- 639 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
30 AĞUSTOS VE ŞANLI TARİH
Her milletin tarihinde önemli dönüm noktaları ve önemli günler, aylar vardır. Tarihi şeref kahramanlık ve zaferlerle dolu olan yüce milletimizin anma ve kutlamayı gerektiren sayısız önemli gün ve ayları vardır. İşte bizi biz yapan kahramanlık destanlarından ve zaferlerimizden biri de 30 ağustostur.
Birinci Dünya Savaşında güzel yurdumuzun emperyalist güçler tarafından işgal edilmesini kabul etmeyen yüce Türk milleti ve ordusu Ağustos 1922 de bir bütün, tek vücut olarak canından değerli saydığı vatanını müdafaa etmiş ve düşmanlarını bu cennet vatandan kovmuştu.
İnanç, irade, iman ve istiklal ruhuyla dolu Mehmetçikler kanı ve canı pahasına vatanı, şerefi, namusu, koruma adına seve seve ölüme koştular. Türk ordusu Başkomutan Gazi Mustafa Kemal önderliğinde, zor şartlarda kahramanca mücadelesini 30 Ağustos zaferiyle taçlandırmıştır. Bu zafer inanmış insanların neler yapabileceğini, Türk milletinin hür yaşama azminin boyutlarını da tüm dosta, düşmana göstermiştir.
Bu gün, dünle mukayese yapıldığında bazı değer yargılarımızın yozlaştığını görüyoruz. Dün yüce milletimin kutlu cihan devleti vardı hani? Zalimlere baş eğdiren, mazlumlara yüz güldüren, taçsızlara taç giydiren.
Gücüm vardı hani? Benim cihanı düzene sokan yedi deniz, üç kıta ve yedi iklime yayılan adım vardı. Cihan sözümü dinler, krallar buyruğuma bakar, ülkeler medeniyetime, adaletime can atardı hani? Bugün içersinde bulunduğumuz şartları ve hatalarımızı bir gözden geçirmemiz gerekir.
Geçici başarıların, günlük kavgaların, kuruntuların ve yersiz hayallerin unutulduğu, adalet, mutluluk içersinde yaşanan bir geçmişim vardı. Bir yürek yerine binlerce, milyonlarca yürek olan insanım vardı. Şimdi ise, ilerisi için geriye dönüp baktığımda çok güzellikler, muhteşemlikler görüyorum.
Bahis konusu olan şey bir tarihse, milyonlarca şehidin mübarek emanetiyse, bahis konusu olan şey insanlığı beraberinde medeniyeti doruklarına yücelten bir milletin asırlara sığmayan yüceliği ise bu gün düşüşün; bu büyük ızdırabın, hüzün ve mutsuzluğun ürpertici çığlıkları duyulmalı, sebepleri araştırılmalıdır…
Biz meçhul bir maziden değil, gerçek bir tarihten bahsediyoruz. Kendimizden, kökümüzden, şanlı tarihimizden bahsediyoruz. Geleceğimizin şekillenmesinde bize ışık olacak değerlerden, kahramanlıklardan bahsediyoruz.
Biz aslımıza, değerlerimize döner, bunları yaşar, ilimle kültürümüzle sentezlersek bu günde muhteşem tarihimizdeki gibi yine mazlumların hamisi, şefkat timsali adil, yüce devlet unvanına sahip olabiliriz
Malazgirt’te, Sakarya’da, Dumlupınar’da şahlanan bizdik, günümüzde bu emanetler korunursa güçleniriz. Biz asırlar boyu insanlığı emperyalizmin ağından, zalim, kudurgan, maddeci, egoist eğilimlerinden koruyan, bu emelleri dizginleyen muhteşem bir millet isek, bu gün de bu yolda yürümeliyiz. Tarihin yeniden yazılmasında “Muhteşem Türkiye” modelimiz, hedefimiz olmalıdır...
Türkiye tarihten günümüze çekişme ve çatışmayı bırakarak, tercihini doğrudan yana, milli ve manevi kimliğinden yana kullanmalıdır. Türkiye’nin dünyadaki önemi daha da artacaktır. Yeter ki Türkiye kimliğini korusun, kimliğine sahip çıksın…
Şayet biz yeniden mazimizdeki özelliklere sahip olursak, inşallah yükseleceğiz sadece kendimizi yükseltmiş olmayacağız aynı zamanda insanlığı da yükseltmiş olacağız.
O halde bizi insanlığın zirvesine yükselten sebepleri, bizi muhteşem fakat ızdıraplı bir düşüşe iten sebepleri aramak, bilmek mecburiyetindeyiz.
Ey yüce milletim bu gün sana devletler kazandıran, cihanın efendisi olmanı sağlayan idealleri canla başla savunmak kutsal inancına, temiz ahlakına, yüce kültürüne sahip olmak, yaşamak ve yaşatmak düşüyor. İstikbalin açık, bayramın kutlu olsun…
YORUMLAR
Güzel yazınızdan dolayı tebrikler Yahya Bey.
Kaleminiz daim olsun.
Başarılarınız da...
Selamlar.