- 1020 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Garnitürle Saklanmış Ana Yemek..!
Sayın Başbakanın o çok bilindik “Durmak Yok Yola Devam” söyleminin, öylesine seçilmiş sıradan bir slogan olmadığını düşünüyorum. Bilakis özenle seçilmiş ve belli bir yol haritasını özetleyen anahtar niteliğinde slogan olmalı!
Bize düşen; özetten bütüne ulaşmak ve onu doğru biçimde yorumlamaktır.
Bunun için neleri kıstas almamız gerektiğini doğru belirlememiz gerek. Zira Konumuz Sayın Başbakanımızın sloganı olduğuna göre elbette öncelikli olarak geçmişten günümüze aklımıza gelen söylemlerini inceleyerek hafızamızı tazelememiz kaçınılmaz oluyor.
Türkiye’de herkesin neredeyse ezberlediği hâkim küresel güçlerin kendisine görev olarak verdiği B.O.P Eş Başkanlığı ya da bizzat kendi sesinden internette de dolaşan demokrasi tanımını “Demokrasi bir trendir. İstediğimiz yere gelince ineriz” sözlerini detaylı olarak konu etmek gibi bir niyetim yok. Sadece hafızamızı tazeleyerek almakta olduğumuz yol hakkında fikir yürütmek gerektiğine dikkat çekmek istiyorum.
İcraatlar salt söylemlerden ibaret değil elbet. Uygulamada da bize ışık tutacak birçok yaşanmışlık bulunmaktadır.
Hele bir tanesi var ki evlere şenlik!
Hani şu mayınlı arazilerin İsraillilere verme konusundaki YARGIDAN dönen AKP iradesi!
YARGININ iptal etmesine rağmen ısrarla direnen hükümet, radikal bir kararla referandumu Türkiye gündemine taşımış ve görünen o ki; YARGIYA haddini bildirmeye de kararlı.
AKP İstanbul’un neredeyse her ilçesinde devasa noktalar oluşturarak konuşlanmış, Sayın Başbakanın sesinden referandum oylamasında EVET oyu istenmekte.
Otobüs duraklarında, caddelerin en işlek noktalarında, vapur iskelelerinde tahammül sınırlarını aşan yüksek sesle, fonda alkış sesleri ile başbakan miting konuşmalarını bu noktalara taşımış.
“12 Eylül 1980 darbesinin hesabını soracağız” diyor.
Şaka gibi değil mi?
Yıllarca darbe söylemleri ile halkı uyutmak yetmezmiş gibi biraz daha ileri giderek darbelerden hesap soracağını söylüyor Sayın Başbakan.
Anlayacağınız her yer tam bir trajik komediye sahne oluyor.
Oylamaya sunulan maddelerin büyük çoğunluğuna hiç kimse, hiçbir siyasi parti karşı çıkmıyor. 1982 Anayasasının değişmesi gerektiği konusunda tam bir mütabakat zaten var.
Öyleyse kimsenin reddedemeyeceği maddeler niçin oylama konusu yapılmıştır?
Sebebi açık;
Onlar ana menünün görünmesini engelleyecek garnitür işlevini yerine getirmek için serpiştirilmiş.
Israrla gözden kaçırmak istedikleri şey; YARGI bağımsızlığına son verecek madde ki bu konuda da popülist söylem geliştirmişler.
Ne var ki halkımızın araştırıp kafa yormak gibi bir derdi yok. Duyumlara dayalı algılama daha revaçta.
Bu nedenledir ki kendi geleceğini pazara çıkaranlara itibar etmekte.
Bu nedenledir ki bir yanağına şamar yedikten sonra güdüsel olarak diğer yanağını uzatmakta.
Devletin bütün olanaklarını seferber etmiş olan hükümet, sınırlı olanaklarla ve eşit olmayan şartlarda diğer siyasi partilerle ringe çıkmakta tereddüt etmiyor bile.
Bu referandumda halk oyunun değil dayatmanın çok daha ön planda olduğu çok açık.
Çaresiz bırakılan halk birkaç torba kömür, birkaç poşet gıda maddesi ile dilenci durumuna düşürülmüştür.
Birer toplumsal sorun olan intihar vakalarında ki artış ve dağılan ailelerin sayısındaki ürkütücü tırmanış adım adım toplumsal çöküşe doğru Türkiye’yi sürüklemektedir.
Geleneksel aile yapımıza göre aile reisi olan baba, ekonomik çıkmazlar nedeniyle çocuklarının gözündeki aile reisi imajını kaybetmiş ve otoritesi sarsılmıştır.
İşte bütün bu nedenlerle önümüze servis edilen menüdeki garnitürleri bir kenara itip ana yemeğe göz atmak hepimiz için hayati önem arz etmektedir.
Zira o ana yemek bize pahalıya mal olabilir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.