- 690 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
YORUMLAR
Enteresan bir öyküydü, büyük bir ilgiyle okudum. Sadece bazı bölümlerde öykü biraz boğulmuş gibi geldi bana. Bunun nedenini de daha sonra alt kısımdaki (kısaltılmıştır) ibaresini okyunca anladım.
Tebrik ederim, kalem size yakışıyor.
Aynur Engindeniz
Evet biraz sıkıştırılmış, konsantre deterjanlar gibi:) Çok daha fazla uzundu. Gözlerinize yazık diye kırpıverdim...
Bu arada sizin yazılarınız da pek görünmez oldu...
Sevgilerimle...
Mustafa Sakarya
Geçenlerde televizyonda bir sohbet programında rastladım; Âdem ile Havva nın cennetten kovulmasına sebep olan yasak meyvenin “Elma” olduğuna dair rivayetlerin Hıristiyan kültürüne ait olduğundan bahsediliyordu. Mustafa’nın defin işleminden yola çıkarak İslam dinine mensup bir Âdemoğlu olduğunu varsaysak bile “Ayva” yı yediği konusunda bir iddiada bulunsak herhalde şerri hükümlere ters düşmeyiz.
Ah Mustafa ah! Halk arasında böylelerine galiba Niyazi diyorlar. Ula Niyaziliğin bile şerefini iki paralık ettin kerata.
Gayri resmi bir ilişki, yani taammüden zina. Bu ilişkiden peydahlanmış bir sabiyi katletmek, yani taammüden cinayet. Bunca taammüdün arasında bir camii duvarına işemediğin kalmıştı yani. Belki de onu bile yapmışsındır, kim bilir.
Eee bu kadar kusurlu hareketten sonra kırmızı kart kaçınılmazdı.
Sizden iyi olmasın bir asker arkadaşımın kayınpederi de( aman ha sizden iyi olmasın dediğim asker arkadaşımın kayınpederi değil, asker arkadaşımın kendisi, yanlış anlaşılmasın) Mustafa’nın hikâyesine benzer bir maceraya atılmıştı yıllar önce. Ar damarından fay hattı geçiyormuş meğerse bırak kırkı adam ellisinde sonra azdı da, teneşirin köşesinden döndü. Mayasında buçuklu da olsa biraz delikanlılık kalmış galiba, yediği haltın arkasında durdu, doğan bebeciği nüfusuna aldı, hatuna imam nikâhı kıydı, ayrı ev açtı. Bereket tedavülden kalkmadı, torun torba sahibi birisi olarak el âlemin diline düşmesi yanına kar kaldı.
Cami duvarına işemediğinden midir, nedir bilinmez işin bu dünya tarafını sarı kartla kurtardı, öteki dünya meçhul.
Arkadaşımla ara sıra kandillerde, bayramlarda telefonda görüşürüz, sohbet ederiz uzun, uzun. Lakin bir türlü soramam ne oldu kayınpederin işi diye, ayıp olur neme lazım. Fakat eski eşinin ve çocuklarının tıpkı niyazi olan Mustafa’nın karısı gibi “aykırı, gür ve hırs dolu bir ses” ile hep beraber “etmiyoruz” diye bağırabilmek için dört gözle azgın ihtiyarın musalla taşına uzanmasını beklediklerinden adım gibi eminim
Çok zor bir durum Allah şaşırtmasın ne diyeyim.
Dayı yazarımıza pardon, pardon “Hanımağa” yazarımıza saygılar, selamlar :-)
Aynur Engindeniz
Teşekkür ederim... Sevgiyle selametle kal...Hanımağa ha...O bize kalmaz be abi...
Ağyar
Vallahi çok kötü günahımı alıyorlar da, aheste, aheste çıkmasa bari.
Tekrardan selamlar
Öykünüz için teşekkürler. Ben bir anımı ekleyeceğim. nereden bilmiyorum. Yardımcı olur musunuz?
Aynur Engindeniz
Öykünüz, anlatımınız çok harika. Ne yazık ki gittikçe vefasızlaşan, aile kurumunun bozulduğunu anlatan, yaşanmış hayatlardan birini çok güzel anlatmışsınız,tebrikler paylaşımınız için,sevgilerimle.