- 1723 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
SEYRET, SUS ve DİNLE
Bir gün güneş yeni bir güne uyandı. Rüzgarın esintisiyle ağaçlarının dallarını sallamasını esneyerek seyretti. Güneş pırıl pırıl her gün tüm ihtişamı ile doğuyor, dağların tepesinden masmavi bir deniz çarşaf gibi tüm gününü onu seyrederek geçiriyordu.
Dedi ki, "Ben ne güzel bir yerdeyim, önüm masmavi bir deniz ve her gün bana selam vererek, gülümseyerek güne başlıyorlar." Gökyüzünde küme küme bulutlar pamuk yığınlarını andırıyordu. Martılar çoktan uyanmış gökyüzünde dans ediyorlardı.
O sırada haylaz bulutlardan bir tanesi geldi güneşin önünde durdu. Benim ışınlarımı engelliyorlar diye kızıyordu? "Iıııhhhhhh , bu da ne? Bu bulut benim manzaramı şimdi neden bozuyor?" Onu duyan diğer bulutlar korkudan küçüldükçe küçülmüşler.
Onun oradan bir an önce gitmesini istedi ve öyle bir sıktı ki kendini. Üzerinden kopan alevler ağaçları ve böcekleri kavurdu. Tepeden aşağıya doğru bir kaç taş hızla yuvarlanmaya başladı. Bulut acı acı gülümsedi. Ara ara atlayan zıplayan balıklar denizin duruluğunda küçük halkalar oluşturuyordu.
Deniz güneşin sıkıntısını anladı ve seslendi: "Neden böyle bir günde bir küçük bulut için bu kadar acı yaşatıyorsun ki? Bak ben dümdüzken balıklar da benim duruluğumu bozuyorlar. Ben onlara kızıyor muyum? Biliyorum ki onlar bensiz ben onlarsız olamayız.
Sen de seninle birlikte yaşamak zorunda olanlara kollarını açmalısın. Kabul et gerçeği, herşey bir şeylerle bütün aslında. Fark ve güzellik de burada. Güneş olmazsa donarız, rüzgar olmazsa, bulut olmazsa kuraklık olur, ölüm olur. Bu sayede hergün ayrı bir şey öğretiyor bize; her gün ayrı bir ders veriyor. Sen iyisi mi sadece SEYRET, SUS ve DİNLE."
Güneş denize sordu: "SEYRET, SUS ve DİNLE? O da ne demek?"
Deniz, "Bak... Seyrettiğinde güzellikleri göreceksin... Sustuğunda kendinden başkalarının söylediklerini duyabileceksin... Dinlediğindeyse onlardan öğrendiklerini uygulama fırsatı bulabileceksin..."
Nevin Korkmaz
2008