Keşkelerim Keşkek Oldu
hayrettin taylan
Keşkeleri yamaladığın yürek haritamdan siliyorum. Eyvah’larım ürüyorsa da yaşamaya devam ediyorum.
-Vicdanımı emen pişmanlıklar sülün oldu, gitmelere gelin oldu. Hangi pişmanlığın son hecesinde aklansam ,bana aldığın pişmaniyenin tadı çıkıyor.Tatlar ile acılar pişmaniye gibi dağılıyor dünyamda. Tadınla, acılarınla gün yüzüm kirlenmiş. Çantandan çıkarsan ıslak bir mendil silsen, ruhuma kadar ellerinle, gelmelerinle.
-Keşkeleri çıkardım hayatımdan. Hayatım bir keşkenin keşkeki oldu. Beni pişir sende.
ben seni unuturum sevdiğim
Kahve gözlerini, bir fincana gömerim , kırk yıl seni unutmamayı mumyalar dururum;ama köpük köpük sevdanı bir ömür içmek varken nasıl yaparım ?
-Anıları nereye dökeceğim.Onca yaşadıklarımızı,iliklerine kadar yaşadığımız onca ilki nereye gömeceğim. Özene bezene çektiğimiz onca resim karesini hangi bakışla sileceğim söyler misin can kırığım .
Bir gün yıllar önce ağustos gecesinde kollarıma atıldın, yollarıma savruldun, yüreğimde kavruldun, ömrüme yamalandın, gelişlerime ışık oldun, gidişlere müjde oldun deyip nasıl susacağım can bulutum.Ört beni mavi bulutlarınla, kümülüs ol yaralarıma. Yarın yağmuru öpmeye çok yakın.
-Zamansız utulma derslerini almak gerek, zamansız seni unutmak gerek. Keşke deyip, ah keşkem deyip yüreğinin keşkeni yemek hayatın TADI DEĞİL.
- Seni unuttuğumu san. Şanım öyle kalsın.
Yılana sarılmış modern hayatın yalanlarında pin kodları bozulmuş bir insanlığın en berrak hali olmaya , seni yeniden kazanmaktan yoruldum.
- Bu kent, bu hızlı gelişen yozlaşma, bu arzular şelalesi hep büyürken genleri bozulmuş neslin Mecnun ‘u olarak çölünde yaşamam zor.
- Gel Yusuf’um ol,Yusuf kadar temiz bir yüreğin varsa. Yusuf kadar güven dağların varsa. Yusuf kadar aşk acısına dayanabileceksen. Benim babam öldü. Sabır babam Yakup’tan sana geleceğin dirhemlerini topluyorum.
- Gitmek benim kaderim, yüreğimin ederi. Onurlu bir duruşun resmi andacı. Kadınlığımın en gül hali, mecbur edilmiş mecburların en meçhul halidir gidişim.
* Faili meçhul aşk cinayetleri işleyen sendin. Kaç güzeli öldürdün meçhul aşk gecelerinde .
- Söyler misin ? Sen hangi aşkın uslanmaz künyesinin zincirisin. Keşkelerinden önce gidişlerimi bombalayan arzular çerçiliğini bırak.
- Güvenmek bir kadının en büyük dağı.Everest’in vardı. Ölümden öte yükselmişti…
-Koca dağı başıma yıktın,hiç beklemezken, sana o kadar alışmışken, ömrünün aşkı, sevdamızın güneşi…
- Bilinmeyen sensin. Bilinmezliğin yozlarında anlık masalların perileriyle Kaf dağlarımı bitiren sen.
- Şimdi bırak mısralarda ağlamayı, şimdi bırak yazılarda ölmeyi.
-Beni öldürdüğün anların deminde ,süzgecinde zerre zerre aklandın mı?
- Hangi kadın yüreğimle senin bu büyük sevdana döneyim.
- İlla gitmek mi gerek ? Bir kadını ağlatmanın bedelini hangi yüreğin ödeyebilir ki?
Keyifli bir gidişti,şimdi çok huzurluyum demek isterdim;ama can kırığının kırıkları o kadar derin ki senli her şey kanatıyor.
- Her dizen göğsüme saplanıyor. Madem bu kadar seviyordun, madem bu kadar bağlıydın neden ?
-Nedenlerin açıklayamadığı nedenlerin neden oldu ?
Sus ,can kırığım !Sus!
-Bu atomlu cümleler karşısında nasıl yaşacağım. Ben de insanım ben de…
- Peygamber sanma ? Yusuf sanma ? Sana aşık olan san, seni çok seven san, senin gelmeni isteyen ermiş, kendine gelmiş aşk Maclimi say.
-Zaten hayat bir yalandır makarasına sardım dünyamı.
-Zaten sen bir yalandın , ben yalancı..
- Yatsıyı bekledim, mumyaladığım sen geldi , gözlerin yerine mum geldi .
-Yalancı bir hevesin ömrü yatsıya kadarmış. Şimdi yalanlarım mumyaladığım senle aydınlık.
-Yalanım bitti, şimdi gündüzler benim. Şimdi sensiz her şey benim.
-Kaybolmuş bir buluşmanın yerin dibinde olan ruhu gibisin.Günler ile çiçekler arasında nefsimle nefesini aralıyorum.Güller utanır,arlar utanır ,utanmadan yaptıklarımdan.
-Sen bir hissin küpüydün.Matematikte değerini çözecek işlemler yoktu. O kadar seni sayısız, denklemesiz kıldım.Paydam olarak kaldığın aşk payımın işlemi geçersiz.
-Hangi güzeli çarpsam sen etmiyor.Hangi güzelin çıkarmasında çıkarma olsam , baştan çıkarmadan öteye gitmiyor.
Hangi sevdaya bölünsem elde var yine sen .Sağlaması yapılamayan bir yanlışın can işlemiyim. Gel beni topla , gel beni kurtar bu işlemi günaha akan sayısız sevi işlemlerinden..
-Ben matematikçi değilim, benim açılarımı senin sancılarının dik acılarında . Bu karenin kare ası sen ,kara sevdası ben. Gel çöz beni al ve sev kaleminle.
Yıldızlar seni paklar,geceler beni aklar.Öykündüğüm hayal Kevserlerinde gel yıka beni sensiz kirlenmiş sevda ermişini.
- Gel köpük köpük aşk koksun gece.En uçarı aşkın beni sarmasından kurtar sarmalarınla, sarılmalarınla. Sen tanımsız sevmelerin aşk bebeğisin.
-Ağlıyorsun can damarımda. Seni büyütmeli bu aşk Maclimi . Ruhunun Mecelleni benim. Kıtanı buldum, kutbunu,aşkını,seni buldum benden.
-Gelişin ağır ağır seherime konmakta.İçimde senden kalma bir sevda bülbülü uçup ötmekte . Gel bu ömrümün sabahına güneşten önce sarıl dünyama can kırığım.