)
Tüm nimetlerin gerçekte Allah’a ait olduğunu bilerek hareket eden samimi müminler, tüm servetlerini Rabb’lerinin hoşnutluğunu amaçlayarak kullanırlar. İnanan insanlar, "... mala olan sevgilerine rağmen onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyip-dilenene ve kölelere" (Bakara Suresi, 177) verecek üstün ahlaka ve özveriye sahiptirler. Ve gösteriş amacıyla değil, tam aksine "... yalnızca Allah’ın rızasını kazanmak ve imanlarını kökleştirip-güçlendirmek için" (Bakara Suresi, 265) infak ederler.
Yüce Allah hesapsız rızık verendir. O, kullarının sabrını imtihan etmek, ecirlerini artırmak ve onları eğitmek için de mallarından eksiltebilir. Böyle bir durumda inanan insanlar, din dışı cahiliye toplumu bireylerinin davranışlarının aksine, sabrederler ve ardındaki hayır ve hikmetleri beklerler. Bilirler ki, Rabb’leri kendileri için en hayırlı sonucu yaratacaktır.
De ki: "Ey mülkün sahibi Allah’ım, dilediğine mülkü verirsin ve dilediğinden mülkü çekip-alırsın, dilediğini aziz kılar, dilediğini alçaltırsın; hayır Senin elindedir. Gerçekten Sen, herşeye güç yetirensin." (Al-i İmran Suresi, 26)
Yüce Allah Kendi yolunda infak eden müminlere “…Her neyi infak ederseniz, O (Allah), yerine bir başkasını verir; O, rızık verenlerin en hayırlısıdır ." (Sebe Suresi, 39) ayetiyle, vereceği karşılığı bildirir; ne infak ederlerse yerine bir başkasını vereceğini vaadeder. Bu, Rahman, Rahim olan Allah’ın çok güzel tecellilerinden biridir. Allah, kullarının yalnızca Kendi hoşnutluğunu aramaları ve yalnızca ahiret güzelliğini umut ederek yaptıkları harcamalar karşılığında, onlara kat kat artıracağını haber verir:
Mallarını Allah yolunda infak edenlerin örneği yedi başak bitiren, her bir başakta yüz tane bulunan bir tek tanenin örneği gibidir. Allah, dilediğine kat kat artırır. Allah (ihsanı) bol olandır, bilendir. (Bakara Suresi, 261)
Eğer Allah’a güzel bir borç verecek olursanız, onu sizin için kat kat artırır ve sizi bağışlar. Allah Şekûrdur (şükrü kabul edip çok ihsan eden), Halimdir (cezayı vermekte acele etmeyendir). (Teğabün Suresi, 17)
İnkarcıların malları onlara dünyada yarar sağlamayacak, tam aksine dünyada ve ahirette azap konusu olacaktır. Verdiği nimetleri iyi kullananları daha büyük ve sonsuz nimetler vererek ödüllendiren, sevdiğini sevmediğini ayırt etmeyerek sayısız nimetlere kavuşturan Allah, Kendisine güzel bir borç verenlere Katından kat kat fazlasıyla karşılık verecektir. Bu, Allah’ın vaadidir; Allah vaadinden asla dönmez.
“…Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah’a güzel bir borç verin. Hayır olarak kendi nefisleriniz için önceden takdim ettiğiniz şeyleri daha hayırlı ve daha büyük bir ecir (karşılık) olarak Allah Katında bulursunuz. Allah’tan mağfiret dileyin. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. (Müzzemmil Suresi, 20)