- 926 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Namazı 'İbrahim Makamı'nda Kılmak
“Hani Evi (Kâ’be’yi) insanlar için bir toplanma ve güvenlik yeri kılmıştık. "İbrahim’in makamını namaz yeri edinin…”(Bakara Suresi, 125)
Yüce Allah’ın hoşnutluğunu, sevgisini ve yakınlığını kazanabilmek ve sonsuz yaşamda O’nun cennetine, sunduğu güzelliklere ulaşabilmek için tüm kulluk ve ibadet görevlerini samimiyetle yerine getirmek gerekir.
Bütün inananlara farz kılınan namaz da, titizlikle korunması ve samimiyetle yerine getirilmesi gereken bir ibadettir. İnsan, namaz vesilesiyle, huzurunda Rabb’i ile güçlü bir manevi bağ kurar. Namaz her gün düzenli olarak yapılan bir ibadet olduğundan, bu bağ kesintisizdir, hep diridir.
Kur’an’da, ibadetlerin Allah’a karşı gönülden boyun eğerek yerine getirilmesi buyrulur. ’Gönülden katıksız bağlılar’ olarak, O’na yönelin ve O’ndan korkup-sakının, dosdoğru namazı kılın ve müşriklerden olmayın." (Rum Suresi, 31) ayetiyle Allah, iman sahiplerine ibadetlerinde samimiyet ve teslimiyete çağrıda bulunur.
Birçok Kur’an ayetinde, Allah’ın hoşnutluğu amacıyla, katıksızca O’na yönelerek, dosdoğru kılınan namazın değeri hatırlatılır. Bilinçsizce, düşünmeden, samimiyetle Allah’a yönelmeden yapılan ibadetin Allah Katında değeri olmayabilir. Yapılan ibadet kişinin takvasını artırıyor, ahlakını güzelleştiriyor, onu Allah’a yakınlaştırıyor ve kötülüklerden uzaklaştırıyorsa o zaman değerlidir.
Kılınan namaz, "Sana Kitap’tan vahyedileni oku ve namazı dosdoğru kıl. Gerçekten namaz, çirkin utanmazlıklar (fahşa)dan ve kötülüklerden alıkoyar. .." (Ankebut Suresi, 45) ayetiyle bildirilen özellikleri taşımıyor, kişiyi çirkin utanmazlıklardan engellemiyorsa, Allah’ın beğendiği ve emrettiği ‘dosdoğru namaz’ özelliğini taşımayabilir. Yüce Allah, “İşte (şu) namaz kılanların vay haline” (Ma’un Suresi, 4) ayetiyle bu gerçeğe dikkat çeker.
Kur’an’da da bildirildiği üzere namaza isteksizce gelmek münafık özelliğidir. Müminler namaza karşı isteksizlik ve üşenme gibi duygulardan titizlikle sakınırlar. Namazlarını zamanında şevk ve özenle kılar, aksatmaz ve ertelemezler. “…Ne ticaret, ne alış-veriş onları Allah’ı zikretmekten, dosdoğru namazı kılmaktan ve zekatı vermekten ’tutkuya kaptırıp alıkoymaz’; onlar, kalplerin ve gözlerin inkılaba uğrayacağı (dehşetten allak bullak olacağı) günden korkarlar. (Nur Suresi, 37)
Namaz müminin Rabb’ine yakınlaşması, herşeyden kendini çekerek O’na boyun eğiciliğini göstermesi, huşû içinde O’nu düşünebilmesi için vesiledir. Peygamberimiz’in(sav) namazları da, her konuda olduğu gibi inananlar için güzel bir örnektir. Onun da buyurduğu gibi " Bu dinin başı İslâm’dır, direği namazdır. " (Kütüb-ü Sitte, 4627)
Her gün düzenli olarak aynı ibadetleri yerine getiriyor olmak, müminlerde alışkanlıkla yapılan uygulamalara dönüşmez. Çünkü mümin bu ibadeti Rabb’ini zikretmek için yaptığının bilincindedir ve bu onun içini her defasında yeni bir heyecan ve yeni bir şevkle doldurur. “Müminler gerçekten felah bulmuştur. Onlar namazlarında hûşû içinde olanlardır.” (Müminun Suresi, 1-2)
Namaz, müminin Allah’a yakınlaşması, O’na boyun eğmesi, dünyevi her şeyden sıyrılarak Rabb’ini düşünebilmesi için bir yöneliştir. Namaz gafleti kaldırır, insanın bilincini ve şuurunu canlı tutar. Namazla imanı derinleşen, samimiyeti artan müminin ahlakı güzelleşir, nefsani tutkularından ve kötü düşüncelerinden arınır. Mümin, secdelerinin ardından ettiği dua ile de her isteğini Rabb’ine iletir, O’na yakınlaşır.
Allah’ı zikretmek, O’nu yüceltmek amacıyla kıldığımızı düşünerek her namazımıza titizlik gösterelim… Kıyama durduğumuz anın, Allah’ın huzuruna çıkacağımız an olduğunu şeytanın unutturmasına fırsat vermeyelim… Şeytan insanı sarıp-kuşatır ve Allah’ın zikrini unutturur. Biz namazımızı kararlılıkla ve hep huşû içinde kılabilmek için O’na sığınıp dua edelim.
"Rabbim, beni namazı(nda) sürekli kıl, soyumdan olanları da. Rabbimiz, duamı kabul buyur." (İbrahim Suresi, 40)
Fuat Türker, Burhan Dergisi
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.