- 513 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BİLİNEN BAĞLAÇ MI?!
Bu TDK verem edecek beni! Sürekli kural ve sözcük değiştirmesiyle, ilgilenen ve önemseyenlerini aptala döndürdü adeta!
Öğretmen, öğrenci ya da dil ve yazın kurallarında hassassanız, hele de yazmaya çalışmaktaysanız, neredeyse her gün kuralları takip etmek zorundasınız, ama nereye kadar, kaçımız buna özen gösterebiliriz ki bu konuda zaman da bularak üstelik. Öğretmenlerde bile farklı görüşler ve uygulayışlar var bu konuda, dolayısıyla, hele de sık sık öğretmeni değişen öğrenciler iyiden iyiye şaşkın durumda, hangisinin doğruluğunu kabul etmesi gerektiğinin tereddüdünde…
Bu vesileyle dilbilimci ve konusunda yetkin ve de bu konuda çok hassas bir arkadaşımın hem hoş, hem önemli ve acı bir anısını aktarmadan da geçemeyeceğim. Yazın ve telaffuz konusunda epeyce yanlışı olan öğrencisini, hiç üşenmeden, her yazdığı, her söylediğinde sürekli düzeltişi ve uyarışı üzerine, bir gün öğrenci iyice sıkılır ki şu yanıtı verir arkadaşımıza: Sizden önceki öğretmenim böyle öğretti, o daha doğrusunu bilir, o sizden yaşlıydı da çünkü, siz hem yanlış biliyor, hem de benim doğru bildiklerimi yanlış olan bilgilerinizle değiştirmeye çalışıyorsunuz!
Türkçe ve Edebiyat öğretmeni, akademisyen pek çok arkadaşıma danışıyorum zaman zaman tereddüde düştüklerimde, son durum, son uygulanırlık nedir diye, hepsinden farklı görüş alıyorum, ayrıca da serzeniş, çünkü onlar da çok müşteki bu durumdan. Aynı okulda, ayrı görüşlerdeyiz ve çoğumuz kendi kafamıza yatanı ya da en son doğru deneni aklımıza yatmasa, yanlış da görsek uyguluyoruz, lakin olan öğrenciye oluyor, hele de üniversite giriş sınavlarında diyorlar. Kimisi de son derece iddialı uygulamakta olduklarında ve en doğrunun kendi doğrusu olduğu görüşünde. Lakin tek bir ortak noktada birleşiyorlar ki o da TDK’nun bu yapboz tutumundan hiç hoşnut değiller!..
Bilgisine güvendiğim dil bilimcilerin açıklamalarına bakıyorum, farklı görüş ve kullanımlar var, hatta kendileri aynı yazı içinde, aynı tümcenin gerekli yerinde kullandığı bir noktalama işaretini, bir sonraki tümcede kullanmamış! Dil bilim kurallarında yetkin yazarlara bakıyorum, onlarda görülen farklılıklar da epeyce. Okuduğum her kitabı bir yandan da bu anlamda gözlemleyerek ele alıyorum, onlarda da farklılıklar var. Demek ki biraz da keyfi bu uygulamalar diye düşündürür pek çok kişiyi bu görünürlük, TDK’nun keyfi yapbozlarından bihaber olunanlarca diye düşündüm neticede!
Ama bu sergilenenler, kişilerin başına buyrukluğu ya da kural tanımazlığından kaynaklanmıyor. Siz yazboz tahtası gibi her gün bir önceki kuralı yanlış bulup değiştirirseniz olacağı bu! Sonuç olarak da, herkes kendince doğru ve mantıklı gelen kuralı uygulamada ısrarcı oluyor, ya da kafası karışıp en son doğru hangisiydi anımsayamadığından, bir önce uyguladığı kuralı, aynı yazı içinde bile bir sonraki tümcede ihlal ediyor.
Öncelikle dil ve yazın kurallarıyla bu denli oynamak hiç sağlıklı gelmiyor bana. Çünkü nesiller arası kopukluklar, anlaşılamamalar ve dil kargaşası doğuyor bu konuda. Harf okunuşlarında da öyle... Örneğin öğrenim sürecimde “K” ve “H” harfinin okunuşu üç kez değişti. Bu nedenle ki değişimden haberdar olmayanlarca alay konusu bile oldu bazı söylemler (SSK: Se Se Ka-Se Se Ke), (PKK: Pe Ka Ka-Pe Ke Ke) (TDK: Te De Ka-Te De Ke) (MHP: Me he pe-Me Ha Pe) (THY: Te He Ye- Te Ha Ye) örneklerinde olduğu gibi. Dolayısıyla haberdar olanlarla olmayanlar birbirlerini bilir bilmez suçlamaya, hatta alay da etmeye başladılar ve de bu alanda en büyük beddua her söylemin duyuluş ya da okunuşunda “Dilini eşek arısı soksun” oldu!
Hele de “ama” bağlacı! Önce, “ama” bağlacından önce noktalı virgül, sonrasında sadece virgül kullanımını kabul gördüler, daha da sonrasında tümden kaldırdılar.
Kaçımız haberdar olduk bu değişimlerden?! Çoğumuz öğrenim sürecimizde hangisi uygulanırdaysa, onu doğru kabul ederek yaşamımızın kalanında onu uygular olduk; hiçbirimiz, acaba değişti mi, bilgilerim halen geçerli mi diye kuşkuyla araştırma gereği duymadık!
“Ve” bağlacı, evet mutlaka virgülsüz olmalı değişmemeli ve değişmiyor da zaten. Çünkü cümleleri, anlam ve görev bakımından benzer veya aynı olan kelimeleri, sözleri ve öğeleri birbirine bağlıyor. Lakin, “ama” ve “ki” bağlaçlarındaki durum aynı değil; bağlaç görevi görmekteyse de, bir önceki tümcenin açıklaması niteliğinde olan sonraki tümceyi bir öncekine bağlayışıyla daha farklı bir görev taşıyor kullanıldığı tümcede. O nedenle de, “ama” bağlacından önceki tümce, bir yerde de başlı başına bir cümle oluşuyla bir soluklanma adına da, tümcenin rahat okunması adına da virgül gerektiriyor ve de önceki uygulama daha doğruydu diye düşünüyor, mantıklı gelişiyle de uyguluyorum, halen uygulanırda olmasa da.
Bunlar benim naçizane kalıntı bilgilerim ışığında, aklımın doğrusuyla düşünüp uyguladıklarım.
Konunun uzmanı olarak 30 yıl önce diploma almış da olsam, çok farklı bir iş kolunda çalışarak konudan çok uzak kalışım ve uygulanmazlığıyla ve de o diplomanın altından çok sular akıttığından TDK, bu gün ben de aynen o öğrenciler kadar şaşkın ve yeni yetme görüyorum kendimi bu konuda. O nedenle de herhangi bir iddiada bulunarak ahkâm kesmeyi doğru bulmuyorum. Lakin bu “ama” konusunda bazı tenkitler alıp hele de hakaret duyunca, dayanamayıp yazma gereği duydum dilimiz ve yazın kurallarının durumunu. Aynı zamanda da, bu konuda yetkin uzman arkadaşlarımızın konuya eğinerek, biz bilgiden uzak kalanlara birikimlerini aktarmaları arzusuyla yazdım.
Bilgi ve görüşlerinizi bekliyorum efendim…
p.r.alkan
YORUMLAR
Daha çok okunması gereken bir yazı. Teşekkür ediyorum. "Ama" bağlacına gelince, TDK oturduğu yerden çalışıyor görünmeye devam ededursun, vaktiyle öğrendiklerimi uygulamak ve onları yaşamak konusunda hiç rahatsız değilim. Teşekkür ve saygımla...asran...