- 597 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
MELEMEN
MelemenFevzi Kalender
Ben hikaye değilde yaşadığım birçok olumsuzluladan birini anlatacağım bu aynı zamanda gelde yaşa başlıklı şiirde de bir bölümünün yazılmasına vesile olmuştu
Hiç unutmam 26 temmuz 2008 tarihinde işletmeciliğini yaptığım kafe deyim öyle
Ağır bir hava varki kolumu kaldıracak halde değilim
Kafede sekiz on müşteri var sokak esnafından bir gurup hararetli bir şekilde batak oynuyorlar bense hiç günümde değilim tekstille uğraşan bir semtte dükkan esnafın işi durmuş kimsede doğru düzgün para yok işler kesat anlıyacağınız sattığımız üç beş hasılatında yarısı veresiye gidiyor iki aydır kirayıda verememişim üstelik bu gün mal sahibi gelmiş allah var kira için bir şey demedi ama onu buralarda görünce ister
İstemez utandım yanına varıp kusura bakma senin kralarda gecikiyor ama işlerde hiç
İyi değil bu aralar seni burada görünce üzülüyorum dedim o da sağolsun ben kira için değil üst katı kiraya verdim o yüzden burdayım hem sen dürüst esnafsın deklayince getirirsin dedi yüreğime su serpti anlıyacağınız gidişat hiçte iç açıcı değil
Saat üç gibi bir delikanlı geldi boş masalardan birine oturdu onu burada ilk defa
Görüyordum boşları toplarken bir şey alırmısın dıye sordum mahcup bir şekilde
Sağol abi dedi tekrar ocağa döndüm o arada daimi müşterilerimden biri geldi
Fevzi abi bi melemen yapıver dedi
Sabahtan tomates yeşil biberden oluşan sosunu hazırlar dolaba hazır ederdim
Müşteri isteyince özel tavaya yeteri kadar ayırıp üzerine üç yumurta kırıp biraz baharatla
Servis yapardım müşterinin servisini yaptım tamda tek gelen o delikanlının masasının yanına oturmuştu o yemeğini yerken o delikanlı onu izliyr adeta yutkunuyordu
Belliki açtı ikiye bir cebindeki bozuk parayı çıkarıp sayıp tekrar cebine koyuyordu
Tanıdığım biri olsa soracağım ama gururu incinir diye soramıyordum neden sonra
Kalkıp müdüriyet masamın yanına geldi abi bişey sora bilirmiyim dedi ben buyur dedim melemen kaç para dedi ben ocağın önündeki tarifeyi göstererek iki buçuk lira dedim abi ben iş arıyorum çokte uzaktan geldim eve kadar gitmeyi gözüm kesmiyor
İki liram var başka param yok bana melemen yaparmısın dedi
O anda sanki başımdan bir kova kaynar su döktüler adeta yüzüne bakmağa utandım
Tamam anlamında başımı sallayıp yerine geçmesini işaret ettim o birşeyler anlatıyordu ben hiç bir şey duymuyordum kalkıp mutfağa geçtim ama bana bir şeyler olmuştu
Göz yaşıma hakim olamıyordum ben ki öz annemin cenazesini mersinden kırıkkaleye
Getirmiş ama gözümden tek damla yaş gelmemişti şimdi hiç tanımadığım biri için
Ağlıyordum aceba neye idi otuz yaşında aslan gibi bir delikanlının elli kuruşun pazarlığnı yaptığna mı yoksa bu güzel ülke insanımızın bu hale düşürüldüğünemi
Ağlıyordum bilmiyorum önceki yemek yiyen müşteri parasını vermek için mutfaga
Geldi fevzi abi melemene soğanmı doğradın yoksa gözlerin fena yaşarmiş dedi
Oysaki benim her türlü ışığa karşı allercim var içerde dahi açık renk güneş gözlüğü
Kullanırım o bile göz yaşımı gizleyememişti neyse bol bir şekilde melemeni yapıp
Sepetede bir buçuk ekmek doğradım yanında bir kolayla servis yaptım
Utanır diye otarafa hiç bakmıyprdum aslında ben utanıyordum sanki onu bu hale ben
Getirmişim gibi suçluluk duyuyordum yemegini yedi bir dilim ekmek dahi artmadı
Yanıma geldi cebinden bozuklukları çıkartıp bana uzattı yol parası olup olmadığını sordum abi artık yaya giderim çok çok bir saat sürer dedi
Ben paran kalsın yol parası et sonra yolun düşerse bırakırsın düşmezsede helal olsun
O kadar önemli değil dedim teşekkürler dualarla çıkıp gitti yine dalmıştım derinlere
Tam o sırada ggaztedeki bir yazı dikkatimi çekti
Köşe yazarı bir bayan gazetecinin yazısı aynen şöyleydi bir yerden basediyordu
Yöresel tüm peynirlerin bulunduğu açık büfe kahvaltının otuz dokuz lira gibi
Makul bi r fiat olduğunu herkese tavsiye ettiğini yazıyordu gelde düşünme ben refah
Ve servet düşmanı değilim ve hiç olmadımda elbetteki insanlar iyi şeylere layıktı
Ama gazetecilikte bu olmamalıydı heleki bu dönemde neyse o pilağın öbür yüzü
Aradan on onbeş gün ğibi bir zaman sonra o delikanlıyı kapıdan girerken gördüm
Yüzünde nasıl bir sevinç ve gurur vardı tarif edemem hemen yanaştı yanıma adeta
Gözlerinin içi gülüyordu abi dedi ben iş buldum hemde bir haftalık üstelik yemeğimde
Oraya aitti haftalık yüz yirmi beş lira haftalığımı aldım ilk sana geldim sen bana sofra kurup karnımı doyurdun zor günümde babalık yaptın allah razı olsun bunu asla
unutamam istersen elli lira bana bir iş bulana kadar yeter yetmişbeş lirayı sana bırakayım bir sıkıntını savar dedi
Tabiki kabul etmedim üç lira alıp üzerini iade ettim
Böyle kadir şinas bir millet böyle bir yaşantıyı hak ediyormu yorumunuda
Size bırakıyorum
Sevgiyle kalın
]
YORUMLAR
çok güzel bir yazıydı...çok beğendim...ülkemizin hali aynen böyle,ne eksik ne fazla...afrika ülkelerinden sonra geliyoruz açlık sınırında...ülkenin yarısı aç yatıyor her gece...eti insanlar senede ya bir kere yiyebiliyor ya da hiç...nasıl olacak bu hal,çocuklar iyi beslenmesi gerekirken...yazıklar olsun bu ülkeyi yönetenlere ve talan edenlere...70 milyonluk bir ülkede 100.000 kişi mutlu yaşıyorsa(mutlu azınlık) ve Türkiyedeki bütün banka mevduatlarının %80'i onlara aitse,söz burada biter...
kalendefevzi
her kesimde insanlarla iletişim kurarım
öyle yaşamlar gözlemliyorum ki yazsam yürek dayanmaz
teşekkürler duyarlı yüreğinize