- 828 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Kaybolan Bir Bahardı Aradığımız
Ne zaman yokluğunun imkânsızlığına koşsam bir yığın umutsuzluk karşılar beni
Ne zaman yüreğinin sözcüklerine el atsam ihtiraslarının labirentleri sarar beni
Ne zaman asi yüreğinin fırtınalarına yakalansam bir yılkı atı üzerinden atar beni
Ne zaman gelsem kapını çalmaya mağrur kelebek, hep vahşi tabiatın ağırlar beni...
Günlerdir sana rastlamayı umarak dolaştım bu garip yerkürede. Gözyaşlarının denizine dalarak sevgilerden saraylar yaptım sana. Hep ben konuştum, ben sevdim, ben özledim. Bazen de seninle yer değiştirerek anlamaya çalıştım seni. Kırılgan sözcüklerle bezeliyken yüreğin mühürlü dudaklarına bile haram ettin sevmeleri. Korkular sarmış bedenini kelebek, ne yapsan bitmeyecek. Sen korktukça bu yürek seni bir masal diyarında hep özleyecek, özleyecek, özleyecek.
Ben seni yüreğim büyüsün diye sevdim, düşlerine ve zincirlerine rağmen. Seni sevince göğsündeki kayaları ezdim gözyaşlarına kapılarak. Ben seni yüzündeki benlerinle sevdim, ay gülüşlü yüreğine dalarak. Göğsündeki kanaviçelere sevdalandım, ayaklarına şiirlerimi serdim, kelebek kanatlarına ömrümü sunarak. Ben seni sevdim mağrur yüreklim, senin için dağları delerek.
Ne zaman yokluğunun imkansızlığına koşsam bir yığın umutsuzluk karşılar beni. Ne zaman yüreğinin sözcüklerine el atsam ihtiraslarının labirentleri sarıp sarmalar beni. Ne zaman yüreğinin fırtınalarına yakalansam bir yılkı atı üzerinden atar beni. Ne zaman gelsem kapını çalmaya mağrur kelebek, hep vahşi tabiatın ağırlar beni.
Susunca sözcüklerin, havaya, suya ve toprağa düşer cemrelerim. Baharlarım gözyaşı döker sensizliğe. Bir yol kenarı gözlemecisinde itiraflar dökülürken dilinden sevgini tartarım yürek kantarımda. Ruhun korkuya sarılıp ağlar benden habersiz ve ben sözcük toplarım sana katran karası ıslak gecelerde. Bakışların hep mağrurdur, gizlersin arzularını içindeki hasrete acılarını sürerek.
Bir gün yüreğinin tapınaklarında gözlerine bakarak aşkı anlatacağım sana. Elindeki asayla şiirlerime dokunacaksın. Bir gün uzak limanlarda beni bekleyeceksin, gelişime mendil sallamak için. Belki de gözyaşlarına aldırmayacaksın. Bir gün sevgiler imparatorluğunda bedenimi arayacaksın mağrur kelebek. Ellerimi okşamak, saçlarımı avuçlamak için. Bir gün beni kovacaksın yüreğinden, acımı bitirmek için.
Gezegenler evrimini tamamlayınca ve bizi arayınca burada bulacaklar kelebek. Seni yaşamak farklı bir duygu. Aşk bu ise eğer yaz bunu aşkın günlüğüne. Seni sevmek nasıl bir ibadet ki ben sana elvedayı bile ceza görüyorum kendime. Çünkü her elveda yeni bir aşkı beler beşiğinde. Vurgun kelimeler denizinin derinliklerinde acılar toplarız biz kendimize.
Ben belki de o şarkıdaki sonu yaşadım seni severek. Yıldızlarına hiç ulaşamadım. Bir rüya gezegeninde asla dansa duramadık. Ben seni anlamaya çalışarak kendimi kör kuyulara attım. Kaybolan bir baharda mayıslara aldandık. Ben acıyı seçtim mağrur kelebek. Sen kaprisi hiç bilmeyen yüreğimde sonsuza kadar kalabilir, seni sevmekten değil kaybetmekten korkan seven yüreğimde hep var olabilirsin.
Öfkemi yine yüreğine beleyerek aşarım dağlarını. Ben senin vahalarında sular ararken bir kaktüs dalında bulurum seni. Gözlerinin büyüsüne sevdalı bir aşığım ben. Günlerdir saçlarının dalgakıran sularında, ellerinin huzurlu kelepçesinde yaşamayı seçmişsem mağrurdur benim de sözlerim. Sen sevdanın durağında olacağın günü söyle, seni oradan er geç alırım.
Tüm yaşananlardan, yaşadıklarımızdan öğrendiğimiz tek şey, ruhumuzdaki müziklerin sulardan geri dönen yansıması. Bu aşk’a yol gösteren devlerin ülkesine vardığımızda ve yüreğimizdeki sorulara yanıt bulduğumuzda gökler bile gözyaşı dökecekler sevdamıza. Bir perdenin arkasından ruhunu ve duygularını dizginleyerek bakmayı başarmışsan, göstermemişsen kendini aşk’a, karanlığa alıştırdığın gözlerine aydınlığı özlemeyi de öğreteceksin.
Korku resimlerine bakmaktan sızlayan yüreğin, asla tamamlanamayacak bir rüyanın binlerce karesine dağılmıştır anlayacağın. Kıramadığın inatçı üzünçlerin, geçmek istemediğin köprülerin, asla durulmayan denizlerin, yarım kalan şarkıların ve dizlerini ağrıtan voltaların bitince çal yüreğimin kapısını. Gözlerindeki çiçeklere ismi ben bulayım. Yorumlayamadığın tüm rüyalarına tasvir olayım, üzünçlerine derman, köprülerine destek, denizlerine şefkat, şarkılarına nakarat ve yüreğindeki ağrılara bir beşik olayım.
Selahattin Yetgin
YORUMLAR
Bir nebze olsun başımı dinlememe vesile oldu yazınız. Önce bu açıdan teşekkür etmek isterim.
Hemen bütün yazılarınızda olduğu gibi, kullanmış olduğunuz imgeler, güzel bir şiirsellik katmış yazınıza. Hem olabildiğince de özgün...Kendi adıma söyleyebilirim ki, şiirle nesirin karıldığı, hafif ve okurken dinlendirici bir yazı olmuş...
Tebrik ediyorum...
aynur engindeniz tarafından 6/28/2010 4:43:09 PM zamanında düzenlenmiştir.