- 703 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Dilenmeyen O Dilenci
Hayat sürprizlerle doludur. Bir de bakarsınız daha önce hiç kimsenin sizin için olası göremeyeceği kuzey taraflarında soğuk bir şehre varmışsınızdır bir gün. İnsanları da genelde soğuktur. Bir tek ikinci, üçüncü ve hatta dördüncü, beşinci kez selam verdikleriniz ve daha fazla selam vermek istedikleriniz müstesna. Sadece onlar sıcak görünür.
Çok az şey dışında her şeyi garipsersiniz önceleri. En fazla üç arabalık düğün konvoylarını, beş altı kişiyle katıldığınız bir cenaze merasimini, otobüslerde yaşlılara değil de küçük çocuklara yer veren insanları. Bir mağazaya girdiğinizde “Buyurun efendim, ne istemiştiniz?” diye başlayan bir diyalog sonunda hiç almaya niyetli olmasanız da size bir şey satmaya çalışan birini göremeyebiliriniz örneğin. Hoşunuza da gidebilir bu. Yarım saat mağaza içerisinde kimse tarafından rahatsız edilmeden dolaşabilirsiniz. Ayakkabı tamircisinin bile tavla yerine satranç oynayarak vakit öldürdüğünü görüp kültürlerine hayran kalabilir ve sonra o kültürlü insanların insan havsalasını zorlayan promilde alkol aldıktan sonraki durumlarını gördükten sonra o kültüre lanet edebilirsiniz.
Özel bir kişi tarafından işletilen bir büfeden bir şey almak istersiniz ve satıcının sizinle kontak kurabileceği tek yer olan ufak pencerenin üzerinde “Teknik ara.” yazısını görebilirsiniz. Bakarsınız ki satıcı içeridedir. Camı tıklatırınız. Büfe sahibi bu tıklatmaya hiçbir anlam veremez. Durumu garipser ama “Kesin bir yabancıdır, yoksa hangi insan günlük satışları kontrol eden birini rahatsız edebilir ki?” der kendi kendine ve oralı bile olmaz. Siz de alacağınız şeyi gider başka bir yerden alırsınız.Ya da en lüks markette bile yaptığınız yüklü bir alışverişten sonra poşet parasının bile istenmesi garip gelir size ilk günlerde.
Başlarda size ilginç gelen bu tür olayları sonraları normal karşılarsınız ve bir zaman sonra fark edemeyebilirsiniz de. Yalnız o dilenci başkadır. İşte o dilenci ilginç olma özelliğini her zaman korur. O şehirde kaldığınız beş yıl boyunca gördüğünüz tek dilencidir ve üstelik dilenmemektedir. Sabah saat dokuz buçukta güneşin doğduğu, eksi beş derecenin sıcak kabul edildiği o kış günlerinde gökyüzünde bulutlar o sırada etrafınızda bulunan en yüksek binanın biraz üstünde görünür gözünüze her daim. Bu yüzden kışın o şehri hep tavanı kara bulut desenli kapalı bir tiyatro salonu gibi algılarsınız. Yaptığınız her bir yolculuk sahne dekorunun değişmesi için verilmiş bir aradır. İş günlerinde sabah ve akşam saatlerinde sahne dekorunda sizin için en önemli kısım otobüs durağı olması gerekir. Ama o durağın yanında bulunan marketin kapısının sağ tarafında bir iki metre uzaklıkta duran o dilenci sizin daha çok dikkatinizi çekmektedir.
İşte yine oradadır. Ellili yaşlarda olsa gerektir. Daha önceki günlerden bilirsiniz, onu oraya yine ellili yaşlarda tek ayağı topallayan bir bayan getirmiştir. Tahta bir arabanın içinde neredeyse belinden aşağısı olmayan iki ayağı üzerinde dimdik durmaktadır. Üzerinde kalın bir palto, başında kalpak, elinde baştan birkaç sayfası yırtık bir kitap. Ne kimseden para istemektedir, ne de her hangi bir yerde Amerikan filmlerindeki gibi “Yardım edin lütfen.” yazısı vardır. Önünde bulunan karton üzerindeki bozuk paralar dışında dilenci olduğunu ifade eden herhangi bir şey yoktur. Sabah sahnesinde de akşam sahnesinde de onu hep kitap okurken görürsünüz. Bazen eğilir, 1 ruble bozuk koyarsınız kartonun üzerine. Bazen teşekkür eder, bazen etmez ama kesinlikle size teşekkür etmek için kitap okumaya uzun süre ara vermez.
Aradan yıllar geçmiştir ve bir gün o dilenciyi hatırlamışsınızdır. Hala ilginçtir sizin için. Dilenmemiştir çünkü, daha da önemlisi verdiğiniz parayı da umursamamıştır. Belki de elli yaşlarında olsa da bir çocuk gibi o kitapların dünyasına dalabilmekteydi. O an yerinden kıpırdayamayan bir dilenci değil de kahraman bir şövalye veya sağa sola emirler dağıtan bir kraldı. Belki de yüzündeki kibirle açıkladığınız o vakur görünüş arkasında sezdiğiniz ve anlam veremediğiniz gizli tebessümün sebebi buydu. Neticede koskoca krala verilecek 1 ruble onu ne kadar memnun edebilirdi ki… Biraz düşünür ve teorinizi zayıf bulursunuz, ama elinizde başka bir teori de yoktur.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.