- 892 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
YORUMLAR
Evet Sn. Yükselen'e katılıyorum. logo yazının içeriğinden daha ilgi cekici... Kendinize göre haklı nedenlerle sıkıntınızı dile getirmiş olabilirsiniz .
Yalnız şu cümlede yazdıklarınızla çelişir olmuşunuz. ''HERKES BİZ GİBİ DÜŞÜNMEK ZORUNDA DEĞİLSE ANLAMADIĞI VE YADA ANLAMAYA ÇALIŞMADIĞI BİR KONUDA (BELKİDE KAFASI BASMAMIŞTIR) NEDEN AHKAM KESER PEKİ İNSANLAR?'' Yani bir nevi, ben gibi düşünmeyenin kafası basmıyordur; O yüzden konuşmaya hakkı yok demek istemişsiniz...
hüzün şairi
oradaki kelime mecazidir ve yazanın ne düşüncelerle yazdığını anlamak her zaman mümkündeğildir..ben bile olsam kafam basmamıştır belkide ama bu karşımdaki kişiye acımasızca saldırma nedeni olabilirmi soruyorum size?
bu o şiiri yazan hakaret aşağılam boyutunda sözlerle saldırmaya bir gerekçemidir?
bu yazıda örneklenmek istenen budur...lütfen olay çarpıtılmaasın rica ediyorum....
en basit örnek siz böyle yazdınız diye benim size hakaretengiz sözlerle mi cevap vermem gerekiyor?
bu yazıda irdelenen de budur...
Niğmetciğim hiss-i kalbel vukuu.....:) Bu tip insanları gördükce kendimi daha iyi tahlil edebiliyorum.Zannederim buda Yaradanın bana sınavı..dilerim bu sınavdan başarılı çıkabilirz...benimde sevgilerim sonsuz sana herzaman sayfalarda dolaşamasam bile...
hüzün şairi
Ben bana verilen bu kalp adına Rabbime hep şükretmeye devam edicem....o herşeyin malik-i mülki ve her şeyide görüryor....selam ve dua ile
Değerli arkadaşım;
Yukarıdaki sözü burada anlayabilecek, yorumlayabilecek kaç kişi olduğunu düşünüyorsun?
Pek çoğu ya 'es' geçecek, söz ağır gelecektir, bazıları da yanlış yorumlayacaktır.
Yazınızın içeriğinden çok logo ilgi çekiyor ve düşündürüyor.
Mükemmel bi r sunu oysa.
Paylaşım için teşekkürler, saygı öncelikli sevgiler.
hüzün şairi
Sevgili Niğmet Kardeşim ,
Öncelikle YUNUS EMRE'DEN bir akıl ve fikir verici sözle başlaman , alana ve anlayana ibret vericidir. Eğer müsade ederseniz ve beni bağışlayın. YUNUS EMRE'NİN bu sözünü masamda karşımda , asılı tutuyorum ve şöyle yazıyor ;
EDEP , BİR TAC İMİŞ NUR-U HUDA'DAN
GİY OL TACI EMİN OL BELADAN
EHL-İ İRFAN MECLİSİNDE ARADIM KILDIM TALEP
İLİM EN GERİDEYMİŞ , İLLA EDEP , İLLA EDEP !
Evet ve zaten bir insanda ahlak ve edep olmazsa , içinde bulunduğu toplumu da , çevresini de şerri belaya sokar. Böyle durumlara haiz olanlarda kendi vicdanlarının salı gibidirler.
Değildi gözün - kaşında
Af dilesende Azrail başında
Son merhabasın musalla taşında
Kendi vicdanıyın salı gibisin .
Bu dörtlüğünde bütün mesele ortaya çıkıyor ama bir daha okuyup , iyice analiz edip ve düşünmek gerekir,acaba böyle bir durumda ben yaparım diye. İçi boş , dışı boş ve kendini birşey sananların sonu da dediğiniz o musalla taşından geçecektir, isteseler de istemeseler de. O nedenle insanlar tabii ki , birer yaratıklardır ve yüce Allahın bizlere sunduğu nimetlerden ve gösterdiği doğruluk yolundan nasıl faydalanabileceklerini akılları ve fikirleriyle müteala etmeliler, ona göre de hangi yolu seçmeleri gerektiğini görmeliler.
Elbette ve bilhassa insanlar kendi özlerini gayet iyi bilmeliler ve sözlerini de ince eleyip , sık dokuyarak ve gırtlağın kırk boğumundan süzgeçten geçirir gibi geçirmeliler ve ondan sonra söylemeliler.Diğer taraftan da söylediklerinin doğru da olsa , yanlış da olsa arkasında durmaları kendi insanlık ve vicdanlık şiarları olacaktır. Yani her insan ve kendini doğru ve edepli sanan insan , yanlış yaptıklarını da sonuna kadar kabullenmelidir. Hiçbir zaman her insanın keyfi işgüzarlığı , bir başkasının üzerinde ahkam kesmemeli . Bu denli ahkamlara hiç kimse ne izin verir ve ne de onun bağımlılığı altına girer. Özgürlükler, dizboyu bile olsalar, nihayetinde onun da bir sınırı vardır.
Şahsen ben , geçmişte de ve şu anda bile birsürü yüzde yüz haksız oldukları halde , haklılarmış gibi haklı olanları baskı altına almaya , korkutmaya ve sanki kendiler doğruymuş gibi bir görünüm sergilemeye çalışıyorlar. Hakaretlerin , tehditlerin bini bir para. Kaçmak ve hiç uğraşmamak istiyorsun bu denli çirkefliklerle ama sen kaçtıkça o seni bir türlü bırakmıyor ve illa da bela olacağım sana diyor.
Bildiğim kadarıyla Hz. Peygamberimizin bir hadisinde ; Siz İyiler , ne kadar kötülükler , hakaretler ve küfürler içinde de kalsanız , kendinizi bu musubetlerden kurtarıp , ayrılmanız ve sıyrılıp çıkmanız , Sizin ne kadar hayırlı bir insan olduğunuzu gösterir , diyor. İşte insanların , insanca insan olabilmeleri için , bütün dünya insanlarını ve hatta varlıklarını aynı derecede kabullenmeli ve sevmelidirler ki , yaşadığımız her alanda dostluklar , kardeşlikler ve BARIŞLAR kurulabilsin.
Tahammül dediğimiz şey SABIRDIR . SABIR DA VİCDANLILIK GEREKTİRİR . Zaten sabrı olmayanlardan da vicdan aranamaz. Sabretme devri aynı <<NİŞANLILIK>> devri gibidir. Herşeyi iyice müteala etme devridir. Sonucun daha hayırlı olacağı muhakkaktır.
Çoğu zaman 3-5 arkadaş bile bir araya geldiğimizde , herhangi bir konuda görüş alış verişi yapmak istiyorsak, herkes bildiği kadarını sunmalı ve bilmediği şeylerde dinlemeli , okumalı , araştırmalı ve b u denli konferanslara,panellere ve benzeri toplantılara katılarak kendilerini donatmalı ve hazır duruma getirmeli , netice itibariylede sorumluluk taşımalıdırlar. aksi taktirde havanda su dövmeye benzer ve arkasında da küfürler ve kaba kuvvetler ortaya çıkar. Mesele kalite ve kapasite meselesi diye düşünüyorum. Hiç kimse bir başkasıyla aynı düşünmek zorunda değildir ve bunu herkes bilmelidir ve biliyorda fakat benim dediğim dedik ve inat uğruna çok derin anlaşmazlıklar ortaya getiriyor ve hatta sonuç çok vahim de oluyor.
Ünlü Fransız düşünürü Molltaire , bir tartışmada diyor ki , <<Beyler, Sizinle aynı fikirde değilim amma fikrinizi savunma hakkınızın sonuna kadar yanındayım!>> Böylece her insanın negatifleri de var , pozitifleride var. Negetif ile Pozitif yani Anot ile Katot , birbirlerine ne kadar yakınlaşmaya çalışlarsa (aslında fizikte anot katot birbirlerini dışa doğru iten güçlerdir). Ben,sadece insanın kendi negetifi ve pozitifiyle ve de çevresindeki negatif ve pozitiflerle en asgari noktalarda uzlaşmalarının gerektiğini belirtmek istiyorum. Dolaysiyle de sorunların en aza indirgeneceğini düşünüyorum. Sorunlar ne kadar paylaşılarak azaltılırsa , huzur da o kadar artar diyorum.
Sana yapılmasını istemediğini , sen de başkasına yapma ! sözüne gelince , bunun diğer bir adına da EMPATİ diyoruz. Yani yer değiştirilerek durumları daha iyi analiz etme bakımından çok önemlidir.
Yazınızda 1-3 kadar yazdığınız Ata sözlerinin hiçbirini ben kabul etmiyorum. Hatta bir tane de ben ekleyeyim ; <<Söz gümüşse , sükut altındır!>> bunlar Sizinde belirttiğiniz gibi aldatmacadan başka birşey değildir. Bunları söyleye söyleye insanları hipnotizma etmişler ve susturmuşlar , hep kendileri konuşmuşlardır. Zaman ilerledikçe , devir döndükçe biraz da olsa eğitim ve öğretimin , tekniğin , ilim ve bilimin ilerlemesiyle insanlardan kısmi uyanmalar başlamış ve uyanmalar ve görsel faaliyetlerin çoğalmasiyle , hak ve hukukların kazanımları doğrultusunda bir mücadele başlamış gibi görünmektedir. Yalnız tam bunun tersi çıkarcılıklar , hep bana rab banacılıklar , kinleri ve husumetlikleride azaltmanın yerine çoğaltmış görünümündedir.Tasvip edilmeyen bu denli kin,husumet, kibir, nefis ateşi ve var olan sorunları körüklemektedir. Allah hepimizi kendi yüreğimizde ve benliğimizde , önce tek tek sonrada toplum olarak ve hepimizi bencillikten , neme lağzımcılıktan , kendi vermediği canları almaya kalkışmalardan ıslah etsin...
Sonuç olarak ; herkes kendinden ve kendi vicdanından sorumludur. Bomboş ve faydasız bir vicdana sahip olarak , bu işe yaramaz vicdanın salı olmaktansa , arkamızda iyi,doğru, hayırlı meziyetler bırakarak devamlı anılmak bence daha da muteberdir...
DOSTÇA SEVGİLER , SAYGILAR VE SELAMLARIMLA
HALİFE TATAR
H.TATAR tarafından 9/12/2010 8:02:15 PM zamanında düzenlenmiştir.
hüzün şairi
SELAM VE DUA İLE RABBİME EMANETSİNİZ HOCAM SELAM VE DUA İLE