- 777 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
SON SENARYO
Senaryo sözcüğünü özellikle son zamanlarda sıkça duyar olduk. ’’ Bıktırdı artık ’’ desek haksız sayılmayız hani.
Fakat birileri yeni senaryolar üretmekten ve bunları sahneye koymaktan hiç de bıkmışa benzemiyorlar. Özellikle uluslararası arenada akla hayale sığmayacak senaryolar hızla uygulamaya konuluyor.
Bu arenada en tanınmış isim ABD. Genellikle tüm dünyayı ilgilendiren ve etkileyen en büyük senaryoları o üretip sahneye de kendisi koyuyor. Diğer ülkeler ve bu arada bizler de bu senaryoların birer piyonu ve kurbanları oluyoruz.
Dünyamız bu günkü gibi tek kutuplu değilken Sovyetler Birliği de terazinin diğer kefesindeki yerini alıyormuş. Son günlerde yeniden aynı kefeye oturmaya çalışsa da gücü pek yetmiyor ABD ile uğraşmaya.
Hiç düşündünüz mü ; zamanında Almanya’yı, Kore’yi kimler bölmüş ? Ve Almanya eski bütünlüğünü yeniden nasıl kazanmış ?
ABD, Afganistan’a neden girmiş ? Irak’ ta ne arıyor ? İran’a vurmak için neden manevra yapmaya başladı ? Ve sırada acaba kim var ?
Tilkinin kafasındaki son senaryo nedir ?
En iyisi fazla kafa karıştırmadan bize en yakın olandan başlayalım ve bizi en çok ilgilendiren kısmını kurcalayalım : Irak neden işgal edildi ?
Zamanında bizzat ABD’ nin besleyip büyüttüğü Saddam diktatörünün özellikle Kürtlere baskı, zulüm ve hatta katliam uyguladığı, uluslararası arenada nükleer silahların olmadığı bilindiği halde, var iddiasına göz yumulmasına ortam sağlayınca işgal gerçekleşti.
Bu işgalde daha önce kendilerine verilen ’’Kuzey’de bir devlet’’ sözü karşılığında Kürtler, ABD’ nin kendileriyle iş birliğine yanaşmayan Türkler’in yerine müttefik oldular. Kürtler iş birliklerine karşılık devletlerini bal gibi kurarken, bizler de yaptığımıza karşılık PKK’ya ve Kuzey Irak’taki- sadece resmen ilân edilmediği kalan - sözde Kürdistan’a sınırsız destek veren bir ABD bulduk karşımızda.
Sizce Irak’ın işgaline ve Kuzey’de bir Kürt devleti kurulmasına sebep olan bu olaylar bir senaryonun sonucu değil miydi ?
Peki sonuç ne olacak ? ABD , Irak’tan çekildiğinde her şey güllük gülistanlık mı olacak ? Kuzey’de kurulan Kürt devleti huzur içinde sonsuza kadar varlığını sürdürebilecek mi ? İşte onu zaman gösterir.
Gelelim işin can alıcı kısmına. Sizin de ’’ Hadi oradan ’’ diye tepki gösterme ihtimalinizin yüksek olduğu bir senaryo daha var. Çoktan yazılmış ve sahneye de çoktan konulmaya başlamış bir senaryo bu. Oyuncularıyız bizler de. Tam ortasındayız oyunun. Fakat sonunun ne olacağını, nereye varacağını kestiremiyor çoğumuz. Hatta belki de oyun olduğuna bile inanmıyoruz.
Bu tehlikeli oyunun amacı ; Türkiye’de bir iç savaştır !
Özellikle Türkler ile Kürtler arasında çıkarılmak istenen ve Lâikler ile Dincileri de bu savaşın içine çekmek isteyen müthiş bir senaryo bu !
Bu savaş ortamında halkın birbirine girmesi sonucunda çok kan dökülmesini bahane edip ABD’ nin ve BM’in müdahalesini sağlamak oyunun en önemli sahnesi olacaktır.
Böyle bir müdahale gerçekleştiğinde ilk fırsat Kürtlerin olacaktır. Can güvenliklerini bahane ederek Güneydoğu’da özerklik isteyecekler ve bu da Uluslarararası gücün kendilerine sunacağı ilk armağan olacaktır. Sonrasında da Kuzey Irak’la birleşme ve ’’Büyük Kürdistan’’ ın ilânı gerçekleştirilmiş olacaktır.
Diğer taraftan Lâiklerle Dinciler de birbirlerini yiyip dursunlar !
Çok saçma görülen bu senaryo basbayağı üretilmiş ve uygulamaya koyma çabaları bal gibi devam etmektedir. Ülkemizde bir süre önce aniden devlet politikası olarak gündeme gelen ’’Kürt açılımı’’ , bu senaryo ile ilgili istihbarat bilgilerinden çıkmıştır. Başlatılmak istenen, olası bir Kürt isyanı ve bunun sonucunda devletin müdahalesi ve provekatörlerin de devreye girmesiyle kan dökülmesi, Kürtlerin can güvenliği bahanesiyle ABD ve BM’ den yardım istemesi, böyle bir sonuca bal gibi sebep olabilir.
Dileyen kızar, dileyen saçma bulur. Gerçekleşmesini her Türk gibi ben de istemem. Fakat böyle bir oyunun varlığından şüphem yok benim.
Sonuç ne mi olur ? Türkler, ne Almanlara, ne Korelilere ve ne de Araplara benzemez. Karşımızda değil ABD, BM ; tüm Dünya birlikte olsa, söz konusu vatanın bölünmesi olduğunda, öyle bir uyanırız ki ; ülkeyi bölmeye çalışanları da, işgale kalkışanları da, doğduklarına pişman ederiz.
Birileri de bu güne kadar gerçekte ayrım falan yapmadığımız, halk olarak kardeş elimizi uzattığımız, fakat bölünmeyi asla kafalarından silemeyenler, geçmişteki huzurlarını mumla arar duruma gelirler. Fakat bir daha ne birliğimiz, ne kardeşliğimizi ve ne de o eski huzurlarını geri getiremezler.
Bu ülkede yaşayan herkesin eşit ve özgürce,insanca yaşama hakkı olduğuna bu halkın hiç bir itirazı söz konusu değil. Şiddetten vaz geçildiğinde, tüm demokratik hakların adilce dağıtılacağına, demokrasinin herkes için gelişeceğine inanıyoruz.
Birlikte bırakalım şu silâhları. Emperyalistlerin üzerimizdeki oyunlarını birlikte bozalım. Sorunlarımızı konuşarak halledelim. Haksızlıklara karşı birlikte direnelim.
Emperyalistler, kanlarını emmedikleri hiç bir tıopluluğa, babalarının hayrına yardım falan etmezler. Bize bizden başkasından dost olmaz.
Atalım silâhları, kuşanalım kalemleri ve konuşturalım dilleri. Barışı üretlim, kardeşliği üretelim, demokrasiyi ve medeniyeti güçlendirelim.
Gelecek kuşaklar ’’ Barbarlar ’’ deyip tükürmesinler mezarlarımıza. İyilikle ansınlar, huzurlu bir Dünya bıraktığımız için...
Fikret TEZAL
YORUMLAR
Dışarıya bakın ne görüyorsunuz?
Oyun oynamayı unutmuş kavga eden çocuklar… Birbirine yabancı sözde komşular…
Hınçla klakson, korna çalan adamlar… Siyasetin gölgesinde kurban edilen ülkeler…
Ümidinizi kaybetmeyin yine de…
Gözlerinizi kapatın ne görüyorsunuz?!...
Savaşsız bir DÜNYA… Gülümseyen selamlaşan insanlar… Üstünlük kavgasından sıyrılmış MİLLETLER…
Komşusu açken kendisi tok uyuyamayanlar… Çocukların TAŞLARLA oynamadığı bir dünya görüyorsunuz…
Kulağınızı kabartın tüm seslere ne duyuyorsunuz?!
Yalan yeminler!…Yüksek perdeden yapılan vaadler!…Alaycı kahkahalar!… Yalandan ağlamalar!…Yetim sessizliği… Yüreğine kor düşmüş bir annenin matemi!…
Saygılarımla...
Bir aysberk'in ucu diyelim yazınıza.belki üçyüzelli yıllık pilanın gölgesi gibi duruyor yazınız.Öncelikle Birlik konusunda sizi canı gönülden tebrik ederim.Silah bırakmaya gelince evet varsa sivillerimiz silahlarını bıraksın.Ordu silah bırakmaz silahlanır.Ve silah sineğe karşı değildir zaten.Daha ciddi düşmanlar içindir.O halde neden sineklere uçak savar atıyoruz. Silah tüccarına Pazar lazım birilerine maaş tabii.E! Bize ne lazım o zaman.çok şey değil HAK EDENİ SEVMEK.! Muhakkaki Allah nurunu tamamlayacaktır
Ben nurumu tamamlarken siz neredeydiniz derse.? Utanmamak için yaşamak,her insanın ŞİARI olmalı.Diğer her konuda mütabıkız kardeş SİLAH YERİNE KALEM hariç.Zira bizde çeteler yok .Ordu savunma mekanizmasını işletiyor sadece.Hatta bu kadar bile değil ya neyse.Sevgi ve selam.tekrar tebrikler.