- 950 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Size birşeyler kazandıracağını değil, neler kaybetmeyeceğinizi garantileyen kişilere güvenin
Aldığınız her karara saygı duyuyorsunuz? Sonuçta ince eleyip sık dokuyarak bu kararları veriyorsunuz. Fakat öyle bir karar alma durumları ile karşı karşıya kalıyoruz ki, bir yanda sevdiğimiz, değer verdiğimiz insanı kırma riski var diğer yanda da sonuçlarını bilmediğimiz bir durumla karşılaşma. Alacağımız kararlarda kendimizi rahatlatmak için başkalarının fikrini almayı çok önemsiyoruz. Peki fikirlerine danıştığımız insanlara her zaman bu kadar rahat güvenebilecek miyiz?
Her insan emeklerinin karşılığında bir hedefe varmak ve sonuçlarının tatmin edici olmasını bekler ve kazançlı gözükmeyen işlerde daha ağır davranmak zorundadır. İleriye yatırım anlamında yapılacak her adım bunun bilincinde olmayı gerektiriyor. Görünürde olmayan ama gelecek vaad eden yatırımlar için karar alabilmek, kişinin kendini dışarıdan çok iyi analiz edebilmesi ile ulaşabileceği bir kavramdır. Çevremizdekilerin bizi değerlendirebilmesini talep ettiğimizde bu kriterlere uyan kişileri işaretlememiz çok önemlidir.
Görüşlerine değer verdiğimiz kimselerin, görünürde iyiliğimiz için teklif ettiği ve sürekli kazancımızı vurgulayak, sundukları tekliflere bir kumar oynama gözüyle bakabiliriz. Çünkü konuştuğumuz kişinin hırsını bize aktarmak istemesine çoğu zaman karşı çıkamaz bu sinerjiden nasibimizi alırız. Genellikle insanlar kendi başlarına gelmeyen durumlarda İster bu bir yakınımız olsun isterse bir satış görevlisi ; yapmamız istedikleri olay yada satın almamızı istedikleri nesne için sadece neye sahip olacağımızı vurgularlar. Zaman zaman yeni sahip olunan değer eskisinden daha kötü sonuçlarda doğurabilir.
Bu anlamdaki girişimlerimizde oluşabilecek yapıya şüphe ile yaklaşmalı, bunun yerine mevcut sistemimize geri dönebilecek eşdeğer bir sistem üzerinde karar kılmak daha akıllıca olacaktır. Diğer insanlardan beklentimizin bize neler kaybetmeyeceklerimizi vurgulamalarını istemek olmalıdır. Ne kadar anlamsız gibi gelse de, değişen çevreye uyum sağlamak gibi global bir sorunumuz var, kabul etsek de etmesek de...
Kişisel ve çevresel kültür etkileri ile giderek kendi değerlerimizden uzaklaşarak refah medeniyetler seviyesinde bir yaşam hayaline doğru sürükleniyoruz. Hergün onlarca reklam bombardımanı arasında , kendimize ayıramadığımız vaktimizi , kişisel erozyonla harcayabiliyoruz kimi zaman farkında olmaksınız. Bu anlamda kendinize bir stop noktası belirleyebilmeli ve hayatın içinde nereden nereye sürükleneceğinizi bilmeden yaşamak yerine sadece hedefleriniz doğrultusunda adım atmalısınız.
Bu adımları atmanızı sağlayan çevrenizdekilerin size yaptığı önerilerde de, istediğiniz kadar güvendiğiniz birisi olsun, öncelikle satın alınmanız istenen hizmet yada değer hakkında olumlu ve olumsuz yorumları edinmeli, özellikle olumsuz yorumlarda empati yoluyla gerçek bir yorum olup olmadığı hakkında düşünülmelidir. Önemli olanın her zaman esneklik olduğunu vurguluyorum.
Yeniliğe karşı değilim fakat, piyasadaki eskisini getir yenisini götür mantığı ile mevcut bir girdabın etkisine karşı çıkmak istiyorum. Sizi mutlu edecek olan kararın ; Hayatınızı herşeye sahip olmadan devam ettirebilmek mi olduğuna yoksa, sahip olamadığınız değerlere düzeninizi bozmak pahasına da olsa geçiş yapmak mı olduğuna en uygun siz karar verebilirsiniz.
Bu yüzden başkalarının öneri ve fikirlerini almak kadar kendi fikirlerimizi de mevcut düzeni koruyabilecek en azından yedekte tutabilecek şekilde verebilmeliyiz. Herkes çıkarlarını koruyan bir yapıda kendini güvende hisseder. Eğer siz bu güveni başkasına verebiliyorsanız ne istediğinizi de çok iyi bilen birisinizdir. Her gün inanılmaz bir emek vererek bulunduğunuz yerde kalabilmeniz işte bu yüzdendir. Daha çok çalışarak ileri gidebileceğinizi düşünebilirsiniz fakat bu fikir sizi motive etmeyebilir. Enerjinizi kendi refahınızı korumak ve uygun zamanlarda sıçrama yapabilmek için harcamak en doğru karar olacaktır.
Yazan : Turgay GEZİCİ | www.bilincalti.com
Facebook Sayfamız : /pages/Kisisel-Gelisim-ve-Empati-Sureci/180199977717?ref=ts
E-Bülten´e üye olun, yazıları ilk siz okuyun