- 724 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KARANLIKTA KAYBOLMAYI DEĞİL, AYDINLIKTA VAR OLMAYI SEÇ
İnsan hayatında hep dönüm noktaları vardır. Bazen fark edilir, bazen fark edilmez. Bakıyorsun bazı insanlara iyi bir işi var. Kıymet bilmez. İyi bir eşi var. Değerini anlamaz.
Mutlu bir hayat insan için özlenen arzulan bir durumdur. Bazı insanların mutluluğu da vardır hor kullanır. Eline ne kıymet verdiyse rabbim hep çarçur eder. Ticareti vardır, iyi de bir gelir temin eder neye, nereye harcayacağını bilmez. Bu itibarlı günlerin neden niçin verildiğini düşünmez. İtibarlı kişilik acaba hep böyle gidecek mi ,bilmiyorum ama bunlarında bir bedeli vardır diye düşünüyorum. Talabena vecedena elbette gayret çalışma malımızı artırır, artırır da aynen devam eder mi bilinmez. Çok zenginler tanıyorum; Tatiller, sahiller, eğlenceler, gece hayatları.
Avrupa seyahatleri, geçici haz ve lezzetler peşinde koşmak, ne garip ne acaip bir şey. Yatı var, uçağı var, herkes hizmetinde astığı astık, kestiği kestik. Yarısını yer yarısını çöpe atar. Hiçte ne kaybettiğini düşünmez. Bu sarhoşluk devam ederken bakarsın hızla giden günler tersine döner, çocukları isyan eder, hanımı çektiği zulmün ağır yükü altında ezilmeye, beli bükülmeye başlar. Kolay yaşanan hayat; önce ağırlaşmaya daha sonra zorlamaya başlar. Nihayet çekilmez hale gelir. Bu geniş zamanda, bol zamanda hiçbir yere bir şey koymaz. Bir fakiri görmez. Bir garibanı düşünmez burun büker dudak oynatır. Hep böyle gitmez. Çember daralmaya başlar. Ak günler karalara, Varlık yokluğa, huzur çilelere gebe kalır.
İbre yorulmuş ileri gitmekten vaz geçmiş geriye dönmüştür. Doyumsuzca yapılan eğlenceler, oburca yenen yemekler, israf edilen zamanlar yoktur. Dönüş yolculuğu başlamıştır. Buğulanan duyguları garipseyen iç çekmeleri çoğalır. Kâbus olmuştur, yığınla önüne gelen dertler. İcraya giden senetler, Çöken dert bulutları zifiri karanlık olmuştur. Kendince itibarlı komşuları yavaş yavaş çekilirler etrafından. Bakar ki herkes artık uğramaz, halını hatırını sormaz. Bu itibarlı dostları etrafından çekilince anlarki bu dostluklar ,menfaat dostlğudur.Gerçek dostunu kim olacağını düşünür. Düşüncesinde ki yarım yamalak duygularla yaradana yönelir.
O ister ki Allah hemen istediğini versin ve işleri düzelsin itibarı geri gelsin. Olmaz tabii ki. Kendince dindar dediği önceden itibar etmediği Allah dostuna derdini dökmeye başlar dualarının kabul olmadığını anlatır. Bu arada hanımı vefat eder. Oğulları kendine isyan eder her dert üzerinde çöreklenmiştir. Bence artık soğuk su dökülmüş de duş etkisi yapmış gibi kendine döner ve Geçmişini irdeler.
Allah dostu karşısına duvar gibi dikilir. Şok edici şu sözleri söyler: Kuluna zulmeder mi Mevla’sı kulun çektiği kendi belası. Aslında Allah dostu ile Allah onun duasına karşılık vermiştir. Aklından Din ile ilgili bildikleri bir film şeridi gibi geçer. Kendisini yeniden değerlendirmeye alır ve yeniden hayatını düzenlemeye başlar. Kulluk görevinde samimi davranır bazı inatlarından vaz geçer. Karanlıkta kaybolmayı değil, aydınlıkta var olmayı seçer.
Maddi sıkıntıları azalmıştır. Müminin miracı namaz, bazı bulanık dünyaları aydınlatıyor, karanlık bulutları kaldırıyor. Gönle ağır gelen baskılı duygular kayboluyor gönül hafifliyor secdeye giden başlar bir tüy hafifliğinde seccadeye gidip geliyor. Dar günlerin dostu rabbim artık onun isteklerine cevap vermektedir. Ummadığı imkânlar yaratmaktadır.
Güç işler; kolay gelmeye başlar. Ubudiyet; RAHMET YAĞMURLARINI dökerek, ahiret havuzuna dolar ve bizi bekler. DAL RAHMET HAVUZUNA AL ALACAĞINI
========================================AR================================
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.