- 1966 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Paha Biçilemeyen Mutluluklar-1
Paha Biçilemeyen Mutluluklar-1
Mübarek Ramazan Ayı hepimizce malumdur ki, rahmet, bereket ve mağfiret ayıdır. Ramazan-ı Şerif yaklaştıkça hep şu manada dua ve niyazlarda bulundum:
“Yarabbi, Ramazanı hakkıyla idrak edebilecek ve layıkıyla yaşayabilecek kulluk şuuru ver bize. Bu kutlu ayda kastedilen manevi arınmaya nail eyle bizleri.
Ramazan sadece takvimlerde gelmesin, göklere yükselen minarelerin mahyalarında asılı lamba olarak kalmasın, cadde ve yollarda şehrin muhtelelif yerlerinde yazılı ışıklı pankart olarak görülmesin. Ramazan tüm rahmet ve bereketiyle evlerimize, gönüllerimize, yuvalarımıza ve bizzat bizim idrakimize gelsin, bizi değiştirsin.”
Resulullah Efendimizin bu kutlu aya yaklaşırken ibadetlerini, nafilelerini arttırdığı, bu ay içinde de bizzat yoğunlaştırdığı vaki olduğu gibi, yardımlaşmanın, dayanışmanın, fakir fukarayı kollayıp gözetmenin de kat kat sevaba müstehak olduğu bir vakittir bu ay.
Bir lokma ekmeğin ve bir yudum suyun maddi ölçülerle kıyaslanamayacak derecede kıymetli olduğu, sofrada her türlü yiyecek olduğu halde o nimetlere ezan okununcaya kadar el sürmeyen mü’min ve mü’minelerin nezdinde malumdur. “Komşusu, müslüman kardeşi açken tok yatan bizden değildir” hadis-i şerifi mucibinde bu ay yardımlaşma yarışı için de büyük bir fırsattır.
Ben bu duygular içerisinde kendi kendimle hemhal olurken, İlkokul 3. Sınıfa giden büyük oğlum Ufuk dün bana gelerek 100 YTL verdi. Şaşırdım. Bu kadar para küçücük çocukta ne arar diyerek.
“Yavrucuğum bu para nedir, neden bana veriyorsun? “diye sorduğumda ise aldığım cevap beni çok daha derinden etkiledi.
“Baba, uzun zamandan beri bana verdiğin harçlıkları küçük bir kutuda biriktirdim ve kutunun üzerine de “Filistin Parası” yazdım. Orada aç ve mazlum, anasız babasız yetim kalmış çocuklara Muhammed’in yetimlerine göndermen için biriktirdim. Lütfen sen gönderir misin oradaki kardeşlerime” dedi.
Ne düşüneceğimi ne söyleyeceğimi bilemiyorum. Yavrumun hedef menzili 100 YTL biriktirmekmiş ve o hedefe de bu mübarek Ramazan içinde nail olmuş yavrucak. Onlar bizim tomurcuklarımız, belki küçükler ama bize verecek o kadar çok ders barındırıyorlar ki ruhlarında..
Bu muhteşem olgunluk Yüce Allah’ın bir lütfudur diyorum ve duygulanıyorum.
O yaştaki bir çocuğun vicdani duygusu ve merhamet hissi ile yapmayı düşündüğü bu yardım karşısında yüreğim burkuldu, içim cız etti. Dünya coğrafyası üzerinde ABD ve İsrail kaynaklı zulüm bölgelerinde binlerce masum can kardeşimiz, kan kardeşimiz, din kardeşimiz akla hayale gelmedik bin türlü işkence ve katliamlara maruz kalırken biz büyükler olarak ne yaptık, nasıl tepki verdik. O mazlumların hali ile hallenebildik, dertleri ile dertlenebildik mi? Malımızla, canımızla, kanımızla, dilimizle, kalemimizle ve yüreğimizle hasılı emrolunduğumuz ölçüler içerisinde zalimlere dur deme noktasında olduk mu? Zulme tepki verecektik de bize kim mani oldu?
Kendimle bu tür hesaplaşmalar içerisindeyken, aylarca kendi özel harcamalarından kesilerek, canının istediklerinden fire verilerek biriktirilen ve bana Filistin’e yollamam için emanet olarak verilen 100 YTL yi göndermeye gittim. Hem o 100 YTL yi Oğlumun adına Filistin’e yolladım, baba olarak oğlumun merhamet duygularına yaklaşabilmek umuduyla onun adına 100 YTL de Çeçenistan’da Rus zulmü altında perişan olan ama asla istiklal ve şeref uğrunda taviz vermeyen İmam Şamilin torunları bu günün Kafkas Kartalları olan mazlum mümin kardeşlerimize yolladım.
Allah kabul eylesin inşallah.
Hüseyin Kılbaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.