- 1880 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Metafizik ve Şiir İlişkisi
Şiir, edebiyat türlerinden bir çoğuna benzer ama hepsinden de farklıdır. Şiirler, aslında şiir olmak bakımından birbirlerine benzerler ama yine de hiçbir şiir diğerinin aynı değildir. Aksine her şiirin ayrı bir şahsiyeti vardır, kendi şahsına münhasırdır.
Bir defa herşeyden önce şiir, söyliyeceğini günlük dilden farklı, kendine has bir dille söyler. Şiirin dili, şairine has bir dildir. Aynı lisanı kullansalar da her şairin şiir dili, diğerininkinden farklıdır. Bir Necip Fazıl, bir Sezai Karakoç.. her ikisi de oldukça arı bir Türkçe kullandıkları halde, her iki şairin şiir dilleri arasındaki farklılık gün gibi aşikardır.
Şiirde her bilim dalından kurallar ve özellikler bulunur ihtiyaç nispetinde. Sözgelimi felsefeden bolca yararlanır şiir. Buna rağmen ne felsefeyi ne de diğer bilim dallarını gaye edinir. Bu bilimlerin kural ve verilerini kullansa da, hatta yer yer bunlara hizmet etse de çoğu zaman onların veri ve özellikleri, şiirin aslî gayesinde malzemeler olmaktan öte değer taşımaz. Şiirin kullandığı akıl yürütmeler, çıkarımsamalar şiirde, şairin işlemek istediği konunun gerektirdiği mikyasta mevcuttur. Kimi zaman da çatışır şiirin içeriği bilim dallarının veri ve sonuçlandırmalarıyla.
Şiir diğer bütün bilim dallarının verilerini kullanır gerektiğinde fakat, kullandığı verileri kendi boyasına boyamayı ihmal etmez. Bu yüzden şiir, bilgilendirse bile, bir kesin bilgi kaynağı veya bilgi aktarım aracı değildir.
Şiir, din veya ilahiyatla da ilişkisinde aynı konumdadır. İçeriğinde dini bilgiler içerebilir şiir elbette ama yine de şiir başlıbaşına bir tebliğ vasıtası veya öğretim aracı da değildir. Belki, şiir, özgün ve elverişli mahiyetiyle duygu paylaşımı ve aktarım aracı olma özelliği ile işine yarar dinlerin. İlahilerden din mensuplarının yaygın olarak yararlanması belki, şiir sayesinde coşku ve hislerin canlı tutulması ve yayılması içindir.
Şiirin yapmak istediğini hiçbir bilim dalı tek başına yapmaya yeterli olmadığından şiir, her bilim dalının verilerini özgürce kullanmak durumundadır. Çünkü, şiir fizik dünyadan ziyade metafizik âlemle köprü kurmaktadır.
Sözkonusu olan kalp ve kalbin hissettiği duygular, ruh ve ruhun uzandığı fizikötesi âlem olunca, matematik, felsefe, fizik, kimya vb. zahirî bilimlerin yetersiz kalacağı ortadadır. Hatta dilbilimin kendi kuralları da fizikötesi âlemi anlatmak ve tanımlamak, aktarmaktan aciz kaldığındandır ki, şiir, kendi oluşturacağı imgeler ve sembolik anlatım imkânlarıyla, şairin kendi şiir diliyle, fizikötesiyle insan aklı ve kalbi arasında bir rabıta kurmaya cüret edebilmektedir. Bu noktadan hareketle şiirin insan hayatındaki önem ve manasına bir nebze akıl yetirebilmekteyiz.
Şiir, bütün bilim dallarının üzerinde bir dil kullandığından, metafizik âlemle ilgi kurabilmekte ve insanın bu alandan en azından sezgisel kazanımlarının tercümanı olabilmektedir. Şiir, bu yüzden önemlidir insan için.
Metafizikle en çok haşır neşir olan tasavvuf erbabının da bir çok manevi hal, makam veya hikmet bilgisini anlatırken sık sık şiire başvurması, şiirin hiçbir bilim dalında bulunmayan bu ’metafizikle ilgi kurma kabiliyeti’nden yararlanmak için olsa gerektir.
Salim Kanat
YORUMLAR
Bir bilim dalından bahsederken o bilim dalıyla ilgili önce tanım ve sonra diğer bilim dallarıyla ilişkisi anlatılır.Bu yazıda da şiirin diğer bilim dalları, felsefe, ilahiyat...v.s ile olan ilişkisi anlatılmış.
Yazının en can alıcı noktası son paragrafta.Şiiri edebiyatın diğer dallarından ve özellikle diğer bütün beşeri faaliyetlerden ayıran özelliği teşhis edilmiş: "Metafizikle ilgi kurma kabiliyeti".
Doyurucu ve bilgilendirici bir yazı.Tebrikler hocam.
Selamlar..