- 634 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
MUHTARIM ÇALININ ALTINDA UYUYORDUM
Muhtar Süleyman, köy bekçisine der ki:
“Oğlum yarın Belendeki tarlaya keşifçiler gelecek sabah erkenden o tarlaya git, çayımızı demle ve bizi bekle, misafirlerimize karşı mahcup olmayalım.”
Bekçi Efendi:
“Tamam muhtarım. Ben sabah erkenden orada olurum, vazifemi güzelce yaparım. Merak etmeyin.” der.
Ertesi günü, ilçeden tarlayı keşif için keşifçiler gelirler ve muhtarı bulurlar. Keşifçiler, muhtarla belendeki tarlanın yolunu tutarlar.
Tarlaya varınca muhtar bir de ne görsün! Bekçi Efendi hâlâ tarlaya gelmemiş. Misafirlere hizmet edecek kimse yok ortada.
Muhtar, kendi kendine Bekçi Efendiye yağar eser, ama nafile. Bekçi Efendi ortalıkta yoktur. Muhtar bir taraftan keşifçilerle ilgilenirken, diğer taraftan çaydır yemektir diye; bir o tarafa, bir bu tarafa koşup, gelir gider. Ter muhtarın sırtından çıkmıştır.
Nihayetinde zorluklarla günü tamamlar Muhtar Süleyman. Tabiî ki misafirlerini kırmadan yapar bütün bunları. Aklından da: “Ah Bekçi Efendi, seni bir elime geçirirsem çıranı yakacağım.” diye kendi kendine düşünür durur…
Nihayetinde keşifçiler gider. Ertesi gün olur. Sabah Bekçi Efendi, görevine başlamak için muhtarın yanına gelir.
Muhtar:
“Bekçi Efendi, ben sana dün ne talimat vermiştim.” der.
Bekçi Efendinin cevabı ilginçtir:
“Efendim, söylediğiniz tarlaya ben çok erken vardım. Sizi bekledim bekledim gelemdiniz. Belemekten uykum geldi bira uyuyayım dedim. Tarlanın karşısındaki çalılıklara gittim bir çalının altında uyuyordum. Ne ses duydum ne de bir soluk. Uyandığımda gün dallara çoktan binmişti bile. Uyandığımda yine kimsecikleri görmedim. Sen beni uyurken beni görmedin mi? Beni göremedin ya, horultumu da mı duyamadın? Pes doğrusu muhtarım.” der.
Muhtar Süleyman, boynunu bir o yana bir bu yana büker. Bu beklenmedik cevap karşısında bütün kızgınlığı anında geçer ve başlar kahkaha ile gülmeye…
25.07.2010
Karahacılı Köyü/Çekerek
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.