- 1690 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
MEKTUPLARIMDAKİ SEN...
(SEN, DİNLEDİĞİM EN GÜZEL MELODİNİN DUDAKLARIMDA CAN VEREN HALİSİN...)
/Nicedir yitirdiğimizi sandığımız sevgilere yeniden kavuşabilmiş olmanın hasretini giderircesine-kamçılanmış ve bıçaklanmış duygularla merhaba/
Daha ilk gödüğümde yakaladım içinin güzelliğini/oysa hep yadırgadığım kötü bir huyum var./yüreğimde fırtınalar kopmadan anlarım benim için bir insanın vazgeçilmez olacağını/Bu pek ender yaşadığım duygu, ne zaman sarsa içimi-bakışlarından utanır-saklarım gözlerimi nedense. sanki kendimi hemen bir çırpıda ele vermekten korkar gibi...
Evet, damla damla çoğaldın, önce bulanık akan bir dere sonra nehir oldun ve şimdi içimde fırtınalar koparan ummanlar gibisin...
yıllarca sürgünü yaşayan firari gönlüm daha yeni kurtulmuşken esaretten yeniden başlıyorum aşka...
ve sen yüreğimin yedi iklim ötesinden kopup gelen rüzgarların peşi sıra sürükleyip getirdiği bahar kokulum...
Sen, henüz yazılmamış bir şiir, söylenmemiş türkü,
sen, ayak basılmamış bir dağ, el değmemiş nehir, koklanmamış bir ten ve öpülmemiş dudaksın...
Bak söylüyorum bu kez iyi dinle.
belki de son olacak bu.
mantığını cebine koy yüreğinle dinle...
kim için yaşadık, kim için yaşıyoruz?
sen ve ben, birbirimizin malvarlığıyız aslında.
eğer anlıyorsan beni paylaş sevgini benimle.
yaşamak için bir amacın olsun...
Yarım kalan şiirlerim gibisin sonunu asla getiremediğim...Hep aynı nakaratta takılıyor kalemim.
çizilmemiş resimlerim gibisin renksiz ve solgun! gözbebeklerini çizmekte zorlanıyor titrek kalemim. renkler eylül akşamlarını andırıyor. biraz umutsuzluk, sarı, biraz karamsarlık siyah, hep aynı tonlar kırmızıyı, maviyi, beyazı çoktan unuttum sensizliğinde...Sahipsiz mektuplarım gibisin. bilmeden tanımadan seni sevmeden yazdığım kelimelerle ifade edemediğim,
daha önce hiç yaşamadığım en güzel mevsimi işlediğimsin...
Bu zamansız rüzgarlar, bu apansız gelen yağmur bulutları korkutuyor beni. seni bahar’da kendimi eylül akşamlarında buluyorum...
’Şimdi beklentisine küsmüş çocuklar gibi, kazınmıyor bakışlarım duvarlardan....
Tek başıma saklambaç oynuyorum bulunmaz bir hiçlikte.! Ebe de ben sobe de...
Anlatıcalak ne kaldı ki, Sensiz her zaman biriminde geriye alıyorsam kendimi ...’
Zamansız gelen yağmurlarda ıslanmaktayım şimdi...
Bir deli rüzgar dolanır saçlarımda, uzadıkça uzuyor yolum, gece daha bir karanlık, yağmur bir şiddetle yağıyor,
ne zaman yağmur yağsa sen gelirsin aklıma, yalnızlığım ve çaresizliğim gelir...
Gecenin ortasında yalnız karanlık bir insan. yolum hoyrat, yolum engebe,
yolum yol değil. çıkmazlarda, kavgalarda, yargılardayım kaderle. bir sehpa kurmaktayım şiir gözlerine.
biliyorum sonum olacaksın ama bu benim son eserim olacak...
(Birdal ERDOĞMUŞ/1996/ERZURUM)