- 810 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KARPUZ KABUĞU..
AŞK
Aşk konuşulur. Aşka dair konuşulur, Âşıklar hep unutulur. Gönül semalarımızda uçan bu UFO nun, ne olduğu hakkında kesin bir tanım yoktur.
Aşkın Tanıma ihtiyacı varmıdır. Hiç sanmıyorum. Bizler hangi duygu depresyonu ve ya aşağılık kompleks’inin esareti altında kaldık bilmem. Yaklaşık Çeyrek asır,belki daha aşkın bir süredir AŞK’I konuşuruz.<Aşk sudur iç kudur> dan tutunda.Kör bir kuyudur ‘a kadar ne varsa dilimizde Aşka yamalayıp durduk.
Oysa Aşk kâmil manada aşığın sevgilisine hissettiği onda kaybolma isteğidir. Ya da bana öyle gelir. Birde Aşkın Sosyal bir tanımı var. Eşeğin, karpuz kabuğuna. Köpeğin kemiğe duyduğu his türünden. Tamamen doyma içgüdüsüyle tatmin hissini, muhtelif eşya üzerinde aramak. Bazan zevkimizin kendisinde hayat bulduğu bir gömleğe, bazan lüks bir arabaya, bazan doğaya bazan karşı cins’e duyduğumuz bu zevk yansıması o anki duygusallık paralelinde bize Aşk/ mış gibi gelir. Ve hatta aşktır da ama tüketme aşkı tabii.
Yeni mahallede Âşık oluruz, eski mahallede bir aşkımız daha vardır. Seyahatte güzel bir yüz bizi bu âlemden uçurur. Güzel bir çehrede kendimizden utandığımız olur bazan. Hepsi aşktır sosyal içerikli beğenme ve zevk veren, Benim olsun istediklerimizin yanında onun olsam hissi ayağa kalkar bazan.
Bunların hepsi normal şeyler. Bizde anormal olan, şu ki. İnsan olma şuurundan koptuk sanırım.
Sosyal yanımızı ayaklandırırken. Ruhumuzu sekteye uğrattık. Okadar ileri gittik ki bu konuda. ÖZÜR DİLERİM SİZE ÂŞIK OLDUM: diyen şairlerden tutunda; YA BENİMSİN YA TOPRAĞIN edebiyatına kadar her türlü vıdı vıdı yı, şiar edindik. Aşk adına.
Şimdi size daha enteresan olan bir şey söyleyeceğim. Şahsi gözlemimdir katılmaya bilirsiniz. Leyla
İle mecnun konuşulurdu. Kerem ile Aslı. Bu doyumsuz sevdalar yüreğimize İnsanlık merhamet tohumları saçar, sevme ve sevilmenin. Cinsiyet ve dünya telaşı dışında bir şey olduğunu İma ederdi.
Ne Mecnunun ne Leyla nın cinsiyeti kimseyi bağlamaz bu iki Kahramandan buram buram tüten.
Ahlak, fedakârlık, birbiri için var olma telaşı, hepimizin ulaşmak istediği olgunluk seviyesi ve Aşk da kemal noktasıydı.
Sanırım Zamanla .Mecnunda kim benim yanımda yavv!! Dedi yüreklerimiz. Kulaktan dolma sevdalar. Fedakârlığı sinsi hesap. Mütevazılıği. Arsızlık. Halini izah etmeyi Salya sümük ağlamak ve Faça atmaya bıraktı.
Oysa Âşık için. Kendi bedeni, Sevgilisinin bir emanetiydi. Ona gözü gibi bakar. Bir gün sevgilisinin işine yaramak fikri ile daha bir asil daha bir intizamlı hayat sürmeye gayret eder. Kendi mutluluğunun sevgilisinin, mutluluğunda tecelli edeceğini ezbere bilir. Asla benim ol demez hep senin olayım. Kölen olayım. Gibi ifadelerle sağlam köle olmak için yaşardı.
Biz sanırım Teknoloji yüzünden ve ya Çağdaş ve ilerici olmanın gereği ile çok ileri bir seviyeden Aşık oluyoruz. Kendimize köle olacağını zannettiğimiz Leylalara. Direk kul olduğumuzu ilan ederek. Cahiliyet döneminin sapkın kavimleri gibi. Leylaları helvadan totemler yapıp kavuşuncaya kadar kulluk edip kavuşunca onu yiyiyor ve sıradaki Leylaların Kulluğuna soyunuyoruz. Böyle olunca da. Vefasız kadınlar ve kaba erkekler arasında ;ben edeyim de sen gör sevdası, tüm sevdaları sollu yor.
Boş konuşmak boşa konuşmak değildir sanırım. Âşıkları yok sayarak aşkı konuşmak Aşkın varlık sebebini ortadan kaldırmaktır. Âşıkları bir bir öldüren beynimiz. Bize elim bir kazık atıyor kardeşler.
Bırakın aşkı konuşmayı. Âşık öyle bir cevherdir ki. Muhatabını bulunca onu çepeçevre sarar ve Beşer vasfını eriterek onu İNSAN sıfatına yükseltir.
Ve Aşk her hangi bir jest mimik ya da duruşun kendisini izleyende ilk şakımasıdır. Âşıklık bu kuru gürültüden tıpkı bir; bing beng miş gibi. İstifade ederek sevgi dünyasını kurabilme zanaatıdır. Aşk ın makamı yoktur. Ya âşık olur karpuz kabuğu ardından bir uçuruma yuvarlanır mahlûkat. Ya sevda şehrini kurar orada eder rahat.
Unutmayın birine sevdalandığınız zaman dünya sizin için yok hükmündeyse. Karşınızdaki inanın karpuz kabuğudur.
SEVGİ VE SELAM.