- 1480 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
KIYI YAZILARI / zamane aşkları
Zamane aşkları adına çok şey yazılıp söylendi biliyorum. Bir tane de benden olsun diye düşündüm.
Bahsedeceğim aşk aslında adına yakışır bir şey değil. Ya da artık aşklar bu hale geldiyse; benim bildiğim o muhteşem duygunun adı aşk değil. Aşkları teknolojiye kurban mı veriyoruz ne? Online aşklar, GSM aşkları diye yeni aşk kategorileri mi olacak artık? Karşılıksız aşk, kara sevda gibi varyasyonlarını bilirdik de, böylesi makbul artık bu günlerde sanırım. Cep telefonuyla başlayan, sonu gelmeyen geyik muhabbeti tarzı aşkların zamanı mı şimdi? GSM operatörlerinin gençleri cezbeden bir yığın tarifesi, kampanyası; saatlerce gece sohbetleri yapma imkânı veriyor gençlere. Peki, ne oluyor? Nostaljik aşklar çöpe gidiyor. Pencereye çıksa da yüzünü görebilsem diye sokaktan elli defa geçen delikanlılar devri bitiyor hızla. Pastanelerde kafeteryalarda, gözünün içine baka baka konuşmalar, ruhunun derinliklerine girmeyi denemeler bitiyor. Özlemler bile bitiyor. Sabah ezanı okunuyor ama eldeki telefonlar hala bırakılmıyor. Herkes her istediğinde birbirine ulaşabiliyor artık. Düşünceler netleştirilmiyor konuşurken, akla ne geldiyse pat diye söyleniyor. Zaman tanınmıyor ilişkilere. Hemen başlıyor hemen bitiyor. Tüketiliyor aşklar artık. Aşkta en gerekli şeylerden biridir sabır. Ama kimsenin sabrı yok birbirini tanımaya, anlamaya, dinlemeye, şans tanımaya. Gece yarılarına kadar online artık aşklar. Bir ekran, bir web kamerası,bir mikrofon, bir klavyeden ibaret artık.
Her şey bu kadar basit mi olmalı? Onu gördüğünde kalbin ağzına gelirmiş gibi atarsa aşk aşka benzer. Dizlerin titrerse... Elini tutmak için bahaneler yaratmak, saçlarını çaktırmadan koklamak, kokusunu yanında hissetmek için kullandığı parfümden alıp evin her yerine sıkmaktır biraz da aşk. Hani kim yapıyor bunları? Hala aşkını açıklayamayanlar var görüyorum. Onu kaybetmekten korkup aylarca hislerini içinde tutabilenler var. “n’aber abi ya” gibi sözler kullanan sevgililer bir yana, sevdiği kızla konuşurken heyecanlanıp; bir cümleye “sen” kişi zamiriyle başlayıp, “siz” kişi zamiriyle bitirenler var hala. Soyları tükenmekte olsa da, hala aşka değer veren insanlar var.
Aranan ise bulunan; biraz cesaret, biraz sabır, her şeyi yoluna koyacaktır. Biraz irade ölçü ve saygı gerekir ki, o değer kaybedilmesin. Kolay bulunmuyor güzel insanlar, değeri bilinmese de...
Ve temennim, online aşklar gibi bir resetle bitmesin gerçek aşklar.
Nilgün Budak
YORUMLAR
Her insani ceken birseyler olmustur diye düsünüyorum sanalda da olsa karsi tarafa.
Ama bunu gercekten dile getirebilen kisiye rastlamak pek mümkün olmaz..
Bu inkar edilecek birseyde olmamali bence.Cünkü bu insanin elinde olmayan plani olmayan birseydir.
Benim mesela sanalda cok öneme aldigim biri olmustur duygu acisindan.
Her nekadar realist te olsak bir ruh tasiyoruz hislerin ve duygularin sanali olmaz.
Yürek serbesttir sinir tanimaz sorumluluklarimiz olsada.
Ama her seyde oldugu gibi bunun da bir seviyesi olmali.Ask her yerde temiz olabilmeli cikarsiz.
Düsünecek olursak internette tanisip evlenen kisilerede rastlamak mümkün.
Internet bir sekilde hayatimizi kapsayan bir hal almis.
Ama internette gercek hayatta yasayamadiklarini bir sekilde yasamaya calisan insanlarda yok degil.
bu bir zayifliktir sadece.
Yüreginize saglik
Sevgilerimle
hicbitmez tarafından 7/7/2010 4:37:36 PM zamanında düzenlenmiştir.
Çoğunlukla aşkın adına ve arkasına gizlenilerek anlatılan, genç,bir yanını erkeğin,bir yanını kızın doldurduğu ilşkiler biçimidir,amiyane tabirle geyik yapma. Aşk içinde biraz özveri,biraz sadakat barındıran,resimden çok ruha hitabedebilende bişey.Doğrudan olmasada kıyısından geçenler ne demek istediğimi anlarlar..Her ilşki biçimine aşk demekle başlıyor büyük yanlış;sonunda da aşka aşkolsun diyoruz!
Güzel bir yazı.Yürekten kutladım.Selam,saygı...