- 504 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
HAYIRLI EYLÜLLER
KAYNAKTAN DERYAYA
LEBİDERYA
HAYIRLI EYLÜLLER
Kenan Evren’i; yaşı 50’lerde olan herkes çok iyi tanımakta ve hemen
her saatte de iyi (!) dileklerle ve şükranla (!) anmaktadır.
Tayyar Altıkulaç (Cübbeliye göre altıkulak) Marmaris’e giderek Kenan
Evren’den mevcut
iktidar için desteklerini talep etti, desteğini de aldı.
Demek ki; sayın iktidarın Kenan Evren ve ekibini yargılama diye bir
meselesi yok. Öyle durum söz konusu olmuş olsaydı; Tahsin Şahinkaya’ya
ait olan Ankara Gazi Mahallesi’nde bulunan ev, arsa, bağ ve bahçelere
çoktan el koyup satışını da açık artırma ile gerçekleşirdi.
1981 Yılında Edirne’de makam odasında iki yüksek rütbeli subayı
vurduktan sonra intihar (!) eden subayın dosyası, Babaeskide bir
askeri uçakla havalanan ve küçücük bir tepeye çarparak 2’si subay 3
astsubayın hayatını kaybettiği olayın dosyası çok rahat şekilde
açılırdı. Babaeski’de düz bir arazide kampta bulunan askeri birliğin
üstüne düşerek 128 askerin canlı canlı yanmasına neden olan olayın
dosyası hiç bir zaman açılmadı. Bu dosyaların açılması için 12 Eylül
1980 ile gelen zalimlerin yargılanması için; "Evet ve Hayır." Talebi
ile halkın karşısına çıkmaya gerek yoktur.
Kenan Evren konusuna dönelim;
Avuçlarının içi Türk Gençlerinin kanları ile dolu olan bu şahıs "Ölüm
emri." Veren zattır.
Kaleminden kan damlarken beyanat vermeyi ihmal etmemiştir.
Kenan Evren’in görev süresi nasıl uzatıldığı konusuna bakıldığında;
kendisinin görev süresini uzatan ve onay verenlere en büyük
işkenceleri yapan kimse olduğu da görülecektir.
Kimsenin aklını karmaşık hale getirmek için yazmıyorum.
Kenan Evren’in ve ekibinin ihtilal yaptığı için "ABD’nin Ankara büyükelçisine
telefon gelecek ve "PAUL SENİN ÇOCUKLAR BAŞARDI" denecektir."
Koca koca insanlar da çıkıp "BİZ TÜRK OĞLU TÜRKÜZ KİMSENİN ÇOCUĞU
DEĞİL ÖZ BE ÖZ TÜRK EVLADIYIZ." Diyemediler.
İyi ki de demediler. Çünkü hiç bir vatan evladı, öz be öz Türk evladı
böyle işkence edemez, bu kadar kanı da seyredemezdi.
PAUL’UN ÇOCUKLARI ÖNCE KAN SEYRETMİŞLER ARDINDAN DA KANI SÖZDE DURDURMUŞLARDI...
DIŞARDA KAN DURDURULMUŞ ZİNDANLARDA KAN AKMAYA DEVAM EDİYORDU...
Bu hadiselerin üzerinden yıllar yıllar geçti....
60 İhtilalinde de; İçişleri Bakanı Namık Gedik Ankara’da çöp
arabasının üstünde gençler tarafından nara atılarak gezdirildikten
sonra arabadan atılarak öldürülmemiş miydi?
38’ler birdenbire 24’lere düşürülmüş ve İçlerinde Alparslan Türkeş,
Ahmet Er, Dündar Taşar gibi ünlü subayların olduğu 14’ler gruptan
ayrıştırılarak çok uzak ülkelere sürgüne yollanmışlardı...
BELLİKİ; ONLAR MARŞAL’IN ÇOCUKLARI DEĞİLDİ...
MARŞAL YARDIMI ADI ALTINDA DEVLETİN İSTİHBARAT BİRİMLERİNİN ÜCRETİ BEŞ
SENE ÖDENMİŞ... İLERİDE YASSIADA MAHKEMELERİNDE BAŞBAKAN ADNAN
MENDERES "BU OLAYDAN BENİM HİÇ HABERİM OLMADI." DİYECEKTİ...
BAŞBAKAN, DIŞİŞLERİ BAKANI VE MALİYE BAKANI İDAM EDİLDİ...
ARA REJİM DENİLEN 12 MART İSE; KANLI ZEMİN İÇİN İYİ BİR NEDEN OLDU...
ALBAY CİHANGİR ERDENİZ HİRAM ABAS FERİT MELEN GÜN SAZAK GİBİ DEVLET
ADAMLARI BİRER BİRER YOK EDİLDİLER...
PEKİ;
Kan akışında duraksama oldu mu?
Silah akışı hız kesti mi?
70-80 Arasında şehirlerde akan kan 83 Yılından sonra olanca hızı ile
devam ederken;
1999 Yılında iktidara gelenlerce; kaçak silah
girişlerine dizgin vurulmuş bu nedenle alınan tedbirler uygulama
sahasına alınınca 2002 Yılında Şehit sayısı "Altı." Yanlış duymadınız
sadece altıya düşürülmüştü...
Aradaki dehşet görülsün diye bu rakamı belirttim.
Sonra birden kan akışı hızlandı...
Silah geçişleri ve lojistik destek alan ihanet güruhu kan dökmeyi
hızlandırdılar...
Öyle durumlar yaşandı ki;
Başbakan "Üç çulsuza boyun mu eğeceğiz." Diye beyanat vermesinin
haftasında "HSCB." Bankası yerle bir edildi, 30’un üstünde insanımızı
kaybettik.
Kan akmasının karşısında yatırımsızlık gösterildi, insanların
işsizliği gösterildi. Boş ve aç kalan insanların ellerindeki 50-100
Milyarlık silahların menşeyini araştırmak ve açıklamak kimsenin aklına
gelmedi.
Yatırımlar bölge bölge açıklanmadı...
Sinop’un dağ köyünde yol parası olmadığı için ayda bir kere şehre
gidemeyen köylünün devletine sadakatla bağlı olduğuna vurgu
yapılmadı...
Sonrasında "Asker." Suç merkezinin ortasına konulmak istendi.
Asker iaşesinden "Haine." Ekmek taşımadı.. Bu gerçek biline biline
"Asker. Aleni olarak suçlandı, zan altında bırakılmak istendi.
"Silahların geçişleri askeri kontrol altında değildir." Denmedi,
burada olan tehlikeden hiç söz edilmedi.
Hava koridorunun kontrolü de "Askerin." Denetimi altında değildir. Bu
nokta hiç bir zaman görülmedi...
Bütün bunlara sebebiyet verenlerle ilgili işlem yapılmadı. Silah
geçişine "Dur." Demesi gerek birimler "Ciddi denetim ve gözlem."
Altına alınmadı.
KAN AKIŞI TAM HIZIYLA DEVAM EDERKEN...
BEYANATLAR VERİLMEKTEN ÖTEYE BİR ADIM DA ATILMADI...
İŞSİZLİĞİ VE NEREDEYSE YILLARDIR SABİTLEŞMİŞ NOKTAYA GELMİŞ OLAN
ÜCRETLER KONUSUNU DA SİZLER TASAVVUR EDİNİZ...
ÜZÜLEREK BELİRTEYİM Kİ; "DİNİMİZ AB’NİN OYUNCAĞI." HALİNE GETİRİLİMİŞ,
TARIM ÇÖKMÜŞTÜR...
TÜTÜN İLE GEÇİNEN, PİRİNÇ İLE GEÇİNEN, PANCAR İLE GEÇİNEN KÖYLÜ TÜKENMİŞTİR...
SERA ÜRETİCİLİĞİ DE; "BİYOLOJİK SİNEK." İLE TÜKENME SİNYALLERİ VERMEKTEDİR.
SON OLARAK DAĞLARDAN "OT TOPLAYIP." GEÇİMİNİ TEMİN EDEN, HATAYLI’DA
TÜKENME NOKTASINA GELMİŞTİR...
TİCARET ODASI BAŞKANININ "HAİNLERİN YERLERİ YUVALARI BELLİ, NEDEN
BUNLARIN BULUNDUKLARI YERLER
BASILMIYOR, NEDEN BU HAİNLERİN BİLİNEN YERLERDE BARINMALARINA MÜSAADE
EDİLİYOR." DİYEREK FERYAT ETMESİNE RAĞMEN TEDBİR ALINMAMIŞ VE "DÖRTYOL
KÖYLÜSÜ." BİTİRİLMİŞTİR...
ÜÇER BEŞER KADINI HİMAYELERE ALMA İLE KADINLARA BAKIŞ AÇISI DA NET
GÖRÜLMEKTEDİR...
TELEFONLARIN DİNLENMESİ VE İKİ KELİMELİK BEŞ CÜMLELİK BASIN
AÇIKLAMALARININ KAMERALARLA KAYIT ALTINA ALINMASI, MUHALEFET YAPAN,
MUHALİF OLAN HERKESİN TEK TEK KAYIT ALTINA ALINMASI DA GARNİTÜR...
12 EYLÜL ZALİMLERİNİN AZI DİŞLERİNİ GÖSTERE GÖSTERE İDAM SEHPALARINA
YOLLADIKLARI GENÇLERİN MEKTUPLARINI "YARISINA KADAR." OKUYORLAR...
ÖLÜME YOLLANAN ŞEHİTLERLE ANCAK BU KADAR ALAY EDİLEBİLİR...
BUGÜN AKAN KANI DURDURUN... DÜN AKITILAN KANIN BEDELİNİ ZALİMLER
HUZUR-U MAHŞER’DE VERECEKLER... ÇÜNKÜ ZALİMLER HUZUR-U MAHŞERDELER....
ALLAH’IN HÜKMÜNÜN ÜSTÜNDE HÜKÜM MÜ VAR?
BİZ O ZALİMLERLE İLGİLİ VİCDANİ HÜKMÜMÜZÜ VERDİK...
REFERANDUM İÇİN "EVET." DİYEBİLMEM İÇİN SAĞLIKLI BİR GEREKÇE GÖREMİYORUM...
REFERANDUMDA "HAYIR." DEME GEREKÇELERİM SAĞLIKLI VE SAĞLAM BİLGİ
DONANIMINA BAĞLIDIR...
HAYIRLI EYLÜLLER DİLİYORUM...
ARZ EDERİM...
YORUMLAR
Yazınız öylebir başladı ve devam ettiki sonunda EVET diyeceğinizi sanmıştım. Pek HAYIR değil ya neyse... Selamlar