- 2158 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Ordulu Şair Cemile Düzgün'le Ropörtaj
CEMİLE DÜZGÜN-ORDU
A.SARGIN: Cemile Hanım, 2 yıldır Yozgat Sürmeli Festivali Şiir Şölenlerine katılarak bizleri onurlandırıyorsunuz.İleri Gazetesi olarak sizinle bir ropörtaj yapmak istedik. Öncelikle okuyucularımıza sizi tanıtmak istiyoruz. Kısaca bize kendinizden bahseder misiniz?
C.DÜZGÜN:
1956 yılında ORDU-Ulubey –Ohtamış Köyünde dünyaya geldim. İlkokul son sınıfta, girdiğim öğretmen okulu sınavlarını kazanarak 6 yıl Trabzon-Beşikdüzün’de yatılı olarak okudum. Giresun Eğitim Enstitüsü Sınıf Öğretmenliği diplomasını alarak 16 Kasım 1978’de Ankarada görevime başladım.
Evliyim, İki sevimli oğlum, dünyalar güzeli bir gelinim ve şirin mi şirin 10 aylık bir erkek torunum var.
A.SARGIN: Hocam, Şiiri çok sevdiğinizi biliyoruz. Şiir sevginiz sizi bizimle tanıştırdı. Yozgat’ı da seviyorsunuz ki ta buaralara kadar çıkıp geliyor bizlere destek oluyorsunuz.Şiir- Edebiyat sevginiz nasıl başladı?
C. DÜZGÜN:
2000 yıllarında şiire ilgim arttı. Bir çok denemem oldu.
Şiir çalışmalarımı 2003 yılında KÜÇÜK YELKENLİM , 2007 yılında da ISLAK MISRALAR adlı şiir kitaplarımda topladım. Çocuk şiirleri dosyam kültür bakanlığında basıma hazırlandi. Doğru tesbitte bulunuyorsunuz. Evet şiir sevdamız bizi ta Yozgat’lara taşıyor. Yol çok uzun ve meşekkatli olmasına ragmen koşa koşa Yozgat’a gelip sizlerle buluşuyoruz.
A:SARGIN: Cemile Hocam, Eğitime gönül vermiş insanların kültürü sevdiklerini biliyoruz. Bir anlamda bizler gönüllü kültür elçileriyiz. Her birimiz kendi illerini temsil ederek o bölgenin kültürünü yaşatıyoruz. Sizlerin çalışmaları nasıl gidiyor, neler yapıyorsunuz?
C.DÜZGÜN:
Hayatım çok zor şartlarda geçti gitti. Belki de bu gidişat beni şiir gibi güzel bir sanatın kıyılarına kadar itti. Şiirlerimden dördüncü şiir kitabım için çalışmalar yapıyorum. İki kitabımın basımı gerçekleşti. Henüz ikisi basıma hazır beklemekte. Bunlardan biri çocuk şiirleridir. Nesir yazıları da yazmaya başladım . Anılar ve öyküler, bazen de düşüncelerimi denemeler şeklinde yazmaktayım. Müziği de çok seviyorum. Çocukluğumdan beri halk ezgilerine aşığım. İki yıldır kısıtlı imkanlarla bağlama dersi de aldım.
Ozanca çalmayı hayal ediyorum. Kendi sözlerimi çalıp söylemek istiyorum. Başladım da sayıyorum kendimi .- Sil Beni -şiirimi çalıp söylemekteyim. Çalışmalarımın kaliteli olmasını istiyorum, tabii ki, buna çaba harcıyorum, mümkün olduğunca.
A.SARGIN: Daha önce Yozgat’ı gördüğünüzü sanmıyorum. Bizim davetimiz üzerine Yozgat’a geldiniz. Dışardan Yozgat’ı nasıl tanıyordunuz? Yozgatla ilgili düşüncelerinizi öğrenmek istiyoruz?
C.DÜZGÜN:
Yozgatı daha önce görmemiştim . Böyle güzel bir vesileyle gördüm ve ikinci kez katıldım sürmeli şiir etkinliklerine. Şiire gönüllü yürekleri kutluyorum.
Organizeyi ayarlayanlara teşekkür ederim. Ama şiir dinletinize halktan pek katılım sağlayamadığımızı gördüm. Birazcık üzüldüm ama, genelde misafirperverdir Yozgat’ın insanı... Çalışkanlıklarını, azimkar olduklarını gördüm.İlinize de severek katılıyorum.
A.SARGIN: Yozgat Şiir Şölenleri 2006 yılından beri devam ediyor. Yozgat Şairler Yazarlar Birliği olarak asıl amacımız ilin tanıtımını yapmaktır. Bunda da başarılı olunduğu kanatindeyiz. Sürmeli Festivali ve Şiir şölenleri hakkında ki düşünceleriniz?
C.DÜZGÜN:
Benim düşünceme göre şiir etkinlikleri birlik beraberlik içinde olmalı.
Şartlar daha kapsamlı yöne çekilmeli. İkilik olmamalı, şiir organizasyonlarında. Sürmeli bir markadır. Yozgat’ ın kültür değeridir. O halde yozgat’ ı daha kapsamlı ve seçkin şiirlerle şenlendirmeliyiz. Halk dinleyebilmeli. Belki meydanlar dolusu insan bu şenliği sıkılmadan izleyebilir, bunun bir formülü muhakkak vardır.
Muhakkak ki, bu etkinliklerin yozgat’ ın tanıtımına büyük faydası vardır. Sürmeli üzerinde daha kapsamlı projeler üretilebilirsiniz. Yozgatlının yaşam şekilleri ve kültürü de daha kapsamlı tanıtılabilir .Yozgat izlediğim kadarıyla kültürü zengin bir il, bu zenğinliği iyi kullanmalısınız.
A.SARGIN: Hocam, Yozgat’a gelip gördünüz, Yozgat aynı zmanad bir kaplıcalar şehri. Ama ne yazık ki, bu güzelliğimizi de tanıtamadık. İstiyoruz ki Yozgat bir kaplıcalar şehri olarak tanınsın ve turizme katkısı olsun. Yozgat’ın kaplıcalarını nasıl buluyorsunuz?
C.DÜZGÜN:
Kaplıcalar için çalışkan insanlar gayretlerini sergiliyorlar. Tabi yeterli bulmuyorum. Daha çok tesis ve tanıtım için ilgi çekecek kampanyalarla yerli ve yabancı turizmi buraya yönlendirmek zotundasınız. Sizin de ifade ettiğiniz gibi Yozgat kaplıcaları ile ünlenebilir ve kaplıcalarıyla tanınabilir.
Yozgat’ı kaplıacalar şehri yapmak sizlerin elinde.. Bunun yolu ve formülü Yozgatlı hemşehrileriniz ve yapılacak turistik tesislerdir.
A.SARGIN: Yozgat Sürmeli Festivali Programı ilin tanıtımı için güzel bir imkandır. Bu konuda bizler de üzerimize düşeni yapmaya çaılşıyoruz. Bir çok Festival ve Şiir Şölenlerine katıldığınızı biliyoruz. Hatta bunların bir çoğunda beraber de oluyoruz. Yozgat Şiir şölenlerine tekrar katılmayı düşünür müsünüz?
C. DÜZGÜN:
İki yıldır katılıyorum ama, sadece şiir gönüllü şairlerimizin çabası az geliyor. Daha fazla yerel yönetici desteğine ihtiyacınız var. Bundan sonraki programlarınız da başarılar dilerim.
İnşallah şartlarım musait oldukça katılmak istiyorum.
A.SARGIN: Hocam, Şiir Şöleninde eksik bulduğunuz konular neler oldu?
C:DÜZGÜN:
Bu programlar da Yozgat halkını pek görmedik diyebilirim , hatta Yozgatlı şair (yerel) arkadaşlarımızın eşleri de pek katılamamışlardı, bunu önemle vurgulamak isterim. Halkın katılımını saglamalısınız, ayrıca Yozgatlı Şair arkadaşlarımızın eşleri de destek olmalı... Sunuçta bu salonlar Yozgat’ın dışarıya yansıyan yüzü oluyor. Buna dikkat etmenizi isteriz.
A.SARGIN: Hocam, Yozgat’ı gördünüz begendiğiniz yerler oldu, ancak ilçelerimizi sizlere tanıtamadık.Her ne kadar Yozgat CD sini izlemiş olsanız da ilçelerimizi de merak ediyorsunuzdur. İmkanımız olmadı ama, Yozgatla ilgili başkaca merak ettiğin konular var mıydı?
C. DÜZGÜN:
Elbette Yozgat ve ilçelerini gezmek görmek isterdim. Bir daha ki etkinlikte Yozgat’ın güzel bir ilçesinde, güzel bir çeşme başında, ya da kaplıacaları ile ünlü ilçenizin birinde buluşup şiir okumayı isterdim. Yozgat Misafirperver insanların olduğu güzel bir Anadolu şehri.... Sizi ve ekibinizi kutluyorum. Güzel çalışıyor, ilinizin tanıtımına hizmet ediyorsunuz. Bundan daha güzel ne olabilir ki?
A.SARGIN: Cemile Hoca hanım, bizi kırmayıp ropörtajımıza katıldığınız ve düşüncelerinizi bizimle paylaştıgınız için İleri Gaztesi adına size teşekküre diyoruz. Size ve Ordu’ya selamlarımızı ulaştırıyoruz.
C.DÜZGÜN:
Ahmet Sargın Bey size ve ekip arkadaşlarına sonsuz saygı sevgi ve selamlarımı iletmek isterim. Çok nezaket çerçevesinde gördüm hepsini. İleri Gazetesi çalışanlarına da başarılar dilerim.
Yozgat Şairler ve Yazarlar Birliği üyelerine gelince:
Onlar, Anadolumun kirlenmemiş yüzüydü...
Ben teşekkür ederim, bu araştırma çabanızdan dolayı da sizi kutluyorum.
Yozgat’a ve Yozgatlılara gönül dolusu selamlarımı ulaştırmanızı isterim.
.....................................................................................................
Selam Olsun
Sazına sevdanın tınısını ser
Seçme kelam olsun Anadolu’ya
Ufuktan uyanan güneş şöyle der
Huzmeler, tutunun Gelibolu’ya!
Kars’tan selam olsun Anadolu’ya! ...
Selam olsun eski, esrik beyaza
Görsün nasıl masum kar çiçekleri
Söz bir ettik, duvar ördük ayaza
Şimdi Kağızman’da nar çiçekleri…
Allahüekber’im, sar çiçekleri
Sar çiçeklerini, çise bakışlım
Otuna, çöpüne kurban olduğum
Dağından bağına rahmet akışlım
Gönül gönül, gürül gürül, dolduğum…
Serin sularında derman bulduğum…
Derman bulduğumsun serhat elinde
Güzelim, oy menim sen ay güzelim
Azeri kokulum türkü dilinde,
Ani, eteğinde devran gezelim
Arpaçay, seninle aşka yüzelim…
Aşka yüzelim ki dört bir bucağa
Sam misali, ılgıt ılgıt erir buz
Etten burçlar gördük biz bu bayrağa?
Sarıkamış yanık mektup kuşkusuz
Gözlerim yollarda yorgun, uykusuz…
Yorgun ve uykusuz koyan utansın
Gecene yaydığım ipek yaygı kar
Miraca yücelen, arşı tutansın
Gururum, şanımsın ak bereli yar
Yan bakan bilsin ki, dar eylerim dar…
Dar eylerim, caymak var mı bütünden?
Cennetin göğsünde nurdan Memocan
Emdik Kibele’nin koyu sütünden
Tek vatan, tek bayrak diyor Cemocan
Bu arzuyla kor kor, damarımda kan…
Cemile Düzgün
.......................................
{ Gülen Kız (!)
Benden coşku dolu şiir istermiş
Hangi hallerime yazsam bilmem ki
Hazan, bana sert yüzünü göstermiş
Sahte gülücükler dizsem, bilmem ki!
Güneş görmese de gülsün diyormuş,
Her nefesi ömür bilsin diyormuş
Gücünü sevdamdan alsın diyormuş,
Övünsem mi yoksa, kızsam bilmem ki!
Olumsuzlukları diyardan itsem,
Kâbusun tacını zindana atsam,
Gönlümün dediği yerlerde bitsem,
Feleğin oynunu bozsam bilmem ki!
Söz O’na, milâdım olsun bu şiir,
Belki de coşmalı bu suskun nehir
Ufkumdan doğsa da yepyeni devir
Tuale gülen kız çizsem, bilmem ki!
Cemile Düzgün
.......................................
Ey Çanakkale
Düzenbaz bulutlar sarmış dört yanı
Güneşe peçedir, bakın şu hale!
Gelinciklere can Mehmet’in kanı
Ruhuyla yücedir ey Çanakkale…
Her ahhla ağarır, şu kutlu şafak,
Göklere yükselen nidalara bak,
Bu sayfa lekesiz, bu sayfa pir pak,
Toprağın nicedir ey Çanakkale...
Dönmeli bu devran, tütmeli ocak
Yurdunu koruyan yücelir ancak
Dereler, tepeler ay yıldız sancak
Haçlıya gecedir ey Çanakkale…
Kimin vatanında çizersin serhat
Sağır sultan duydu, duysana heyhat!
Hakk’ın yardımıyla haklı bir cihat
Devasa pençedir ey Çanakkale…
Mavzer şimşekleri dağları delmiş
Kim bilir kaç civan şaha yükselmiş?
Nusret-i ilahi yardıma gelmiş
Kutlu bilmecedir ey Çanakkale…
Salyalı ağızla koşmuş hepisi
Çılgın canavarın korkunç yapısı
Sanıyorsa Türk’ü ezme kapısı
Görsün, işkencedir ey Çanakkale…
Tek bir makineli yok ellerinde
Ölüm kokusu var mart yellerinde?
Şükür, zikir, tekbir var dillerinde
Son sözdür, hecedir ey Çanakkale…
Cemile Düzgün
........................................
Ey Rabbim!
Lüzumsuz çırpınış ne,niyedir şöhret ve ün?
Ağzını açmış bekler, bizi de yutacak gün.
Kimler aldanmadı ki, tek tek basıp tuzağa,
Fırlayacağız o gün, birbirinden uzağa...
Uyanınca kim bilir, gözler neyi görecek,
Bundan öte ebedi, bir muamma sürecek,
Cömertlikte nasırlı, gitmişsek o tarafa,
Altın olur parlarız,gerek yoktur sarrafa...
Umutsuzluk yakışmaz,o Haşmetli Dergah’a,
Af dile, duanı et, vakit ayırma aha,
Kul hakkı yemeyi de bırakırsan tez elden,
Anlarsın bir çok şeyler, kurtarılırmış selden...
Dikenler batabilir, gülü koklanacaksa,
Haddim değil de öğüt,eğer saklanacaksa,
Sel olduk akıyoruz,senin kıyametine,
Ey Rabbim, Affet bizi, gücünün hürmetine..!
Cemile Düzgün