Sıkıysa Duvarlarımı Kırmayı Dene
Bir gün anladı veya anladığını sandı, kendi dış yüzeyine ördüğü duvarların kalınlığını. Çocuklukta başlamıştı duvar örmesi etrafına, mahallede ki açımasız çocuk oyunlarına zayıfın bu kadar kesin çizgilerle aralarından uzaklaştırılışına, güçlünün futbol maçında kendi kadrosunu kurmasına, işte buralardan uzanan bir duvar örmeydi.Duvar ne kadar ince olursa o kadar zarar göreceğinin farkındaydı, aslında her bireyin bir duvarı vardı. Bazıları ağır depremlerde yıkılmış sokakta duvarsız elinde şarabı ile korunuyor kimisi güzelliğinin farkında onu kalkan ediyor, kimisi parasıyla duvarlarını koruyordu.
Etrafının neresine duvar öreceğini de yeni duygu, yeni hisler, yeni açılar, yeni tadlara göre örüyordu. Bir keresinde içerisine taa kalbine kadar birisinin sızmasına izin vermişti, çok sinsice yaklaşmıştı hayatında böyle bir şey ile karşılaşmadığından, tedbirsizdi. Geçmişinde kalbini heyecanlandıran bir kaç şey olmuştu ama onlara duvar örecek değeri vermemiş, o açıyı yaşamamıştı. İşte o dünyanın en güzel kadını duvarların arasından kalbine girdiğinde uzun süre orayı mesken edindi ve yıkıntılarını bırakıp gökdelenleri mesken edindi.Giderken benim meskenimi de yıkıp gitti.
Ama şimdi öyle duvarlar ördüm ki, şimdi benim duvarıma çarpıp kırılıyorlar.
Sıkıysa duvarları mı kırmayı dene...