Zam-ansızlık
Zamana yüklenmek boşuna, akıp giden biziz anladım. İnsanlar gelip geçiyor hayatımızdan. Kimi kayan bir yıldız gibi son anda dönüp göz kırpıyor, kimi onarılmaz yaralar açıyor, kimileri de çapasını en derinlerimize atarak demirliyor. Tesadüfler başlatıyor çoğu şeyi, şükredilecek tesadüfler. Başka biri olmazdı herhalde senle aynı kalbi paylaşmasaydık. Mantığına gömdüğün sen, istemesen de ele verdi kimi zaman seni. Sen bakmazken, ilgilenmezken bile bir beklenti koydu zihinlere "Baktığını fark etmedim." aldatmacasına kaçsa bile. Anlamadı belki bu insanlar seni, beni. Alışmadın belki bu kente. Aklını mı bırakmıştın her seferinde yoksa yüreğini mi gönderiyordun okyanus ötesine. Bitirilmemiş bir öykümüydü seni yoran, bilmiyorum. Ama bildiğim mütemadiyen karşılaşan gözlerimizden dökülen şüphe tohumlarının yeşermeye durması. Heyecan ayaklarımdan başlıyordu gözlerime doğru; diz kapaklarımda mola verip ellerime doğru gidiyorken dünyanın dönüş hızını hissedebildiğimi düşündüm. Çünkü sen vardın karşımda...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.