ULAN BİZ GÂVUR MUYDUK?

• 3 Eylül 2010 Cuma 08:32:20

Çekerek ilçesinin Karhacılı Köyü ile Sorgun ilçesinin Karalık Köyü arazisi sınırdır. Öteden beri ufak tefek olayların dışında, iki köy halkı gül gibi geçinip giderlermiş.
Günün birinde, bu iki köy arasında, köy arazisinin sınırı konusunda anlaşmazlık çıkmış. Bütün barış çağrılarına rağmen, anlaşmazlık bir türlü çözülememiş. Hatta iki köyün halkı da kendi arazilerini korumak için silahla nöbet bile tutmuşlar.
Karalık Köyü, yüksek rakımlı bir yerde bulunmaktadır Karahacılı Köyü ise daha engin bir yerde ikamet etmektedir.
İki köy arasındaki anlaşmazlığı çözmek için bütün uluslararası diplomasi kullanılmış fakat sorun yine de çözülememiş. Nihayetinde iki köyde birbirine karşı nota vermiş. Köy dövüşü için bütün hazırlıklar yapılmış. Taş, kaya, değnek, sopa vb. ne varsa cepheye yığılmış. Gerekli yerlere, bekçiler ve nöbetçiler yerleştirilmiş.
Dövüş için sadece bir kıvılcımın ateşlenmesi gerekiyormuş. Bu ateşlemeyi de iki tarafın sabırsızları fitillemiş ve dövüş kaçınılmaz olmuş.
İki köy arasında amansız bir köy dövüşü başlamış. Karalık Köyünün halkı, Karahacılı Köyü halkına göre arazinin stratejik yapısı açısından daha avantajlıymış. Karalık Köyü halkı, yüksek yerden aşağı doğru taarruzu başlatmış. Karahacılı Köyü halkının üzerine taşlar, kayalar yağmur gibi sağnak sağnak yağıyormuş.
Karahacılı Köyü halkı, bu taş ve kaya yağmuru altında ne yapacağını şaşırmış. Aralarında toplanarak karşı taarruza geçmek için planlar yapmışlar. Son bir heyecanla Karalık Köyü halkı üzerine çeşitli kollardan Allah! Allah! Allah! Diye hücum başlatmışlar. Karahacılı Köyü halkı, aleyhlerine olan köy dövüşünü, bir anda lehlerine çevirmiş. Karalık Köyü halkını nihayetinde köylerine kadar geri püskürtmüşler. Beyaz bayrağı çeken Karalık Köyü halkı antlaşma şartlarını kabul ederek antlaşmayı imzalamış.
Sonunda iki köy halkı, anlaşarak barış yapmışlar. Barış güvercinini uçurmuşlar.
Aralarındaki husumet geçtikten sonra, Karalık Köyü halkı Sorgun kahvelerinde şöyle demiş:
“Köydür; dövüşür, barışır, bütün bunlar zorumuza gitmiyor da, biz, Gâvur muyduk? Bize doğru hücum ederlerken, Allah! Allah! Allah! Diye üzerimize doğru geliyorlardı...” demişler.
11.08.1996
Karahacılı Köyü/Çekerek