- 1100 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
Aş mı kaynıyor, taş mı?
Serinleyen havalar, arada hırçın esen rüzgar, güneşin mahcup bir eda ile bulutların arkasından arada bir kendini göstermesi, sonbaharın, soğuk günlerin habercisi.
Aşırı sıcak geçen yaz günlerinin ardından gelen serin havalar, büyük bir rahatlama sağladıysa da, geçim derdinde olan aileleri, yakıt sorunu kara kara düşündürmeye başlamıştır.
Ülkemiz insanının büyük kesimi, asgarinin altında ücretle çalışmak zorunda olan, kazandığı ile günlük yaşamak zorunda kalan kişilerden oluşuyor. Her mahallede en az beş on tane, çok zor koşullarda yaşam savaşı veren aileler olduğunu, gözlemliyoruz.
Dolaplarında, yemek namına yiyecek hiçbir şey bulamadığından, soğan kavurup, ölmemek için ne bulurlarsa onu yiyen bir genç kızın, haftalık kazandığı çok az bir maaşla evini geçindirmeye çabaladığına, üzülerek şahit oluyoruz.
Mahalle muhtarlarının görevi, sadece ikametgah senedi, nüfus tasdikli belge vermek olmamalı.
Muhtarlığına bağlı insanlarla ilgilenip, çok zor şartlarda yaşama savaşı verenleri tespit edip, onlar için bir şeyler yapma çabaları olması, hem görevleri hem de insan olmanın gereğidir.
Kimileri ekmekler bayatladı diye, taze ekmek alarak, bayatları çöpe atarken, kuru ekmeği suya banıp yiyenler olması, çağımızın bir ayıbıdır. Asgari ücretle çalışıp, ev kirası vererek geçinmeye, çocuk okutmaya uğraşan niceleri var!
Ah vah demekle hiçbir şey elde edemeyiz. Tanıdığımız, acil ihtiyaç sahiplerini muhtarlığa bildirelim. Eğer işini layıkıyla yapan biriyse, en azından yardım yapmak isteyenlere, hedef göstermiş oluruz.
‘Komşusu açken, tok uyuyan bizden değildir’ diyen sevgili Peygamberimizin(S.A.V.) hadisini, içim sızlayarak hatırladım.
Komşuluk ilişkilerinin çok zayıfladığı, alt ya da üst komşularımızı tanımaz hale geldiğimiz şu dönemde, hassas davranmamız gerekiyor. Bir fakir haberi aldığımızda, bana ne demeden, araştırıp, gerçek ihtiyaç sahiplerine yardım yapılıp, onların da insanca aşamalarına ön ayak olmak, insan olmamızın gereğidir.
Şımarıklık olarak bazılarının reddettiği bir yiyecek, bazılarının uzun süredir tatmadığı olabilir.
Ramazan-ı Şerif ayında yapılan erzak yardımları çoktan tükenmiştir. Kendimize alışveriş yaparken, az bir parayla yardım için alabileceğimiz biraz erzak, bazıları için cankurtaran simididir.
Yardım yapmak için fakir arayanlara, bildiğimiz garipleri lütfen söyleyelim.
Çok kötü durumda olanları, belediyelere götürüp, yardım almalarına vesile olalım.
Duyunca içimin sızladığı bir yaşam, bu satırları yazmama neden oldu.
Sorumsuzlukla beş altı çocuğu anneye bırakıp, boşanıp giden bir baba, kardeşlerin evlenip çekip gitmeleriyle, annesiyle aşama mücadelesi veren genç bir kız.
Kardeşler de geçim derdinde olduğundan, aldığı çok az bir parayla hayata tutunmaya uğraşan genç bir can…
Ağlamadan hikayesini dinleyemediğim umutsuz, üzgün çaresiz bir genç kız…
Çaresizlik …
Yaşamak için güzel nedenleri olması onun da hakkı!
Biraz duyarlı ve dikkatli olmak, eş dost ve tanıdıklarımıza böyle insanlara yardım yapmaları, ya da daha iyi şartlarda iş bulmalarına yardımcı olmak, geceleri başımızı huzurla yastığa koymamıza yardım eder.
Kimilerinin, modeli düştü diye her yıl araba değiştirmeleri, geçim derdinde insanları bilince, korkunç saygısızlık olarak geliyor bana .
Kimsenin kazancı bizleri ilgilendirmez.
Sadece biraz insaflı davranıp, incitmeden yardım yapma imkanı yaratmamızdır.
Biraz duyarlılık, merhamet ve hassasiyet, bazı insanların da daha insanca yaşamalarına imkan verebilir.
İhtiyaç sahiplerini araştırıp öğrenelim, yetkili ve maddi yönden etkili olabileceklere bildirelim.
Bir insanı mutlu etmenin huzuru, dünyalara bedel bence…
YORUMLAR
Büyük bir hüznü dile getirmişsiniz. O kadar çok yönü varki konunun neresinden tutsak elimizde kalıyor. Sosyoloji, iktisat, ekonomi, maliye,Emek, inanç vs. pek çok alanda içie geçmiş bir sorun...
Maalesef o ‘Komşusu açken, tok uyuyan bizden değildir’ diyen sevgili Peygamberimizin(S.A.V.) hadisi şerifi kapıtalıst bir düzende hüküm vermiyor. Çünkü artık komşun ç olursa sen gülü olursun sen ayakta kalırısn diyor liberal politikalar. Açsan, yoksulsan bu senın beceriksizliğin diyor sermaye sahipleri, iyi para kötü parayı piyasadan kovardiyorlar. sabah aksam ekonomi deyince. döviz altın borsa haberleri veren ekonomistler.
Borsa yükselince ekonomimiz artıyormuş diyor. 25 YTL Yövmiye ile çalışan inşaat işçisi. Birileri tv lerde pembe tablolar çizerken enflasyon düşüyr diye ballandıra balladıra anlatırken bir kat daha artıyor ülkedeki yoksul sayısı ama susuyor susturuluyor. Şöyle eliyle yakasından tutup hesap sorabileceği öğretilmemiş. Ancak evde oturup beklemesi lazım. Sen otur birileri getirir. Sorma hakkı yok bu ülkenin madenlerinden, sularından elektriğinden gazından benım payıma hiç mi 5 kuruş düşmüyor diye. Çünkü soru soran vatandaştan efret edıyor ülkeyi yönetenler. Haktan adaletten nefret ediyorlar.
Sadaka kültürü değil artık yurttaşın sosyal devlette yoksululğunun bedelini devletin karşılayacağı sistem kurulmalı. Kimse kimsenin yoksulluğunu teşhir etmemeli. Bunu AB ülkeleri aşmış. Bizde aşarız. Ramazan erzakı diye bağırır olmuş marketler. ne erzakı sen ver ücretini ne alacağına ne yiyeceğine o karar versin. Bari yediğine içtiğine de siz karar vermeyin.
Biri nerde Demokrasiden bahsediyorsa orda fikirler susturuluyor. Birisi nerde adaletten bahsetse hakları elinden alınıyor. Birisi nerde yardımdan bahsetse " sizi tenzih ederim" orada insanlar daha yardıma muhtaç hale geliyor.
Artık resmin büyüğünü görmeli diye düşünüyorum. Taşıma su ile ne kadar daha değirmen döndereceğiz.
handan akbaş
30 tl yevmiye için, bir üniversite öğrencisi, inşaattan düşüp ölmemeli...çok acı gelmişti bu haber...çok utanç vericiydi...toplum olarak...Güzel bir konuydu Handan Hanım. Kutluyorum.
Eser Aslanlı tarafından 10/3/2010 10:27:21 PM zamanında düzenlenmiştir.
handan akbaş
Değerli yorumunuza teşekkür ederim, sevgilerimle.
Ramazan-ı Şerif ayında yapılan erzak yardımları çoktan tükenmiştir.
Evet fakir fukarya el uzatmak yardimci olmak sadece Ramazan aylarinda dikkate alinmamali.
Ve böylesi zor yasam sartlari icerisinde dediginiz gibi 4 5 cocukl ile sorumsuzca esini ortada birakan adamlari da
adamdan saymamali.
Üzücü ve türlü düsüncelere salan bir yazi
Yüregine saglik sevgili Handan
Sonsuz sevgimle
handan akbaş
Şımarıklık olarak bazılarının reddettiği bir yiyecek, bazılarının uzun süredir tatmadı olabilir.
Sevgili Handan, her zaman olduğu gibi, yine toplumun kanayan yarasına parmak basmışsınız. Malesef ülkemizde gelir dağılımı adaletli değil. kimisinin beğenmediği yiyecekleri, kimisi hiç tatmamıştır dediğiniz gibi. Biraz daha duyarlı davranıp, bu gibi vatandaşlarımıza yardım etmenin yollarını aramalıyız. Duyarlı yüreğinizi kutlarım. Tam puan.
Sevgimle...
handan akbaş
Selam ve sevgilerimle...
handan akbaş
Bu baştan aşağı gerçek
Ve bir o kadar da üzücü yazınıza ne söylene bilir ki?
Maalesef yaşadığımız memleketin hazin bir panaroması
Ve hepimiz suçluyuz
Nasıl bu hale geldik peki yada niye?
Şaşırtıcı bir şekilde ve benzerlikte
Bugün ekleyeceğim şiir tam da bu konuyla ilgili, halin gerekçelerini ortaya koyuyor.
Söylenecek çok şey var ve yapılacak, hep birlikte.
Esefler olsun ki böyle değildik biz, biz bu değiliz...
Kutluyorum Handan hanım çok içten ve samimi bir yazı
İnanın duygulandım bu memleket ve o insanlar bizim.
Duyarlı yüreğiniz dert görmesin.
handan akbaş
Kesinlikle haklısın sevgili arkadaşım. O kadar çok insan varki aslında o şekilde. Bu kişilere yardım etmek gerekiyor. Duyarlı yüreğinize minnettarım. Sevgilerimle
handan akbaş
Sosyal bir yaraya parmak basmışsınız.Çok haklısınız yazdıklarınızda.Ama taşıma suyla değirmen ne zamana dek dönecek.Kesinlikle sanayileşmiş bir ülke olmak zorundayız.İş sahaları kurulmalı,işsiz insanlarımız istihdam edilmeli böylece.Yoksa asgari ücretle geçinmeye çalışan gizli işsizler ülkesi olamktan kurtulamayacağız.Sosyal yaramız kanamaya devam edecek.
Önce sanayileşmek,çalışmak ve kimseye muhtaç olmadan alnımızın teriyle ekmeğimizi çıkarmak. Yapılan bu yardımlar,beni çok üzüyor.Utanıyorum.
Sevgi ve saygılarımla arkadaşım.
handan akbaş
Yoksa haklısınız, kökten çözüm önerileri önemli olan, selam ve saygılar...
Yine insani görevlerimizi hatırlatan çok anlamlı bir yazı hazırlamışsınız.Tok açın halinden anlamaz sözünü çürütmeliyiz. Fakirlere yardım etmeliyiz. Tebrik ederim. Sevgilerimle..
Aysel AKSÜMER tarafından 10/3/2010 3:23:39 PM zamanında düzenlenmiştir.
handan akbaş
Güncelliğini hiç bir zaman yitirmeyecek olan bir konuda terim yerindeyse, ELİNİZİ TAŞIN ALTINA SOKMUŞSUNUZ. Duyarlı oluşunuz nedeniyle size şükranlarımı sunuyorum. Maalesef her sokakta böyle insanlar var. Devletimiz ise, sosyal devlet anlayışı içerisinde gerekli maddi yardımlarda bulunuyor.Bizler de, kendimize düşen görev ve sorumluluk anlayışı içinde garip gulemaya yardımda bulunmalıyız. Sanılmasın ki, bir tek bizim ülkemizde var bu sorun. Diğer gelişmiş Avrupa ülkelerinde de var. İnsanın olduğu her yerde sorunlar da oluyor maalesef. Zekat ve fitre mekanizmasını hayata geçirirsek, öyle sanıyorum ki, acılar azalır.Tüm insanlığın mutlu ve huzurlu olması temennisiyle...
handan akbaş
Selam ve saygılarımla...