- 621 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Yüreğim sıkıştığında
Öyle yabancı bakmasın gözlerin, anlatacaklarım var sana, öyle uzak durmasın ellerin Yaşatacaklarım var sana. Gel be düşleri yetimim bak bende dört yapraklı yonca... Sesime kulak ver sözüme özün karışmış, özüme tenin. Ruhun çıkmış içinden, ruhuna karışmış tenim. Noktası eksik cümleler söyledim sana, soluksuz kül rengi akşamlarda. Kulağıma ses ver, karışsın aklım kuytularında… Bir sen ki içimde ki ben, bir ben ki gözümdeki sen, bir ben ki göğün yedi kat altında, aşk gizlenmiş derinlerime, bir şey yapmalı, çıkarmalı su yüzüne, o suyu yar alıp sürmeli yüzüne... Daha bir başka görünmeli sürmeli gözüne, sonra yürek tekrar dönmeli kendi özüne, kendi içine... Kaybolup gitmeli göğün yedi kat içinde...
Ben seni ne böyle düşledim nede böyle sevdim. Bir söz söyledim sana bin mana çıkardım satır aralarından ama vallahide billahi de sevdim... İki gözüm önüne aksın sevdim... Bundandır gece kâbuslarım gündüz düşlerim... Bütün cümlelerimi topladım koydum avuçlarıma, her adımda bir cümle bıraktım arkamda, takibim kolay olsun diye büyük harflerle attım kaldırımlara... Hadi arkamdan dökülmüşleri topla ve birleştir cümleleri, ben anlatamadım yıllarca, belki böyle anlarsın, yaklaşırsın her adımda biraz daha bana... Şimdi düşünüyorum da sen mi gittin ben mi kaldım acaba, giden mi daha çok acır, kalan mı peki… Gidenin bıraktığı boşluğu doldurmak mı zordur, kalanın yüzünü bir daha görememek mi, gidenin hiç bir şeyi yoktur yanında, geride bırakmıştır her şeyi bıraktıklarını bir daha görememek acıtır içini. Kalanın işiyse avunmaktır geride bırakılanlarla, her baktığında biraz daha acır, biraz daha kanatır yüreğini... Ama sen gitme yinede bak daha neler diyeceğim,kaç kayda geçmemiş sevda sözcüğü saklıyorum sana, günü geldiğinde söylemek için naftalinleyip koydum dolaba... Aşk ayyuka çıktığı anda yaşanmalıdır derim hep, biraz zaman isteyip inanmakta güçlük çekenler, aşkın son demin yudumlarlar, ağızlarında acı bir tat kalır, yarım bırakırlar. Kimi şekersiz içer sever aşkın acı halini, kimi az şekerli içer biraz acı biraz tatlı bir aşk yaşarlar, kimisi bol şeker atar sevmez aşkın acısını, öyle bir demledi ki zaman beni, içimim güzelken; acıttı içimi. Ve öyle gebedir ki hayat zamana, işler kendini kum saati sabırsızlığında. Bense harcarım kendimi hep aheste zamanlarda...