BÜYÜMEYE ÇALIŞIRKEN
BÜYÜMEYE ÇALIŞIRKEN
Alt kattan gelen seslere kulaklarımı tıkıyorum…başım yastığın altında,ama ne yapsam nafile.Duyduğum her çığlık yüreğimde patlıyor.Yine aynı soruları soruyorum kendime…
-bu kadar duyarsız mı olmalıyım yada olmalıyız…?
-o üç insan için kimse nin yapabileceği hiçbir şey yok mu?
-neden birbirlerini boğazlayarak yine birlikte yaşamaya çalışıyorlar?
Saat sabahın altısı, apartman aynı kadının çığlığı ile kim bilir kaçıncı kez sarsılıyor.Oğlum onca sese inat sessizce kendi kahvaltısını hazırlamakla meşgul,sanki hiç etkilenmiyormuş,yada çığlıkları duymuyormuş gibi.Ama ben biliyorum ki onun da içinde yığınlarca soru var ve kendince verdiği cevaplar…Akşam eve geldiğinde sorduğu sorudan anlıyorum,oğlum da üç insanı düşünerek geçirmiş gününü
-Aneyy..! Apartman da ölen var mı?
-Hayır yok diyorum, her gün biraz daha ölen birinin var olduğunu bilerek.
Hem de büyümeye çabalarken annesi ve babası tarafından her gün öldürülen 7 yaşında bir çocuk var apartman da. İyilikleri ve güzellikleri çocuk yüreğinden nasıl da kopartılıp alınıyor.Ve biz çığlıkları duymamak için yastıkların altına saklanıyoruz,yapabileceğimiz onca şey varken yapmamamız gereken tek şeyi yaparak.
“-Bir barış bırakın biz çocuklara
Ulaşsın şarkımız güneşe ve aya”… Ne de güzel bir şarkıdır,her özel gün de,her bayramda çocuklarımıza ezberletip koro halinde söylettiğimiz.Bizim apartmanda ki çocuğa da ezberletmiş midir acaba öğretmeni,dili öğrendiği şarkıyı söylerken yüreği babasının küfürleri….annesinin çığlıklarıyla doludur muhtemelen.Ve kendince bir ev düşlüyordur günlük güneşlik.
Yarın büyük olarak karşımıza dikildiklerinde,bugün duyarsız olmamızın bedelini elbette hepimize ödetecekler.Kendilerince bunun hesabını farklı yöntemlerle soracaklar ve bizler çalınmış çocukluklarını,öldürülen çocuk hayallerini hesaba katmadan onları suçlayıp yargılamaya devam edeceğiz.Dün olduğu gibi…bugün olduğu gibi.Kim bilir kaç evde kaç çocuk dudaklarında kocaman gülücükleri eksik,yüreklerini kanatan taşları biriktirip gizlice silahlanıyorlar.,büyüklerin yarattığı kötülüklerin gölgesinde…
“BENİM DÜŞLERİM
GÜN BATIMLARINDA
TELLİ TELLERE TAKILIR…
APARTMANDA BİR ÇOCUK AĞLAR
İÇİMDE BİN ÇOCUK KANAR…”
Rukiye Kan(Enderoğlu)
YORUMLAR
tebrik ediyorum.
hepimizin alt komşusu
doğrusu belki de evimizin içi
anne babasını çok sevip bir yandan nefret eden çocuklarla dolu.
aile kurmayı düşündüklerinde travmalarıyla sarsılan.
benim gibi. bizim gibi. yaralı, susan, büyüyemeyen ama yaşlanan çocuklar.
pekçok şiirimde böyle geçmiş bir çocukluğun yara kabukları görünür. bu yüzden daha da ekilendim sanırım.
saygımla.