VATAAAN HAYİNİİİ !!!
Erzurumda anlatırlar , o eski siyasi dönemlerde Erzurum otogarında Kars’tan gelen otobüsleri durudrurlar memleketin birliği dirliği adına yolcuları sorguya çekerlermiş. Bir gün yine bir Kars otobüsünü durdurup içeri giren yiğitler sıra ile muhtemelen "komoniz" olan vatandaşları tasnif edebilmek için sorar ;
- Hele de bağim İslamın şarti kaç tene? Yolcu döner ve;
- Beş tene..Der. Soruyu soran yiğit gardaşımız otobüsün dışında bekleyen reislere seslenir;
-Zeci ağabey az bi dagka ..beş diyir an bu neydim? Allahtan aşağdaki doğruyu bildiğinden yolcu tartaklanmaktan kurtulur.
Valla Erzurumlular kızmasın, bunu Erzurumda eski komando ağabeylerinden dinledim. Biz de 1980 Lise mezunu olmamaız hasebiyle kıyısından kuyruğundan karıştık..yooo..karıştırıldık bu olaylara. Aklımız neredeydi o zamanlar sorsanız söyleyemem.
Ama eski günleri anınca ya kahkahalarla gülüyorum ya da gözyaşlarıyla kalkıyorum masamdan, şimdi taptaze elleri, kolları, dağ gibi yürekleri toprak olmuş arkadaşlarımı düşününce.
Ne ülkeyi kurtarabildik ne kendimizi,ellerinde denekler olduğumuz liderlerimiz,ellerinde piyonluk yaptıkları global güçlere pazarladı bizleri ve kendi çocuklarının huzurlu ve şişko şişko yaşamalarını temin ettiler.
Ne saçmalıklar yaşandı ..bir bakın geçmişe, Hangisine onay veririsiniz? Hiç ! Hem de hiç bir kelimesine inanmadım.hiç bir zaman.
Bizim ilçemizde bir doktor vardı. Çok sevilen,iyi bir insan ve mesleğinin icaplarını eksiksiz hatta mükemmel yerine getiren bir doktordu bu bey.Solcu olduğundan çok okurdu,zeki de bir adamdı anımsadığım kadar.Çocukları arkadaşımız olduğundan iyi tanırdık aile fertlerini.
Bir gün polis bir mühim ihbar neticesinde doktorun evini basıp bazı dökümanlar ve büyük bir telsiz cihazına el koyup doktoru da tutuklamış. Aman ilçede bir heyecan bir telaş bir ağızlar köpük köpük, bir sloganlar,bir sinir krizleri..memleketin selameti için bunlar tabii ki. Yoksa polis izin verir mi serserilerin cam kırmasını, arabaları taşlamasını..memleketin bekaası ve hükümetin zekaaası bu kadar yetiyor herkeze.
Ha ..tabi unutmadım meseleyi, meğer doktor bu telsizle Rusya ile...olmadı burası şimdi Rusya deyince zamanımızın gençlerinin gözünün önüne güzel rus kızları düşecek ve "helal doktora kızları telsizlen ayarlıyomuş..ne var bunda ?" diyecek. Onun için baştan yazıyorum bu paragrafı( hani laz gibi olduk bu arada..demiş ya askerdeki oğluna mektup yazdığında..." eyyyy uşağum bak hele mektubi kapattum da akluma geldi sağa para gndereceğidum..neysa bi daha ki sefer gönderurum" )
Meğer doktor-başladım yenisine- Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği ilen telsizlen görüşüyormuş.
Yaaaaa...bak şimdi olaya, vatan hainliği bu..la sen nasıl konuşursun Komonizlerle..sattın bizi alçakkkk....ağğğğhhhhh...zzzrrtttt ( bu vatan aşkıyla çıkan seslerden duyabildiklerim hatırladıklarım) ha bu zzrttttt ya gömleklerini yırtıyorlar ya da sıra taa atlete kadar gelmiş dayanmış halin sesleridir.
Ve elde bayraklar her on-on iki dakikada bir ilçemizin şarapçılarının önderliğinde "HEPBARABAR !" diye bağırarak herkeze boğazlarımız çatlarcasına okuttukları İstiklal marşı ile gözyaşları sell sell inanmazsınız. Bir arkadaş başımdan geçen bir mizahi olaya yorum yazmış sağolsun " sanki gerçek" demiş.vallahi gerçek bunlar.
Ve hep bir ağızdan "Komonizler Moskovaya" adlı mukaddes ve muteşem sloganlarını gayet dikkatli ve ses uyumuna ve ahengine dikkat ederek doktorun evine doğru çığırır dururlardı.
Ve hatta bazı mühüm kimseler ki bunlardan bir kaçı Deli Şefki, Kuri Yagub ve anımsadığım bir arkadaşımın abisi Ajan (adını vermiyim hala sağ ve yazları memlekette bazen görüşüyoruz) idi ve bunlar doktorun bazı geceler gizlice iskeleye doğru gidip denizden çıkan birileriyle konuştuğunu ve bazı materyaller aldıklarını yemin billah anlatıp halkı ..o vatanperver o memleketsever o demirelsever o başbuğsever hatta aralara serpiştirilmiş halde ecevitsever halkı galeyana getiriyordu.
Evet doktor bunları yapmıştı, bu bir hakikatti fekat ne olursa olsun kahraman ve en son olay yerlerinde görebildiğimiz kadarıyla Türk Polis deşkilatımız ve başındaki sağ elinin işaret parmağı daima burnunun deliklerinde veya deliklerin etrafında içeri dalmaya hazır halde bekleyen pois müdürümüzün derin tahkikatları neticesinde ispat ve sanıklar mahküm edilecekti. Tahkikatlar başlamış doktor hakkında bir sürü yavşancı şahid ortaya çıkmıştı ve tahkikat bütün kararlılıkla ve gayretle devam ediyordu...
( Burada ..AZ SONRA...AZ SONRA..demek istiyorum yüksek müsaaadelerinizle..sağolun sağoooluun)
Hain doktor memleketin en mühüm ve stratejik ve hatta jeopolitik ve bomba durumundaki ilçesini SESECEBE ye satmıştı..( Abi se ler fazla olmadı demi? sağolun tekrar)
satardı tabi çünkü o haindi..FLAŞ FLAŞ FAŞŞ ya iş geliyo bu arada anlayışınıza sığınıyorum .
Evet bu ilçede bazı önemli durumlar vardı Bunlardan birincisi Bayramali idi. Zira bayramali vatansever bir Çelik Bilek idi ve İngilizlerle savaşıyordu bazı geceler Rodi ve Pire fesörle baraber.
Ve Bayramali kendi kelimeleri ilen " KİZLİ İSTİKBARAT" adlı bir örgütün üst düzey ve bila ücret çalışan yöneticisiydi ve bunu bize söylerken " Başkasına diyenin anas...avr..ym" gibi Türk töresine uygun and’lar verdiriyordu.
Onun gizli istihbarat elemanı olduğuna inanıyordum.Bilhassa ben ve değerli arkadaşım Mustafa Ç...ğlu. Zira ona istihbarat kimlikleri yapana kadar anamız ağlamış bayaa bi masraf yapmıştık.Ha bir de bu Bayramali STRATEJİK JEOPOLİTİK ve Başpiskopos Makariyos, Asroşeytid Piress , dal tartar kartal kalkar kartal kalkar dal sarkar da diyemiyordu.Haliylen bu da SESESEBECE nin kumonizlerinin işine yarayabiliridi.Yani belki diyorum olur ya belki derler ki" laa bu ne salak bişi bi gelsin bakıymmm..spasiba " derler olur ya.Bilemezsiniz yani. Aslında Bayramali biraz yaklaşıyordu "şrjaşeşik "derken, andırıyordu da ,bizim arkadaşlar da puştluk yapıp hep STRATEJİK ve genellikle Kıprıs sorunu ele alınıyor Makariyosun adının geçtiği sohbetler yapıyordu onun yanında. Ve sık sık dönüp soruyolardı "sayın ajan abimiz bu konuda ne dersşiniz " diyerek o da alıyordu gazı salıyordu kendini kıs kıs ve sağa sola kaçırarak patlamayı engelleyen gülmelerin arasına.
Bir de ilçemizin güzeller güzeli iri memeleri olan ablası vardı. Hah işte bence SEBEBECE lilere doktor bu hatunu gammazlıyordu.Alın götürün diyordu kesin.."bu avrat buraya geldi geleli durumumuz vahimoff yoldaşlar..bak şerefsizim karıya kur yapmaktan bi sürü devrimci telef oldu" demiştir diye düşünüyorum.
Neyse ben uzatıyorum sonra da okumak isteyenler kızıyor.Burada kesiyim de işim de var.
Haa doktor bir hafta sonra çıktı geldi...onun evinin etrafında toplanıp slogan atan lar ziyaretine gittiler.Zira hepsinin çocuklarını tedavi etmişti...ilaç vermişti parasız....köylerine evlerine girmiş onlar için çoook fedakarlıklar yapmıştı.
Telsize el konulacaktı ki son anda müzik çalar olduğu polisimizin parmağının boşta olduğu bir anda anlaşıldı. Gerçi Müzik kısmı hadi neyse de ÇALAR kısmı bize biraz acaip geldi ya. Devletin polizi var neticede.
YORUMLAR
muhteşem bir anlatım......o günler geldi aklıma......çok güldüm.....usta kalem.....varolasın....saygılar