- 1056 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Dedem'e mektup...
Canım Dedem sen dünyadan ayrılalı tam on üç yıl oldu.Daha dün gibi dizinin
dibine oturtup bana fıkra anlattığın, kitap okuduğun, her akşam "Dadlı geldi jam dadlı" diye
bağıran mavi Toroslu tatlıcıdan tatlı alıp beni babamlardan ödünç alıp, ertesi güne
bırakacağım dediğin ya da gece babamı uykusundan edip gel Aykut’u al dediğin günler ve
mutluluğum hala aklımda...Bana yaptığın uçurtmalar, kağıttan kuşlar ...Ve öğrettiğin
kağıttan kurbağa, ördek v.s. Benim asıl oyuncağım sendin be dede.Artık çocuklar kendi
oyuncaklarını kendileri yapmıyor dedeciğim.Pahalı bin bir türlü elektrikli oyuncaklar ve
malzemeside kanserojen etki yaratan oyuncaklar çıktı onlarla oynuyorlar biliyor
musun?Böyle mutlu olduklarını sanıyorlar.Oysa bu onları daha doyumsuz ve bencil yapıyor
be dedecim.Zengin aileler çocuklarına pahalı oyuncaklar alırken , fakir ülkelerde de açlıktan
çocuklar ölüyor dede ÖLÜYOR!..
Bu dünyaya dalyan gibi 6 erkek, yüreği mangal gibi üç kız çocuğu getirdin,
büyüttün, evlendirdin ve göçtün dedeciğim...Ben böylesine iğrenç ve değeri, değerinden
değersiz olan dünyaya nasıl çocuk getireceğim?.Hadi getirdim nasıl büyütüp, nasıl
kötülüklerden koruyacağım?...Artık kimse kimseyi düşünmüyor. Dedeciğim çok şey değişti
sizler gideli dünyada .Herkes benin derdinde.Çocukların gözü yaşlı , sevinmekten,
sevindirilmekten mahrum.Bir çoğu ölüm korkusuyla yaşıyor.
Sen çocukları çok severdin değil mi dedeciğim. Sevindirirdin onları hatırlıyorum
.Bahçeden topladığın erikleri ,elmaları yazahanenin önüne gelinceye kadar çocuklara
dağıtırdın.Seni görünce bayram ederlerdi dedemiz gelmiş diye.Dede hatırlıyorum da senin
sayende bir sürü abim, ablam ve beni seven arkadaşım olmuştu...
Bilmiyorum dedeciğim ne haldesiniz şimdi ,yaşamak istemezdin bu günlerde ama
beklide.Artık o elmaların eriklerin bile eski tadı yok her şey zehir sular bile .İnsan aç
gözlülüğüyle kendi cinsini yok ediyor farkında değil.Dün hastanedeydim sanki Antalya’da
insan kalmamış hepsi orada.Hastalıklar da arttı bu günlerde .Sanırım kıyamet yaklaştı .Hani
Kur’an-ı Kerim’i okurken aradan notlar geçerdin ya bana... Kıyamet yaklaştığında yerden
hastalık kum gibi kaynayacak derdin ya .Herhalde o günlere geldik Dedeciğim. Sen hiç hap
kullandın mı iğne vurdular mı sana , hayatında.Bu gün insanlar ilaçlarla yaşıyorlar.Herkes bu
günkü haytan şikayetçi ama neden bilinmez bu durumdan kurtulmak için bir şey yapmıyor
kimse . Zaten yaşasan da ayak uyduramazdın sağlığın bozulurdu bu cihazlar
korkuturdu.Hiç unutmam o zamanlar da bile bir plastik oyuncak uçağım vardı...Hatta
tekerlerini kırdığım için Zaman Gazozu şişesi kapağından uçağıma teker yapıp tamir
etmiştin ya...Bir de şimdi bilgisayarı cep telefonunu, insan gözünden daha keskin pixelleri
olan kameraları görseydiniz ne yapardınız. AYYYY :( Unuttum dedeciğim özür dilerim
kızma.Aile de herkesin yabancı kelime kullanmasına gıcık alırdın...Bana da "Türkçe’yi güzel
kullan olişim" derdin.Pardon yerine ,özür dilerim dedirmiştin hatta bir keresinde...
Dedeciğim çok istemiştin.Oku Oliş’im...Bak Kur’an-ı Kerim’in bile ilk vahisi oku
derdin hep...Okuyorum dedeciğim az kaldı bitecek, gerçi sen beni izliyorsundur...OLiş’in
büyüdü kocaman oldu artık ama mutsuz gel döv bu insanları babam bana kızıyor diye onun
bacaklarına şakacıktan vurduğun gibi!..Beni hep korurdun koru yine.Üzmesinler Oliş’ini...
İnsanları sevmekten korkuyorum artık dedeciğim.Ya onları kırıyorum bu gamsızlıkları
yüzünden ya da kendimi parçalıyorum sinirden :( Hayatta iki şeyin izinden gitmeyi
öğrendim dede...Bir M.Kemal Atatürk ondan sonra da sen... Medeniyet diye bir şey
tutturmuşlar her işi araçlar cihazlarla yapıyorlar.İnsanların yüzleri hep asık .Oysa sen ne
güzel gülerdin daha kendin gülmeden gözlerin gülerdi.
İnşallah o dünyada da Allah güldürür seni rahmetiyle şenlendirir ruhunu , çiçek gözlü dedem
benim.Hep gönlümdesin çok özledim .Huzur içinde yat .Mekanın cennet olsun.
Seninde dediğin gibi...
Oliş’in fikirlerinin tek velihatı TORUNUN...
Aykut Hayati GÜNDOĞDU