KORKUSUZ SELİM (24)

• 6 Eylül 2010 Pazartesi 13:03:19

Pavyondaki program, her zamanki gibi devam ediyor; müşteriler hallerinden memnun, eğlenmekten kendilerinden geçiyorlardı. Masalardan konsomatrislerin kahkahaları, notasız şarkının sesleri gibi yükselmeye devam ediyor; kadınların kösnül bakışları, erkelerin şehvet dolu isterik bakışlarının gizemliliğinde kaybolup gidiyordu.

”Artist”Davut, karşısındaki kızlarla muhabbeti artırmış, yerini değiştirip kızların arasına oturmuştu. Arada bir kollarını, kızların omuzlarına atıyor, onlarla havadan sudan konuşmasına devam ediyordu. Adeta üçlü bir ayrılmaz grup oluşturmuşlardı.Yıllardır birbirlerini tanıyorlarmış gibiydiler. Masalarında bir kuş sütü eksikti. Her şey tamamdı. Artist’in para sıkıntısı zaten yoktu.Bu işler için harcayabildiği kadar harcama yetkisi ve gücü verilmişti kendisine.Patronu Topal Hasan’ın canı sağ olsundu.

Kızlar, alkolün etkisiyle daha rahat hareket ediyorlar, kendilerinden geçip, ilk kez geldikleri pavyonun atmosferinde mutluluktan havalara uçuyorlardı.

Artist Davut, düşüncelerini gerçekleştirme de hiç de aceleci davranmıyordu. Aradığı, sonunda bulduğu ve nihayet ağına düşürdüğü avlarını, yavaş yavaş içine sindirecek, ahtapot gibi kollarının arasında yok edecekti. Bu,onun vaz geçemediği alışkanlığıydı.Karşısında oturan kızları çantada keklik gibi görüyordu. Nasıl olsa bu saatten sonra ellerinden kurtulmalarına imkan yoktu.

Kızlar, alkolün de etkisiyle çakır keyif olup arada bir piste çıkıp oynayanların arasına karışıyorlar,kendilerinden geçiyorlardı.

Artist Davut,ikisiyle de dans etti,vücutlarına bedenlerine yapıştırdı,tenlerini seksi bir şekilde okşadı,kulaklarına bir takım şeyler mırıldandı,kadınsı kokularını içine sindirdi.Masaya kah oturdular, kah da oyun fasıllarında kalkıp sahnede yerlerini almaktan geri kalmadılar.

Gecenin ilerleyen saatlerinde sahneye çıkan striptiz, kıvrak figürleri ile adeta yürekleri hoplattı.

Kızların gözleri, dansözün cesurca yapmış olduğu seksi şovlar karşısında adeta yuvalarından çıkacakmış gibi oynamaya başladı.Gözler, dansözle birlikte her tarafa bilye gibi dönüyordu.İlk kez böyle bir şovla karşılaşmaları karşısında biraz utansalar da pavyonun atmosferine kapılıp gittiler.

“Demek ki isterse bir kadın, böyle çekici olabiliyor, erkekleri çıldırtabiliyor.Bizim neyimiz eksik,bu dansözden.Kadın değil miyiz?Dişi değil miyiz? Hem de alası! E! O zaman kendimizi tek düzelikten pek ala soyutlayabiliriz.Erkekleri etrafımızda pervane gibi dönebiliriz” düşünceleriyle cebelleşip durdular.

Dansözün bitmek bilmeyen şovları devam ederken erkeklerin yürekleri, yerinden kopacakmış gibi zıplayıp duruyor;bakışları, pür dikkat aynı hedefte kilitlenmiş sessizce izlemeye devam ediyordu.Kadının seksiliğiyle kendilerinden geçtiler.

Kadın figürlerini, müzik eşliğinde elindeki asasının üzerinde yapmaya başladı.Asayı,başının etrafında salladıkça;havadaki görüntü,çember şekline dönüşüyordu.Pavyondaki bütün gözler,onun üzerindeydi.Hiç bir hareketini kaçırmamak için bütün bakışlar tek noktaya odaklandı.Arada bir erkeklerin gözleri,sevgililerinin üzerine kayıyordu; “ beni,böyle baştan çıkarabilir misin? dercesine”

Dansöz,elindeki asasıyla adeta bir erkek gibi sevişti.Şovlarını,biraz sonra bitirdiğinde; erkek ve kadınları orgazma getirecek seviyeye getirmişti adeta.Erkeklerin kasıkları şişti,kadınların apış araları ıslandı.

Gecenin ilerleyen saatlerinde pavyondaki program son bulmuş,herkes gibi artist Davut da,sevgilileriyle sahil yolunda arabasıyla bilinmeyen tarafa doğru gitmekteydi.

Davut:

- Kızlar,neredeyse sabah olacak? Ne yapmamı istersiniz?

Kızlar,yarı uykulu bir şekilde mırıldanmaya başladılar:

- Yakışıklım, sana zahmet bizleri evimize bırakabilir misiniz?Ha,olmaz mı tatlım?

- Sizler nasıl isterseniz!

Yarım saat sonra evlerin önünde araba durdu.Kızlar,arabadan çıkmaya çalışırken;Davut,atik davranarak kızlara yardım etmekte geç kalmadı.İkisinin de bellerinden sarılıp,apartman kapısına doğru yöneldi.

- Kızlar,ben artık gitsem,nasıl olur? Konuşmasında sinsi bir ifade yatıyordu. Aslında gitmeyi, kızların yanından ayrılmayı aklının köşesinden bile geçirmedi.

Kızlar,bütün saflıkları ile:

- Olmaz yakışıklım, buraya kadar geldikten sonra bir acı kahvemizi içirmeden hiç bırakır mıyız. Hadi bakalım birlikte çıkıyoruz, fakirhanemize…
-
Davut,yılan gibi kıvrıldı kızların salon odasına.Çok rahattı,hareketlerinde.Sanki kırk yıllık sevgili gibiydi,ikisiyle de.

Kızlardan biri:

- Semra’cığım sen kahveyi benden daha iyi yaparsın, canım benim!

- Peki Aysen, yine beni pohpohladın. Seni gidi seni…

Semra, salonda kanepeye hafifçe uzanmış olan Davut’a doğru cilveli bir edayla:

- Rahat ol, tatlım. Burası senin de evin sayılır. Derken diğer taraftan da üzerindeki giysileri, çıkarıp sağa sola fırlatmaya başladı.Davut’un beklediği fırsattı.Her şey zorlamaya kalmadan kendiliğinden çözülmeye başlıyordu.

Aylin, Davut’un tişörtünü üzerinden sıyırıp alırken,çıplak göğüsleri, karşısındaki erkeğin yüzüne yapıştı adeta.Davut,çok rahat bir şekilde olacaklara yelken açarak pantolonunu çıkarıp kenarafırlattı.Aylin, “kilotonu da çıkar dercesine “bakıyordu.Kendisini çıplak vaziyette erkeğin üzerine bırakırken,sertleşen erkeklik organının itici gücünü hissetti.Sanki kilot yırtılacak gibiydi.Gözleri,oraya kaydı.Sabırsızlandı.Daha bekleyecek zamanı kalmamıştı.Bacaklarının arasından sıyırıp aldı,bez parçasını.

“Erkeksiz kalmak ne kadar zor sen bilemezsin,bu duyguyu “ diye içsel duyguyla kendinden geçip Davut’un bedenine ihtirasla yapıştı.

DEVAM EDECEK!.