- 662 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YORUMA AÇIK BAYRAM SOHBETİ
Bir Ramazan’ı daha geride bırakarak, Bayrama ulaştık. Bu vesileyle sağlık ve suhhat içerisinde daha nice bayramlara temennisiyle, tüm okuyucularımızın Ramazan Bayramını tebrik ediyorum. Malum olduğu üzre bayramlar sevinç ve mutluluk günleridir. Biz de bu noktadan hareketle, biraz güldüren, biraz da düşündüren ve dahi yoruma açık olan bir sohbeti uygun bulduk.
Efendim Ömer Hayyam bir rubâi ustasıdır. Ömrü boyunca 170 rubâi yazdı ve hemen hepsi de batı dillerine tercüme edildi.O, rubâilerinde, zamanın yanlış ve köhne inanışlarını işler ve eleştirel bir dille yaşamı sorgulardı.
“Gökyüzünde bir öküz var ki adı Ülker’dir, Başka bir öküz de yerin altında saklıdır
Sen ey zeka, gözünü aç da bu iki öküzün, Arasında ne kadar eşek bulunduğunu gör.”
Diyen Hayyam, başka bir rubâisinde de garip manzaranın resmini şöyle çizmişti:
“ Bir elde kadeh, bir elde Kur’an, Bir helaldir işimiz, bir haram
Şu yarım yamalak dünya’da, Ne tam kâfiriz, ne Müslüman”…
Namık Kemal, II. Abdulhamid’i tahtından indirme suçlamasıyla mahkemeye verilmişti. Kızı: “Babacığım Sultandan korkmuyor musun?” deyince, kızına şu manidar cevabı verdi:
"- Kızım! Abdülhamit söylendiği gibi kötü bir adam değildir. Hem sonra bir hakim vardır ki, yarın o en büyük hâkim olan Allah’ın huzurunda ben de Abdülhamid de varıp hesap vereceğiz. Ben asıl o hâkimden korkarım"…
Cenazenin kulağına ne söylediğini soranlara, Bekri Mustafa şu yoruma açık cevabı veriyordu:
“-Cenazeye dedim ki,öbür dünyaya vardığında sana dünyada ne var ne yok diye sorarlarsa de ki, Bekri Mustafa Sultanahmet Camiine imam olmuş gerisini siz düşünün”…
İspanya Kralı II. Filip, sarayının baş seyisini çağırdı ve büyük meblağda bir parayı vererek:"Git Drahistandan bana iyi cins bir Arap atı getir" dedi.
Sarayın soytarısı ise, elindeki deftere aptal işler yapanların isimlerini kaydederdi. Bu olaya şahit olunca, Kralın ismini de deftere kaydetti. Kral defteri görünce bunu niye yaptığını sordu. O da: “ Siz bu kadar parayı ona teslim edince, yaptım” dedi. O zaman Kral:
"Peki ya seyis geri dönerse, o zaman ne yapacaksın" diye sorunca, soytarı da yoruma açık şu cevabı verdi:
"O defterden sizin adınızı silip onun adını yazacağım efendim"…
Enderun’da Tifli lakablı bir zât vardı. Bir gece sarhoş olmuş ve Karacaahmet mezarlığına giderek, bir süre önce ölen arkadaşının başında nara atmış ve kahkalarla gülmeye başlamıştı ki, subaşı kendisini yakalayıp karakola götürdü.
“Ne yapıyordun?” sorusunu: "-Arkadaşıma üç ihlas bir fatiha okuyordum komiserim." Diye cevapladı. Komiser: “Ulan nara atarak ve kahkahayla fatiha okunduğu nerde görülmüştür?" deyince, Tifli’nin verdiği cevap da gerçekten tam yoruma açık bir cevap oldu ve :
"Komiserim sen bilmezsin, orada yatan ancak bundan anlar"dedi…
Meşhur İtalyan Şairi Alfieri’ye sormuşlar :“ – Siz eskiden demokrattınız. Sonra birden bire aristokrat oldunuz. Böyle nasıl değişiverdiniz.” O da demiş ki :
“ – Eskiden büyükleri gördüğüm için demokrat olmuştum. Şimdi küçükleri gördüğüm için aristokrat oldum.”…
Abdülhak Nasuhi Bey, gençliğinde Tahran elçisi bulunan babasının onu Tahran’a çağırması, annesinin de göndermemesi üzerine iki ara bir derede kalmış ve yoruma açık şu nükteyi söylemişti :
“ Bir taraftan babam kılar davet, Bir taraftan anam komaz gideyim, Söyle Ya Rabbi ! Şimdi ben ne halt edeyim?” …
Dalgalar azdıkça azıyordu. Kaptan tayfalara, ula uşaklar şunu ceturun bunu ceturun diye emirler yağdırırken,Tayfalar başka ne getirelim dediler. Kaptan, bir kuduran denize baktı, bir de can korkusundan sararan tayfaların yüzüne baktı ve yoruma açık olarak şöyle seslendi.
“ – Ula uşaklar bari Kelime-i Şahadet ceturun da”…
Efendim bir başka sohbette buluşmak ümidiyle dileğim Yüce Mevla’dan, her geceniz KADİR, her gününüz BAYRAM olsun. Kalın sağlıcakla…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.