Kıyas (Suç ve Ceza)
Adnan Menderes 1950 yılında oyların %53’ünü alarak iktidara geldi. 10 yıl boyunca onun bulunduğu iktidar döneminde, sanayileşme ve şehirleşme konusunda önemli adımlar atıldı.
iç ve dış siyaset güçlendi. Hızlı modernleşme ve sanayileşme başladı. Kore savaşı’na katılma kararı ve bunun sonucunda NATO ‘ya giriş de bu döneme denk geldi. Hızlanan ve halkın desteğini arkasına alan hükümet programına ve bazı icraatlarına karşı artık muhalif güçler oluşmaya başladı. 61’ler ve 19’lar adı altında iki güçlü muhalif grup oluşu. Bununla birlikte DP’nin destekçisi Türk Milliyetçiler Derneği, Halk evleri, Sosyalist partisi ve Millet Partisi kapatıldı. Profesörlerin partilerde fiili görev almasını engelleyen kanun çıkarıldı. 1960 yılında Yaşanan tüm bu siyasi sürtüşmelerin ardından, 7 Nisan’da DP‘nin bildirisiyle ortam daha da gerildi. Bildiride, CHP’nin ülkedeki bütün yıkıcı grupları çevresinde topladığı, halkı, orduyu iktidara karşı ayaklanmaya kışkırttığı öne sürüldü.Ve soruşturma için bir önerge verildi. Yasaya göre oluşturulan Tahkikat Komisyonu üç ay boyunca muhalefetin ve basının eylemlerini soruşturdu. Üniversite profesörleri, komisyon görevine başlar başlamaz, bu kanunla anayasanın açıkça ihlal edildiğini bildirdiler… Bu bildiriden sonra, muhtelif güçlerin hedeflediği sonun, sebepleri olan kaos ortamı hızla büyüdü. İktidar yanlısı gençlerin Kızılay meydanında iktidarı destekleyeceğini duyan muhalif gençler, 555K (5’inci ayın 5’inci günü saat 5’te Kızılay Meydanı’nda) parolasıyla 5 Mayıs günü Kızılay’a akın ederken, iktidarı destekleme amacıyla Kızılay’a gelen DP yanlısı gençler azınlıkta kalmasıyla, saat 6 civarında meydana gelen Bayar ve Menderes burada çok büyük protestolarla karşılaştı. 21 Mayısta bu kez Ankara’daki Harp Okulu öğrencileri iktidarı protesto için bir gösteri yürüyüşü düzenlediler ve 27 Mayıs sabahı, o müthiş! bildiri yayınlandı…
“Bugün demokrasimizin içine düştüğü buhran ve son müessif hadiseler dolayısıyla ve kardeş kavgalarına meydan vermemek maksadıyla Türk Silahlı Kuvvetleri memleketin idaresini eline almıştır.” Evet, memleketi kardeş kavgasına itenler, o kavgalara medya vermemek adına idareyi ellerine aldıklarını açıklamışlardı. Toprak Kanunu Tasarısı’nı şiddetle reddeden ve bu tutumu parti disiplinine aykırı görüldüğü gerekçesiyle CHP’den ihraç edilen ADNAN MENDERES’in ikinci adam olarak kurulan DP’li dönem sona erdirilmiş, 10 yıl sonunda hazin bir mahkumiyet başlamıştı. Sanıklar kürsüsüne çıkarılan Menderes ve arkadaşları, Tabii hâkim ilkesi’ne aykırı özel mahkemede yargılanıyordu. Adnan Menderes ve diğer DP’lileri mahkum etmek için Ceza Kanunu değiştirilmiş!
Hukuk çiğnenerek geçmişe yürütülmüş!
Savunma hakkı ihlal edilmiş!
Doktrin ve içtihada aykırı istisnai karar verilmişti.
Divan Başkanı Başol’un sanıkların konuşmalarına ve savunmalarına karşı tavrı giderek sertleşiyordu. Savunmalar için tanık ve belge göstermeleri sürekli olarak reddediliyor, bunun yanı sıra konuşurken sözleri kesiliyor, savunmalarının bağlantısı kopuyordu. Adnan Menderes’in ilk yargılandığı dava, Ayhan Aydan’dan olduğu iddia edilen çocuğunu öldürttüğü hakkındaki Bebek Davası oldu. Daha sonra Menderes, 6 -7 Eylül Olayları Davası, Örtülü Ödenek Davası ve Anayasayı İhlal Davasının da açıldığı toplam altı davadan yargılandı.1’inden beraat ederek diğer 5 davadan mahkum edildi ve idamına karar verildi.
ADNAN MENDERES, tek kişilik bir odada, ’tutuklularla konuşması yasak’ bir şekilde, odasında dinleme cihazı sebebiyle sohbet etme imkanı olmadan kalıyordu. Ve mahkumiyetinden 16 ay sonra ivedilikle İNFAZ EDİLDİ.
PEKİ YA BU GÜN…
5 Ağustos 1984 günü Şemdinli baskınlarından itibaren Öcalan örgütü PKK, 22 Şubat 1999 tarihine kadar 6.036 saldırı gerçekleştirmiş, 8.257 defa güvenlik güçlerimizle çatışmaya girmiş, Türkiye’in muhtelif bölgelerinde 3.071 bomba infilak ettirmiş, 388 gasp suçu, 1.046 adam kaçırma ve hürriyeti tahdit suçu işlemiştir. PKK elemanlarının gerçekleştirdikleri eylemler sonucu 4.472 sivil vatandaşımız, 3.874 asker, 247 polis, 1.225 GKK şehit olmuş. Sivil, asker, polis, GKK toplam 16.362 kişinin yaralanmasına neden olmuştur. Abdullah öcalan bizzat; Bu örgütün önderliğini yaptığım, benim önderliğimde Türkiye toprakları üzerinde silahlı bir mücadele başlattığım doğrudur beyanında bulunmuş, suçunu ikrar etmiştir. Ayrıca dosyada PKK elemanlarının Abdullah ÖCALAN’ın verdiği emir ve talimatlarla kanlı terör eylemleri yapmaya sevk ettiğini gösterir delil bulunmuş ve bu deliller ele alınıp değerlendirilmiştir. Abdullah ÖCALAN’ın örgütün yayın organı Serxwebun Dergisinde;
Kentlere ineceğiz, kent çalışmaları başlayacaktır. Neye mal olursa olsun bir otobüse binmek zor değildir, bir uçağa binmek zor değildir, yine bir trene binmek zor değildir. Kendine bomba sarıp gidecek binlerce insanımız var..." beyanında bulunması örgüt elemanlarına verilmiş, bir eylem talimatı bulunduğu halde, kast ettiği Türkiye Cumhuriyeti topraklarında bu gün;12 metrekarelik odanın haricinde, 24 metrekarelik hava alma salonu, 32 metrekarelik spor odası, 20 metrekarelik hobi odası ve aynı büyüklükte yararlandığı dersliği olan bir cezaevinde kalıyor. Mahkumiyetinden 11 yıl sonra dağdaki görevini ofisinde zevk-i sefa içinde devam ettiriyor!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Ey Türk Milleti!!! Şimdi Sorarım size;Hangisi ülke menfaatlerine kast etti, hangisi ülke bütünlüğünü ve huzurunu bölmek istedi, hangisi TÜRK OLMAKTAN UTANDI VE O TOPRAKLARI BÖLMEYE KALKTI(halada kalkıyor)… Evet hepimiz aynı cevabı veriyoruz. Artık gerçeği görelim ve bu kıyasla gereken tüm vatandaşlık tepkilerimizi gösterelim.
Haydar GENÇ / Haziran 2010
YORUMLAR
Siyonistler Menderes'in müddetini doldurmuşlardı.
Apo'nun mühletini doldurmadılar.
Ancak onlardan izin çıkarsa asılır Apo.
Saddam'ı besleyen Amerika daha sonra kendisi öldürtmedi mi?
Çanları çalan siyonist mihraklar çalmadı henüz çanları.
Öfkemden kötü şeyler yazmaktan korkuyorum,en iyisi yazmayayım.
Selamlarla.