NERMİN ABLA'LARIMIZ...
Tatillerde denize koşmak yerine çuvalların altına girerdik ister istemez. Nihai tüketicilerin ihtiyaçlarını karşılamak için bakkallara marketlere gıda sevkiyatı tapıyorduk. İş yaptığımız geniş bölge fakir, orta hakli ve zengin semtler vardı ve her semtin ekonomik durumuna göre tüketiciler ve kültürel farklılıklar gözlemliyordum
İstanbul’un varoşlarından birinde müşterimiz Hasan Bakkal’ın önüne park etmiş, bakkalın ihtiyaç listesindeki malları hazırlıyorduk. Tam o sırada aracımızın yanına bir kamyonet park etti. Aracın arka kısmı cam bölmeden yapılmıştı ve oldukça çeşidi olan bir tuhafiye dükkânını andırıyordu. Bu tür pazarlama şekline halk diliyle “taksitçi” derler, bilirsiniz.
Taksitçiler mahallelerde yatak örtüsü, çarşaf takımı, çeyiz setleri, havlu, terlik vs. satarlar ihtiyaç sahiplerine. Taksitçi denmesinin sebebi ise, sattıkları malların ücretini peşin değil ellerinde gezdirdikleri çizgili deftere not edip aylara bölmeleridir. Yani karşılıklı güvene dayanan ve satıcının küçük defterinde kayıt altına alınan bir alacak verecek sitemidir.
Taksitçi aracını park ettikten sonra hareketlenmeye başladı mahalle yavaş yavaş. Geldiğini gören kadınlar aracın etrafını doldurdular. Başlarında kenarları renk renk oylarla işlenmiş yazmalar bulunan kadınlar aracın etrafında toplandılar. Kendi aralarında yöresel dilleriyle konuşup, parmaklarıyla aracın içerisindeki eşyaları gösteriyorlardı. Ancak hiç biri aracın açık bulunan arka kapılarından rahatlıkla görünen naylon paketler içerisindeki takımlara yaklaşmadan bekliyorlardı. Ta ki Nermin abla gelinceye kadar.
Nermin abla taksitçi aracının etrafında bekleyen kadınlardan daha farklı bir görünüm ve ses tonuna sahipti. yavaş yavaş ve dudaklarında hin bir gülümsemeyle araca yaklaştı. Başı açık, saçlarının boyası geçmiş, dizlerine kadar uzanan kumaş etekli, ayağında terli ve elinde muhtemelen evinin anahtarlarının asıldığı büyükçe bir maskota bağlı anahtarları şıkır şıkır sallaya sallaya aracın yanına geldi. Kadınların yüzünde sevinç ve minnet ışıltıları Nermin ablanın memnuniyetini perçinliyordu. Taksitçi de Nermin ablasını görünce sevinmiş, olduğu yerden ablasını gördüğü için kendine çeki düzen verdiği hissini uyandırmak için doğrulup üzerindeki yeleğin düğmelerini ilikliyormuş gibi bir hamle yapmıştı.
Nermin abla pişkince gülerek ve sesini yükselterek taksitçiye;
- Lan yine bizi kazıklamaya mı geldin? Diyerek hoş geldin fırçasını attıktan sonra, taksitçinin başını yana eğip;
- Estafirulla abla sen aha araba senin istediğin gibi bak fiyatlar da gayet münasip. Dedi.
Nermin ablalarının taksitçiye uyarı ateşinden sonra kendi aralarında konuşan kadınlar daha da cesaretlenip, aracın içerisindeki malları karıştırmaya başladılar. Her biri bir paketi tutuyor Nermin ablaya veriyor, Nermin abla gayet rahat naylon paketi ya açıyor ya yırtıyor ve taliplisinin avucuna bırakıyordu. Bunu sadece Nermin abla yapabilirdi, çünkü işi sadece o biliyordu.
Taksitçilerle konuşmasını, pazarlık yapmasını, kızmasını, kırılma numaraları yapmasını, bazen kovmasını her bir şeyi o biliyordu. Kadınlar da ona çok güvendiğinden onun yaptığı pazarlık neticesinde kararlaştırılan fiyatı vermekten asla imtina etmiyorlardı.
Bir müddet sonra takımlar çarşaflar çeyizlikler kadınların ellerini doldurdu. Taksitçi her bir parça için ayrı ayrı pazarlık yaptı Nermin abla ile. Fiyatlat tespit edildi, ve deftere yazıldı.Her kadının bir sayfası vardı,her sayfada alınan malın fiyatı,ödenen miktar ve kalan hanesinde de bir sonraki ay ödenecek tutar yazılıydı. Nermin abla bazen kızıyor, bazen kadınların ellerindeki malları arabanın içine doğru fırlatır atıyor ama neticede her mal alınıyordu.
Pazarlılar ve hesaplar bittikten sonra kadınlar aldıkları takımları heyecanla kucaklayıp evlerinin yolunu tuttu.
Taksitçi ile Nermin abla baş başa kaldılar, ben o sırada aracımın arka kısmında onları seyrediyor, konuştuklarını rahatça duyabiliyordum.
Taksitçi Nermin ablasına paketlerin altından büyükçe bir çanta çıkardı;
- Abla bak beğenmezsen rengini şeyini falan ben değiştiririm. Valla hiç mesele değil.
Nermin abla paketi aldı açtı, iyice kontrol ettikten sonra;
-Yoo Taam, tam istediğim gibi, öbür sefere o ipekli şeyden isterim bak karışmam haa!. Deyip gülüştüler.
Nermin abla hayırlı işler dileyip evine doğru gitti. Taksitçinin veresiye defterinde tek adı olmayan mahallenin Nermin ablası bereketli kazançlı bir gün geçirmişti.
Her mahallede bir Nermin abla var, görebilene. Sizinki kim, şöyle dikkatlice bir bakın göreceksiniz. Sonra da bu sayfalara yazın da hep beraber okuyalım.
En güzel günler, en merhametli gönüller sizin olsun.
Hayat zaten anı değil mi? Nerden başlarsan başla anılara çatmıyor mu insan? Her yaşanan anı olup kalıyor zihnimizin köşesinde.Ya unutursak !...Ne kalacak bizden geriye.