- 666 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Beyaza Uyanalım..
inkar edilemez bir gerçektir ki, bilim ve teknolojinin hızla geliştiği küreselleşen dünyamızda, yarınların güneşleri arka plana itilmekte..bireylerin maddi ihtirasları ve yavaş yavaş karbınlaşmaya yüz tutmuş kişilikleri, onları kendilerinden başka hiç bir şey düşünmeyen birer vurdumduymazlık abidesi haline getirdi; geleceğini düşünmeyen toplumlar oluşturdu..
kalemimi gelecek toplumlar için alıyorum elime..bugüne mühürlenmiş güzelliklerin farkına varmak, dahası bunları yarınlara taşımak hevesiyle, en ince hislerimle dokunuyorun satırlara.yarın diyorum..genç nesilden bahsediyorum..
herkes farkında ki, bilinçsiz, kendinden bihaber bir gençlik yetişmekte..’an’ı geçirmeye çalışan, bugünü için yaşayan, yaşam gayesini algılayamayan, kendini ifade etmekten aciz bir nesil var ortada..toplumun geleceği bir yana kendi yarınlarından umutsuzlar..-bana çok uzaklarmış gibi yazmam hata belki de; yaşıtlarının bu haline üzülen bilinçli bir genç olarak devam ettirmeliyim satırlarımı..-hayat, ufukta bir belirsizlik halinde..düşünmek acıtmaya başladı canımızı..düşünceye gem vuran zihniyetler gördük..yüreğinin rengi solmuş, cüzdanındakilerle değerlendirilen insanlar gördük..acı ama insanları maddi değerlerle yargılamaya biz de alıştık..kardeleni yüksek görüp de, papatyanın masumiyetini çiğneyenlerden olduk bizler de..hayattan soyutlanmayı, bakıp da görmemeyi, herkese herşeye uzak olmayı hayat felsefesi yaptık kendimize..değişik görünme arzusu, marjinallik takıntısı, herkes gibi olma kaygısı, farklılık çabası, bizleri dünyadan uzaklaştırıp fezada birer gök cismi haline getirdi..yetmedi, kendimizi evrenin merkezi saydık..milyonlarca merkezi olan evren, karmaşıklığın sırrını çözme çabasında..hayat karadelik olma yolunda..ufuk giderek grileşmekte..
yapılması gerekeni herkes biliyor bence..ama dedim ya, bildiklerimizi söylemeye bile çekinen bir toplum olduk..çözümleri bulduk, soruları unuttuk..bir zamanlar milli mücadele aşkıyla yanıp tutuşan ruhlar yerini belirsizliğe bıraktı..sinemizi rüzgara açtık ardımızdakileri unutup; rüzgar nereye savurduysa düşünce obamızı oraya kurduk..bataklıkları da gördük, batanları da..sonra herkesi, herşeyi unuttuk..
bizler de unutulanlardan olduk..kayıp gençlik olduk..ne savunacağımız bir ideolojimiz var, ne de bizi hayata bağlayan bir amacımız..ruhlarımızın manevi boşluğu bizlere herşeyii yaptıracak güçte..kimilerimizi maddeye bağlıyor bu sebeple, kimimizi garip inanışlara..kimimizi laila kültürünün esiri yapıyor, kimimizi bunalıma itiyor..ihtiyacımız olan şeyruhumuzu doyuracak bir parça gıda..kim bilir belki bir parça iman bu gıda, belki de biraz zeka..
ne demeli, gece en parlak haliyle dokunup geçiyor yüreklerimize..yıldızların koynunda yaşıyor olmak hoşumuza gidiyor..her tarafta derin bir sessizlik kol geziyor şimdi..ve gecenin siyah renginin altından imtiyazlı bir beyazlık salınarak geliyor hayatımızın ortasına..gün gecenin içinden sıyrılarak damlıyor taptaze yanlarıyla..beyaza olan aşinalığımız bizi yeniden bağlıyor, hayata, zamana ve sabaha..