- 1107 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
SABIR...
Sabır Allahım...
Şu sıcak yaz günlerinde,kızgın güneşin altında, ağır şartlar altında çalışan emekçilere.
Ve ev hanımından,doktoruna,memurundan,şoförüne kısacası tüm çalışanlara...
Yaşlılarımıza,hastalarımıza ve çocuklarımıza...
Sabır Allahım...parmak kadar boyuna bakmadan,akşama kadar aç ve susuzluğa gönülllü razı olan,cennet çiçekleri yavrularımıza...
Ne güzel bir sabır bu Allahım,kim kimin için bırakır,buz gibi suları bardak bardak içmeyi...
Hangimiz nasıl bir hatır için saatlerce,alnımızdan terler aka aka,sulu sulu,serin serin yaz meyvelerine, şeftalisine,karpuzuna,kavununa,ekşi elmasına,ballı sarı eriğine hayır deriz...
Meyve suları,limonatalar sürahilerde,kompostolar kaselerde...
Kayısımı desem,vişnemi,armutmu,üzümmü çeşit çeşit renk renk ayrı ayrı tatlarda binbir çeşit içecekler ve uzanan elleri geri çektiren O YÜCE HATIR...
Sabır Allahım,ilerlemiş yaşına rağmen,acizliğine güçsüzlüğüne rağmen...
Son bir gayretle,ölüm meleği emanetini almaya gelmeden,Yüce Mevlasını razı etmeye çalışan,analarımıza babalarımıza...
Sabır Rabbim!dedelerimize,nenelerimize...
Sen boşa çıkarma,Allahım!Gayretlerimizi,emeklerimizi...
Güç ver,sabır ihsan et,buz gibi sularla abdest alırken,avuç avuç içmemek için...
Güç ver!
Dilleri damakları susuzluktan yapışa yapışa Kuran okuyan,Allah’ın zikriyle şakıyan o gülistanın güllerine...
Sen Rahim’sin...
Sen Rahman’sın...
Nasip et,kısmet et,cennetinde kevser şarapları içmeyi...
Sabır Allahım!
Sen Rahmet et,senden Rahmet isteyen tüm kullarına...
asude_vuslat
Kim Yalan Söylemeyi, Yalanla Iş Yapmayı Bırakmazsa, Allah’ın Onun Yemesini, Içmesini Terk Etmesine Ihtiyacı Yoktur
Bir Rivayette De Soyle Buyrulmustur: "oruc Perdedir. Biriniz Birgun Oruc Tutacak Olursa Kotu Soz Sarfetmesin, Bagirip Cagirmasin. Birisi Kendisine Yakisiksiz Laf Edecek Veya Kavga Edecek Olursa "ben Orucluyum!’ Desin (ve Ona Bulasmasin).’buhari, Savm 2, 9, Libas 78; Muslim,siyam 164 (1151); Muvatta, Siyam 58, (1, 310); Ebu Davud, Savm 25 (2363); Tirmizi, Savm 55, (764); Nesai, Siyam 41, (2, 160-161); ıbnu Mace, Siyam 1, (1638), Edeb 58, (3823).
Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu Anh) Anlatiyor: "resulullah (aleyhissalatu Vesselam) Buyurdular Ki: "ademoglunun Her Ameli Katlanir. (zira Cenab-i Hakk’in Bu Husustaki Sunneti Sudur Hayir Ameller En Az On Misliyle Yazilir, Bu Yediyuz Misline Kadar Cikar. Allah Teala Hazretleri (bir Hadis-i Kudside) Soyle Buyurmustur: "oruc Bu Kaideden Harictir. Cunku O Sirf Benim Icindir, Ben De Onu (diledigim Gibi) Mukafaatlandiracagim. Kulum Benim Icin Sehvetini, Yiyecegini Terketti."
"oruclu Icin Iki Sevinc Vardir: Biri, Orucu Actigi Zamanki Sevincidir; Digeri De Rabbine Kavustugu Zamanki Sevincidir. Oruclunun Agzindan Cikan Koku (haluf), Allah Indinde Misk Kokusundan Daha Hostur.’
YORUMLAR
selamun aleyküm kardeşim yüreğinize saglık yanlız sabır dir bela bir nusubet gelirse sabretmeliyiz oysa oruç bir ibadet ve ALLAH'IN bizlere verdiyi mükafattır sevgili peygamberimiz( sav )şöyle buyuruyor Başınıza bir bela gelmeden ALLAHT'AN sabır istemeyiniz sabır isterseniz ALLAH'TAN size bela gelir buyurmuşlardır ALLAH'A emanet olun hayırlı ramazanlar
asude_vuslat
Yazar: Sorularla İslamiyet, 01-6-2010
Böyle bir yaklaşım doğru değildir. Peygamberimiz (asv) af ve afiyet dilediği gibi, sabır da dilemiştir. Ayeti kerimede "Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım dileyin. Şüphe yok ki, Allah sabredenlerle beraberdir."(Bakara, 2/153) buyrularak sabır dilememizi tavsiye etmektedir. Sabır musibeti getirmez. İnsana gelen musibeti hafifleştirir.
Sabır, sadece musibetler için değildir. Sabır; Allah'ın emirlerini yerine getirmek, aklın ve dinin hoş görmediği ve nefsin meşrû olmayan istek ve arzularına mukavemet edebilmek, hayatta elde olmadan başa gelen ve insana büyük elem ve keder veren bela ve musîbetlere karşı koyabilmek ve bunların üstesinden gelebilmektir.
Günaha girmemek için de sabır istenir. Çünkü günaha girmemede ısrar etmek de bir sabırdır. İbadetlere devam etmek de sabrın bir çeşididir.
Üç sabırla mükellefiz.
“Taat üstünde sabır” insanın salih amel konusunda usanç duymaması, nefsinin bütün itirazlarına, şeytanın bütün oyunlarına karşı taviz vermeden daima ilerlemesidir.
“Masiyyetten sabır” günah işlememeye sabretmek demektir. İnsanı kötülüğe teşvik eden nefsinden, günahlarla kaynaşmış bozuk toplum hayatına kadar nice düşmanlara karşı yılmadan çarpışmak ve bütün engelleri aşmakta azminden bir şey kaybetmemek sabrın ikinci koludur.
“Musibete karşı sabır” ise, insanı bir imtihan sorusu olarak yoklayan ve onun manevî terakkisinde büyük rol oynayacak olan hastalıklara, musibetlere, kıtlıklara, yokluklara, ölümlere, ayrılıklara karşı sabır göstermektir. Bu sabır, Allah’a tevekkül etme, O’ndan yardım dileme ve O’nun takdirine razı olma sonucun doğurur.