Aşk Kimyanı Sordum Hüsn’e
hayrettin taylan
Aşk Kimyanı Sordum Hüsn’e
Onu Sev Dedi Boyna
-Senden kaçışları emziren ürkek bir ceylanın gölgesini aşk kimyası içiyorum, yanımda Hüsn ve Aşk, Yunus ve Yusuf…
Bu sevi azmimiz lime lime içimize içlenişi anlatıyoruz .
Yunus dile geliyor:
“Hak bir gönül verdi bana
Ha demeden hayrân olur
Bir dem gelir şâdân olur
Bir dem gelir giryân olur”
- Benim gönlüm ağlıyor, benim gönlüm yarasına sızlıyor. Bu sevdanın mistik koylarında gözlerim nemli , ruhum bohemli, bekleyişimin Fildişi Kulesinde , çok yalvardım gel diye.
-Hüsn dayanmıyor, içlenişime ve sus şair diyor.Aşk benim bendime gelmek için neler çekti biliyor musun?
“Yüzbin cefâ etsen vazgeçmem, bir kere sevdim seni. Kazâ ve kader kalemi alnıma böyle yazmış; seni sevdim bir kere. Dokuz gök döndükçe bu sözden dönmem: Sevdim seni; yer ve gök aşkıma şâhid olsun.”
-Şahitlerimin sessizlik senfonisinde kendimi çalıyorum. “Hüsn’e “ baktıkça
gözlerinin pınarı akıyor yüreğimde.Damla damla ıslanıyorum. Tut elimden Hüsn, Aşk görmesin. İçtiğin kimyandan bir tas sun bana.
-Nazlıcan’a varmak için ne gerek söyle Hüsn… Sen Aşk’ı nasıl kabul ettin.Sen Aşk’a nasıl vardın.
-Aşk ,senin yüreğinde büyük dev kazanları oluştursa yine döner misin , yine can yüreğinde aşka kaynar mısın ?
Hüsn:” Aşk mumdan kayıklarla alev denizini geçmeye benzer....” Ben onun sevgisini yüreğime mumyaladım,ben onun özlemini ateşe ateş eyledim.Ben onun sevgisini deniz eyledim. Ben onu aşk eyledim, aşk içre aşktan ve benden öte.
- Bu yüzden onun alev denizinden gözü kapalı geçerim Hüsn.
Hüsn:” Cana hayret veren o şahbaz göz, o büyü ceylanı, naz güvercini. “ Sen can olmuşsun, sen candan öte olmuşsun, sakın bırakma Nazlıcan’ı … Bir gün yüreğindeki dev kazanları doldurur sevgi şelalenden akan özleyiş, sevgi tutku…
-Sen en yüce dağlardan, en yüve sevi berraklarınla şelale olarak akmaya devam et,kendi ellerinle onun yüreğinden oluşturduğun dev kazanları.Bu coğrafi derinliği, sular, aflar, ahlar temizlemez.
- Güven deryanı akıt, dalgalarınla algıların arasında ayna olsun.Güven aynanda taransın. Güzelliğini orda görsün. Her güzelin affetme yüreği var, her güzelin yeniden gelme şanı var. Seni sen eden bu yüce sevgin, asil sevgileri aşkları emer hayatın vuslat memesinden . Sen can ol ,sen kan ol aşka.
-“ Can hasret kadehini içer oldu, göz ayrılık cevherlerini (gözyaşlarını) satar oldu. “ Onun yüreğime sattığı göz yaşları vicdanımın bütün kirli zerrelerini bir bir temizledi.
- Ben onun içimde yarattığı dağların dağlamasındayım. Aşk’ ağlıyor bile halime. O Hüsn’e giderken özün kimyasını arama şartı vardı. Ya Hüsn , yeniden bana dönmesi için bu sevdanın şartı var mı ki ? Bu yüzden benim aşkım grift, bu yüzden benim aşkım büyük.
-Hüsn: “Kendine iyi bak çünkü alemin özüsün sen. Varlıkların gözbebeği olan insanoğlusun sen. Evet, Hüsn, evet, Nazlıcan ben bir özün sözsüz okyanusuyum. Ben özümü bulup ütülersem bunca yozlaşmış sevdalar şehrinde aşk susar, yar susar,bana döner gerçekler.
- İstanbul bütün denklemlerimizi siliyor,özümüzden kayıp kentler oluşturuyor.Modernizm,kendi ekseninde fasit daireler çizerek, genleri bozulmuş aşk nesli yetiştiriyor.
- Bu metruk metropol seni benden aldı. Ben Mecnun’un babasıyken,beni Romeo yaptı. Biz ,ihaneti Romeo okulunda öğrendik yeni nesil. Aşkımız,arzularımızı sulayan kısa çaylar gibiydi. Irmağına hemen dökülmek, hemen yaşamak, hemen tükenmek sevgiyi.Bizim sevdamız bu yüzden ömre muttasıl değil can çiçeğim.
Yüreğimizin kent soluğunda anlık masallar anlatılır, anlık efsaneler yaşanır. Senden öncesi ,benden sonrasını ütüler mi ?
- Yüreğinde açtığım can kırıklarının alt yapasını hangi psiko-sosyal denklem açıklar ki
-
Sana olan sevgim türkülerle çürürken yalnızlık sarmalında. Sana sarılmayı, sarmayı özlediğim kadar kendi isteğini yaratırken söyle bana sen hangi sazın,hangi sözün, hangi vuslatın aşk fenerisin.
-Yanılsamalı özlemler serilir neon gecelerime.Işıklar senin gözlerinden gelmedikçe Matrixli Leo ‘da olsam ne yazar. Kurgusu benim ciğerimde pişen kavuşmanın huysuz içlenişlerinde kurumuş zambakların hangi yaprağı seni anlatır ki ?
-Zambak seviyordun, sana aldığım hangi zambak bugünleri arar ki . Ki zambak ıssız yerlerde büyür, isimsiz aşklara büyür. Sen şimdi zambak olmuşsun,ıssız,isimsiz kentine gelemedim.Kendime gelemedim.
Seni anlatmaktan vazgeçmeye meyillerim artıyor ;ama Gelişinin dirençli sözlerinde ezber kelimeler yüreğimde ütülenir akar şiirlere. Terapik bir akışın sol yanındayım.
- Sevili bir yüreğin bizli baharında çiçek olarak kalmanı istiyor bu yürek. Bitimsiz arayışların atlasında sözlerin karelenir.
-Yara berelerine aşk kendi merhemini sürer,iyileşir her derdin, biraz bana olan akışın hızlanır, akar aşk deryası. Benim özlem balıklarım dile gelir.Oltanla değil, kızartılmış özleminle, berrak sözlerinle,ince sevginle,o anlatılmaz duruşunla geliver aşk yurduma can çiçeğim.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.