Aşkın Bendeki Tanımı...
Aşkın anatomisini yazmaya karar verdim...Allah sonumuzu hayır ede...Aşklarımda Fosso Necdat tadı oldu hep.Normal aşklar bana göre değil,binlercesi el ele tutuşmayı,öpüşmeyi,sevişmeyi,düzüşmeyi ve günü geldiğinde ikiye bölünmeyi yaşar.Ama ben de öyle değildir kız gider aşkı kalır geriye,aşk gider kızdan kurtaramam kendimi...
Hangi yılın hazanıydı bilmiyorum kızın biriyle bakışmalar beni forvet oyuncuları gibi gol atmaya götürürken ya defans oynayan kardeşlerine topu kaptırdım ya kaleci olan babası son bir hamleyle kurtardı şutlarımı.Siz de tahmin edersiniz ki futbol sert oynanır biraz, ayaklarımdan daha çok ağzımın,burnumun kanaması beni de şaşırtıyo bazen acaba o esnada top ayaklarımdan daha yüksekte duruyorlardı da ben mi şuurumu yitirdikten sonra anımsamıyordum.Kendime geldiğimde başımda ya mahalleliyi görüyordum,ya ailemi göremediğim ise üstümde forma yoktu ayağımda kramponlarım da ve tabi futbol topu da.
Real Madrid’in karşısında bir garip Fiskaya Gençlik Spor’dum.Bu takımı yenmenin imkanı yoksa yapıcağın tek şeyi yapmalısın dedim ve futbola ara verdim...Daha fazla özlem daha fazla ateş ve daha fazla gol atma isteği benim bir kez daha sarı sahalara (çimlerimiz sararmıştı) dönmeme sebep oldu.
Real Madrid takımı (kaleci baba,defans abiler ve ileri sol açık ana) yaz dönemi kampa gidince evde yedek oyuncu olan dede ve sevdiğim ve hep seveceğime inandığım kız kalır (şampiyonluk kupam yani)
Takım kamptan dönmeden ateşimi söndürmeliydim,sevdiğimin tarlasına tohumlarımı serpip yeşermesini ömrümce izlemek için deplasman durumunda olan evlerine gittim.Şansım Bedevi şansı olduğundan bir an önce düdüğün çalınıp maçın başlamasını istedim.Isınma turlarımız bittikten sonra düdük sesi ile atağa kalkacakken anladık ki çalınan düdük değil ve bulunduğumuz yerde stadyum.Çalınan kapı zili idi.
"-Aman Allah’ım Dedem geldi.Çabuk saklan!..."
Haydaaa!!...Daha maç bile başlamamıştı!!!!
"-Ya gelse nolcak ihtiyar adam işte gözünün önünde dursam bile beni görmesine imkan yok değil mi? "
Kapının arkasında tül gibi ince bir bez parçasının arkasına sakladı beni dedeyi içeri alınca ben kapıdan sıvışıcaktım.Gülümsedim:
"-Dedeyi içeri alıcan ve ben sıvışıcam ya yaşlı başlı adam işte ne panik oluyon" dedim.
Neyse perdenin arkasına sakladı beni kapıyı açtı ve dede içeri girdi.İçeri girenin dede olduğundan emin değilim ama;içimden kim ulan bu izbandut diye düşünedururken,kız:
"-Hoşgeldin dede." demez mi!..
Ne dedesi be,bu dededen benim dedem gibi 8-10 tane çıkar,adamın omuzlarının genişliğinden arkasında duranı görmeniz imkansız boyunu ne siz sorun ne ben stres yapiyim ama yine de tam olarak göremedim,gözlerim fazla seçici değil ne yazık ki!..
Ee Bedevi şansım var dedim ya adamda kapının arkasında duran soğanlar için önümde beni kapatan perdeyi çekince güleç bir yüz gördü karşısında.Ya da ben yüzümdeki ifadenin öyle olduğunu sanıyorum..."Dede" dedim tavandayım,"dede" dedim tabandayım...
Futbolcuların jübile yapıp sahalara veda ettiğini biliyosunuzdur.Jübilemi yapmadım çünkü bunun için ayağa kalkacak gücüm olmadı o günden sonra ama veda ettim sahalara...
Meğerse her takımın onlardan çok daha iyi bir teknik direktörü varmış,geç öğrendim...Merak edenler için söylüyorum o günden sonra ateşim hiç yükselmedi hep normal seyirde kaldı....