- 904 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ŞİİR ÜZERİNE
" Şiirin manası şairin içinde saklıdır." (Arap atasözü)
İnsan aklına geleni, dile dolananı istediği zaman ifade edebilirde yazabılırde, istediği zaman bir fikir hakkında makale yazar, mektup yazar, bir şeyler yazabilir.Ancak şiir istenildiği zaman yazılmaz, şiirin insanın kendi yüreğinde özel bir durumu vardır.İnsanda hal meselesi ve gönülde mayalanma konusudur adeta;
Herkes fırça kullanır, boya kullanır,yazar çizer,karalar geçer.Kimi fırçası vardır fırçasına göre diş fırçalar, toz fırçalar, boyası vardır badana yapar, sıva yapar birşeyler yapar.Ancak fırçayı ve boyayı ressam bambaşka kullanır.Kullanmaktan ziyade yüreğinin sesini, duygularını ve halini onlarla konuşturur resmeder.Görsel bir anlam çıkardığı gibi mana itibarıylada çok şeyleri bir arada anlatır.
Bir kaç satır nesir (Düz yazı) yazıpta arkasına bir fon müziği koyarak, değişik bir tarz okuma ve seslendirme yöntemiyle ifade edilmiş düz yazılar veya devrik cümleler şiir değildir.Şiir ve şairlik şairin bile anlatamayacağı bir mana ufkudur, gönül ummanıdır.Bin nebze de olsa eşiği dergahıdır aşk ve muhabbetin.Tabiki içine şehvet bulaşmış,kibir ve riyakarlıkla, varlıkları hakir düşürevek yerici duygular bulaşmamışsa;
Şiir söz süsleme ve laf yarıştırma üslubu ve sanatı hiç değildir.Şirin manası ve manasına saklanmış boyutu adeta gökkubbe gibidir.Her insan nerde olursa olsun kendini çevreleyen bir ufuk çizgisi ile üzerinde ayrı bir gökkubbe varmış gibi bir alan görür.Şiirde her insanın gönül ufkunu ve ruhunun gökkubbesini oluşturması lazım.Çünku şairler bütün dillerin tercümanı, şiirde bütün dillerin tercümesidir.
Aynen ağlamanın, gülmenin, acı ve kederle, huzurun ve mutluluğun, korkunun ve sevincin arapçasının, türkçesinin ve ingilizcesinin olmadığı gibi.Nasıl bir insan ingilizce, türkçe, arapça olarak ağlayıp gülemediği gibi şairler insanlığın tercümanı, şiirler de bütün güzelliklerin tercümesidir.
Bütün ensrümanlara, bütün ses frekekanslarına o ritim kazandırır.Şairlik başlıbaşına bir marifet olduğu kadar bir ruh hali ve yaşanmışlıktır.Bir hal mevzusudur.Örnek olarak bu gün birine istiklal marşı yazın deseniz ne kadar müsbet bir eser ortaya çıkar, yada bir Çanakkale şehitlerine bir şiir yazın deseniz ne kadar samimi ve müsbet bir eser ortaya çıkabilir. Yada dinlediğiniz şarkılardan taklit yapmadan benzer bir manayı kelimelerle işleyip gönüllere dokuyun desek kimler hangi gönülde bunları dokuyacak tezgah bulabilir.Bütün bunlar bir hal mevzusudur.
Şair isteyince değil, şiir o gönülde kemale ereceği hali yakalamışsa kendiliğinden adeta cemrelerden sonra uyanın toprak gibi gönülden coşar dile gelir kaleme dökülür.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.