- 459 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Birde Çokluk,Ya Da Çokda Birlik
Son görüşmemizde demiştin ki:
“Ben gidiyorum,benim için asla “öldü” deme! Evet ben gidiyorum, ama sen şimdilik sakın gelme! Çünkü ben gene sana döneceğim. Biraz bekle göreceksin. Belki ulu bir çınar olmayacağım, ancak küçücük bir tepede titrek bir çama rastlarsan bil ki o benim. Dağlarda kekik kokusu duyarsan ciğerlerini doldur ki içine iyice gireyim. Sana yaltaklanan bir sokak köpeğini sakın kovalama, peşinde olduğumu düşün. Rengarenk bir kelebek çıkarsa karşına onu yakalamak için koş, yoruldum deyip de vazgeçme; sana cilve yapıyor olabilirim.”
Ve gene demiştin ki:
“Yağan yağmurun damlaları arasında, içtiğin suda, yediğin bir meyvede çıkacağım karşına. Sinekleri öldürme sakın, bırak karıncalar işgal etsinler evini, fareler tiksindirmesin seni, yılandan-çıyandan korkma, yiyecek vermen için miyavlayarak yalvaran bir kediye kızma ne olur, biraz okşa sev onu, çünkü buna çok ihtiyacım var çook!”
**
Sevgili çam ağacım, mis kokulu kekiğim, güzel köpeğim, narin kelebeğim, tatlı sineğim, sevimli farem, nazlı kedim… Seni hep “tek” zannetmiştim, meğerse sen ne kadar “çok”muşsun!
Birde çokluk; ya da çokta birlik, öyle mi?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.