İtiraf
Gazete54’e gelen bir kısım okuyucu e-mailleri ve yorumları ,
yok mu canım şu hükümetin olumlu icraatı mealinde olunca,gerçekten olumlu bir şeyler aramalıyım dedim .
Yaş ,yarım yüzyıla ramak kalınca bütün köşeleri törpüleniyor insanın, şöyle yusyuvarlak bir şey oluyor.
Nerde 23 yaşın keskinliği,nerde 48 yaş.
Belki de bu yaş ,yalnız liberal (özgürlükçü)olmayı zorunlu kılıyor.
Belki de bu yaş, aktif siyaset yapanların,
yalnız kendisi ve yakın çevresinin cebini ve egosunu şişirme ereğinde olduğunun görüldüğü yaştır.
Hal böyle olunca, hiçbir lokomotifin arkasında katar olmanın izah edilir bir yanı yok.
***
Esasında şimdilerde iktidara vuran görüntü ortaya koymamızı anlamanızı beklerdik sevgili okurlar.
Çünkü ,bizim Baykal CHP’sine fütursuzca vurduğumuz bir yığın yazımız var.
Hatırlarsanız veya önceki yazılarımızı açarsanız göreceksiniz bunu.
Nerede ayrılmıştık AKP’den?
Referandumlar yoluyla bütün erklere hakim olma yoluna gideceğini deklare ettiğinde.
Çünkü bu, parlamenter demokrasinin olmazsa olmazı olan erkler ayrılığı ilkesine aykırıydı.
Bunu kabul edemezdik..!
Her ne icraat konulacaksa ortaya yargıya rağmen konulmalıydı.
Fransız Montesquieu erkler ayrılığını yüzyıllar ötesinde demokrasinin bir gereği olarak ortaya koymuştu , biz 2010 Türkiye’sinde bunu uygulamaktan mı acizdik…?
Sandıktan çıkan iradenin yargıyı da tayin etmesi gerektiğine inananlara bir hatırlatmada bulunmanın yeridir.
Hatırlayınız ki Hitler de, Alman halkının sandıktan kahir bir ekseriyetle çıkardığı liderdi.
Yani sandıktan çıkmış olmak her zaman matah neticeler vermiyor.
Tüm erklere hakim olmak demokrasiyi öldürüyor.
Sesi kesilmiş bir muhalefetle demokrasi olabilirmi?
Demokrat partinin 1960’ larda CHP’nin sesini kesmek için kurduğu ‘tahkikat komisyonları’ nın icraatları onun sonunu getirmedi mi?
***
Cumhurbaşkanını halkın seçmesi yanlıştır efendim.Halk vekilini seçmeliydi , vekil de Cumhurbaşkanını.
Sayenizde,
gelecekte güzel memleketimin Çankaya’sında Atatürk’ün laik Cumhuriyetinin tepesinde belki sarığıyla bir molla bekleyebiliriz artık.
Üst yargıdaki atamalar, ne hükümet ne de gelecekte kim olacağı hususunda ciddi kaygılar taşıdığımız Cumhurbaşkanı tarafından yapılmalıydı.
Mevcut yapısı korunmalıydı HSYK’nın,AYM’nin.
Şimdi diyor ki sn Erdoğan üst yargıda üye tayininde iktidarın inisiyatifi oransal olarak düşürüldü.
Hadi gel de yazma…
Hadi gel de kızma…
Siz gelecekte Cumhurbaşkanlığının hemen hemen alternatifsiz adayı olduğunuzu biliyorsunuz.
Naçizane biz de biliyoruz.
O halde yeni üst yargı üyeleriniz hayırlı olsun.
Her birini tek tek atayacağınız üst yargı.
***
Hadi gelin itiraf edelim.
Hadi gelin referandumda anayasa değişikliğine dair olumlu olabilecek bir şeyler söyleyelim.
Kamu denetçiliği kurumu yani ombudsmanlık
Ve
Yargının, yerindelik denetimi.
Ne var ki bunların da kanunda ve uygulamada çok iyi düzenlenmesi gerekir ,ki bu konuda da ciddi kuşkularımız var.
Ombudsmanlık kurumuna siyasi atamalar yapılırsa yargı önü durumundaki bu kurum felç olacağı gibi, adalet duygusu da çöker.
Yargı yerindelik denetimi yapamayacaksa ,
meclis de hükümet de çıkaracağı kanunlarda ve siyasi tasarruflarında azami özen göstermeli.
Ülkenin geleceği ve çıkarları odak olmalı. Sözgelimi kamuya ait işletmelerin özelleştirmesinden veya satışından gelecek para yine kamuya ait yeni işletmelerin kuruluşunda harcanmalı ki devlet gelir kaynaklarını tüketmesin.
Devlet fakirleşmesin.
Jüristokrasinin önünü keselim derken , siyaseti tamamen denetimsiz bir Türkiye’ye girmeyelim.
Kan ağlatan jüristokrasiden , kan kusturan iktidara geçiş yeni gerilimlere neden olur.
O kadar.
İbrahim Erol
gazete54.com
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.