- 860 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
Bayramlar mı değişti, bizler mi?
Sıcak günler yerini insanı rahatlatan, mevsim normallerinde tatlı serin havalara bırakırken, bayrama eriştik. Akraba, eş dost, çoluk çocuğumuzla bayramlaşarak iki günü geride bıraktık.
Eski, çocukluğumdaki bayramları hatırlayınca, bizim çocuk ve torunlarımızın ne kadar şanssız olduğunu üzülerek düşündüm. Bayramlar yaklaşırken, Fatih’te evimize yakın büyük boş arsaya kurulan bayram yeri, dönme dolap, atlı karınca, tahta bacaklı adam, tel cambazları, bizler de vardık der gibi gözlerimin önünde resmi geçit yapmaya başladı.
Büyüklerimizin ellerini öpüp, bayram harçlıklarımızı aldık mı, soluğu bayram yerinde alırdık.
Rengarenk macuncular, kos helvacılar, şerbetçiler, çocuk çığlıklarıyla dolu bayramlara ayrı bir renk katardı.
Büyük çocukların telesiyeje benzer bir telden, askıya benzer bir tutacaktan asılarak kaydığı, küçükleri de salıncak oturağı benzeri bir düzenekle kaydırdıkları tel kaydıraklar, palyaçolar,
birkaç günlüğüne de olsa, bir çok kişiye ekmek kapısı olurdu.
Elimizdeki bayram paralarını, son kuruşuna kadar harcamazsak, içimiz rahat etmezdi.
Şimdiki yazlıkların balkonlarında sıkça bulunan güneşlikli salıncaklardan getiren kimi bayram yeri sahipleri, beş dakika sallama karşılığı, yirmi beş kuruşlarımızı alırdı.
Bisiklet kiralayıp mahallede turlamak, yoruluncaya kadar ip atlayıp, sek sek oynamak, kukalı saklambaç; bayram paralarımız bitince devam ettiğimiz oyunların başında gelirdi.
Açık havada hoplayıp zıplamaktan karnımız acıkır, önümüze konan yemekleri, annelerimizi yalvartmadan yerdik. Meyvelerin en tatlı ve lezzetlileri, en güzel kokuluları ve hormonsuzları bizleri beklerdi.
Şimdi torunlara bir şeyler yedirebilmek için dökmedik dil, anlatmadık hikaye bırakmıyoruz, yine de çocuklar iştahsız.
Belediyelerin hemen hemen her mahalleye kurdukları çocuk parkları, o eski günlerdeki mutluluğu vermiyor.
Teknolojinin bütün nimetlerinden yararlansak da, bir tıkla bütün dünya ekranımızda önümüze serilse de, ben kendi adıma o eski bayramları çok özlüyorum. Bu sadece büyüyüp, anne ve babaanne olmakla ilgili değil, birçok kaybolan güzellik gibi, elimizden uçup giden doğal yaşam, mekanikleşmemiş ve makineleşmemiş yaşama olan özlem galiba.
Küçükçekmece, Florya’da ve Sarayburnu’nda koli basilinden korkmadan denize girmeyi, Gülhane parkında kuğuları seyretmeyi, fok Yaşar’ın yaptığı türlü muzip gösterileri, Fatih parkında akşam serinliğinde mısırcılardan mısır alıp, akşam hava kararana kadar oynamayı;
şimdilerde sadece eski siyah beyaz Türk filmlerinde görebildiğimiz geniş Amerikan arabalarının geniş ve tenha trafikte süzülerek ilerlemesini, bahçe sinemalarında gece yarısına doğru serinleyen havada ürpererek, tahta sandalyelerde uyuklamayı….
Bayram sabahları sıcacık poğaçalarla gelen babamla yaptığımız kahvaltılar çok uzaklarda sisler arasında, çocukluk anılarımdan bana ulaşıyor.
Belgrat ormanlarında Pazar günleri yaptığımız pikniklerin tadını, şimdilerde yaptığımız hiçbir piknikte bulamıyorum. Bentlerdeki orman yürüyüşlerimiz, kurbağalı deredeki kurbağa çığlıkları dün gibi aklımda.
Yıldız parkı ve Emirgan’da hafta sonu gezilerimiz, Sarıyer’de Kocataştan su bidonlarımızı iyi suyla doldurup eve taşımalarımız o kadar uzaklarda ki!
Özlem, galiba yaşayıp geçip giden, tekrar ele geçmesi mümkün olmayana; bu bayram akşamı aklıma üşüşenler, beni çok uzaklara döndürdü.
YORUMLAR
keşke bende sizin döneminizde yaşayıp, o bayramların lezzetini almış olsaydım .Ne yazık ki büyklerimiz, bize böyle özel günlleri yaşatacak geleneklerimizi koruyamadı ve bizlere aktaramadı ...
Güzel bir yazıydı sevgi ve saygılarımla ...
handan akbaş
Sevgili ablacığım, ah o eski byramlar neredeler şimdi. Ben de özlüyorum o günleri. Şeker toplamaya çıkardık neşeyle. Çok gerilerde k<aldı ve geri gelmiyor. Tebrik ediyorum. Sevgilerimle.
handan akbaş
handan hanımcığım ah çok haklısınız nerde o eski bayramlar , şimdi annemleri karşı komşuya giderken ben ders çalışacağım diye gitmeyip onlar gidince bir tepsi kadayıfı amcamlar gelmeden bitirip boş tepsiyide fırının içine sokup amcamlar babamın elini öpmeye geldiğinde annemin halini hatırlıyorum kadayıf getireyim diye gidipte seni küçük hırsız geberteceğim seni diye koşuşunu mahçup mahçup amcamlara gelip bu hırsız bütün kadayıfı yemiş deyişini hatırlıyorum , güzel günlerdi, şimdi ise herşey dahil bir çok beş yıldızlı otelde tatil demek bayram, belki bir telefonla yada maille büyüklere hatır sormak demek
saygılar
handan akbaş
Bence tatiller her zaman yapılır.Bayramı bayrama yakışır biçimde kutlamalı.
Anınız gülümsetti beni, selam ve sevgiler.
Bayramlarin kendine has bir güzelligi hep var.
Yarin bayram ne giyecegiz diye düsüncelerimiz var evde hazirliklarimiz var cocuklarimiza yeni esyalar aliyoruz.
Yalniz simdiki cocuklar herseyi begenmiyorda kendileri begenmeden ölselerde giymiyorlar.
Aslinda zayiflamis olan aile baglari böyle bayramlarda büyüklerimizin evinde toplaniyoruz halen.
Belkide aileler büyük olunca bize öyle geliyor yine bir coskusu var.
Ve gercekten burada Almanyada bile kapimizi cocuklar caliyor, bizim cocuklarimiz arkadaslari ile cevrede ki komsu Türk ailelere gidiyor el öpmeye gönderiyoruz.Bunlar özel günlerdir.
Ve tabi cagin degisimi ile bir cok seyler degisti kolaylasti ama insanlarin geleneklerine bagli olmasi önemli.
Güzeldi herzamanki gibi sevgili handan.
Bayraminiz kutlu olsun.
Sonsuz sevgimle
handan akbaş
Haklısınız, bayramlar görüşüp, ziyaretler için bir vesile olmalı.
Ben de bir kaç yıl Almanya'da eşimin görevi dolayısıyla kalmıştım.
Gurbette bayramlar, çok önem kazanıyor.
Türkiye'de örfüne adetine bağlı olanlar hariç, bir çok aile bayramları tatile çıkma vesilesi olarak kullanıyor.
Yorumunuza teşekkürler, sevgi ve selamlarımla.
eskiden bayramlar bayram gibiydi.....şimdiki bayramlar tatilcilik için kullanılıyor.....tebrikler handan haım....bayramınız kutlu olsun saygılar
handan akbaş
Bayramlar, akraba eş dost tanıdıklar görüşmek için bir vesile olmalı.
Selam ve saygılarımla...
evet canım doğru hangimiz özlemiyoruz
bayramdiye alınan yeni giysileri baş ucumuzda saklardık sabah olmazdı sevinçten mutluluktan
şimdiki çocuklar çok şansız hani bayram gezmesine bile gitmek istemiyor
tatsız tussuz diyorum artık bu yaşantıya
saygılarımı kabul et canım sevgimle
güzel anlatımdı
handan akbaş
Galiba bizler büyüdük, hiç bir şeyin tadını almıyoruz.
Ama çocuklar da PC başına mahkum ettiler kendilerini, çünkü dışarda onlara oyun sahası kalmadı.
Ya play station ya da diğer elektronik oyun başında geçiyor zamanları.
Bizler açık havada daha sağlıklı büyüyorduk.
Sevgi ve çokça selamlarımla canım.
Hangibirimiz özlemiyoruz ki...
Paylaşım için teşekkürler.
Mutlu bayramlar.
handan akbaş
Ramazan Bey'e katılıyorum, her şeyi değiştiren yine bizleriz. Geçmişe özlemle dolu güzel bir yazı.
Handan Hanımcığım, bayramını kutlar sağlık ve mutluluklar dilerim.
Sevgilerimle...
handan akbaş
Değerli yorumunuza çok teşekkür ederim canım benim, sevgimle.
Handan Hanımcığım öncelikle Ramazan Bayramınızı en içten dileklerimle kutlar, ailenizle birlikte nice güzel bayramlar geçirmenizi temenni ederim.
Anlattığınız bayramlar gerçekten çok güzeldi. İnsanın çocuk olası geliyor. Bizim Ankara'da da Gençlik Parkı ziyareti babamın bize en büyük armağanıydı. Annem ve babam bahçede semaver çayı içerken ablamlar ve ben oyuncaklara binerdik. Müthiş eğlenceli olurdu.
İstanbul'da bayram daha güzelmiş. Bu bayram şeker toplayan küçük çocuklar da olmadı hiç. Şimdi bu satırları yazarken düşündüm de gerçekten çok ilginç.
Harika bir yazıydı, yine hayran hayran okudum. Sevgilerimi sunuyorum. Nice bayramlara..
AYSEL AKSÜMER tarafından 9/11/2010 7:42:47 AM zamanında düzenlenmiştir.
handan akbaş
Galiba bizler büyüdük, sorumluluk şu bu derken bazı lezzetleri alamıyoruz..
Şimdi AVM'lerde an her gördüğümüz salıncak, çarpışan araba ve oyun mekanları bizim bayram yerlerinin özelliğini kaybettirdi.
Bizde de hiç çocuk gelmedi şeker ve para toplamaya!Herhalde ayıp olur diye kimse çocuğunu göndermiyor artık.
Güzel yorumunuza çok teşekkür ederim arkadaşım, sevgilerimle.