Diyar-ı Terk Vakti
Diyar-ı terk vakti.
Cemre düşerken toprağa!
Issız ve karanlık yollar bekler, acıyla parçalanmış ruhu.
…
Son kez dönüp baktı hayatına adam ve kapattı kapıları. Tüm hayatı o gece bitti. Varlıktan hiçliğe gitmeyi göze aldı. İlk adımını attı, merdivenin ilk basamağını tereddütsüzce indi. Narin,kırılgan ve bir o kadar fütursuzca…
Bakmadı bile arkasına, bakmak istemedi dahi. Duyguları ağlarla örülmüştü. Benliğin, hiçliğin, yokluğun esiriydi. Karanlık içinde ilerledi, sokak lambaları yoluna ışık, martıların ve denizin uğultusu ruhuna melodiydi. Koşar adım devam etti… Düşünmemek için, yalnızca o anı düşünmemek için aklını söküp atmak istedi.
‘’Otobüs durağında beklerken gelmişti o sıcaklık içine. Tek bir soru, yeşil gözlere esir etmişti onu. Bu kadar masum, bu kadar gerçek bir güzellik tasviri görmemişti. Saçları ipeksiydi dokunmadan hissedebilmişti bunu. Gülerken sakladığı bir hüznü vardı sanki. Samimi ama bir o kadar uzak, gerçek ama bir o kadar hayal gibiydi. Gizem dolu gözleri, tüm bedenini koruyordu sanki.
İşte o an içine düşen kor’un adı cemreydi. Cemre ilk o an düştü kalbine.’’
Durdu!
Karşısında boğazın ışıkları, ilk defa boğaza yalnız bakıyordu. Nasıl bir yokluktu bu. Nasıl bir yalnızlık hissiydi, benliğini benliğinden alan, biz değil ben dedirten!
Gözyaşları yanaklarından dudaklarına süzüldü, her damlasında bir kez daha gittiğini hissettirdi sevdiği kadının. Avazı çıktığı kadar bağırsa, haykırsa martılar duyar mıydı sesini? Düşlerden hayallere hayallerden düşlere gidiverdi.
‘ ’ Çok halsizim, terliyorum, ateşim yükseliyor geceleri Doktor Bey. Tahlil sonuçlarınıza da bakarak, teşhis koyacağız. Müsaadenizle!’’
‘’Bizim için en zor kısmı bunu söylemek, ama sizden moralinizi yüksek tutmanızı ve eşinize destek olmanızı istiyoruz. Eşiniz lenfoma kanseri.’ Nasıl olabilirdi, mümkün değildi. Tanrım olamazdı! O yeşil gözlü meleği, masumiyeti, hayatı ,her şeyiydi o.
Tüm yaşananlar hepsi tiyatro oyununun senaryosu gibiydi. Hayır, olmadı bu sahneyi silelim demek istedi! Keşke senaryo olsaydı!
Simsiyahtı boğazın suları, zifiri. ‘Yaşamak onsuz, bizken ben olmak, varlıktan hiçliğe gitmek’ dedi kendi kendine.Aldı duyguları onu ondan. Gözyaşlarını sildi, gözlerini kapattı ve kendini boğaza bıraktı!
…
Kor düştü.
Masumiyete, aşka ve hayata!!!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.