BİR GÜN BENİ ÖZLERSEN
BÖLÜM DÖRT
---Gelin görün. Dedi.
Ayşe, sınıfı unutmuştu. Muhtarın evine yollanmış hocayı merak ediyordu. Bahçeden seslendi;
--- Biz geldik…
Muhtarın karısı, kapıda karşıladı.
---Aman, aman… Kim gelmiş? Hoş gelmiş…
Diye sevgi gösterdi. Doktor şaşkındı, bu kız kimdi ki, bu kadar seviliyordu? Hastalığı sırasında bütün köy halkı “yapacak bir şey var mı?” diye toplanmıştı. İçeri girdiler. Genç, güzel, bakımlı biri vardı. Onları görünce ayağa kalktı muhtar;
---İşte kızım, dedi.
---Dikiş, nakış öğretmeni.
Genç kadın 35 ile 40 yaşların da var gibiydi. Ama çok makyajlı idi. Çok kibar bir dille;
---Hoş geldiniz… Dedi. Muhtar;
---Bu köyümüzün öğretmeni Ayşe, bu da doktorumuz Kamuran bey… Bu hanım da, dikiş öğretmenimiz ela hanım, diye tanıştırdı. Adı gibi ela gözlü, güzel bir kadındı.
O gece, yemeği orada yediler. Muhtar salmamıştı, uzunca oturdular. Kadın sürekli doktora sorular soruyor, onunla ilgileniyordu. Ayşe yapılacak işleri konuşmak istese de, kadının aklı aşka yerde. Sustu ve sıkıldı… Doktora;
---Ben yoruldum artık, gitsek! Dedi.
Kadını sevmemişti. İçinden “bula bula bunu mu gönderdiler?” diye geçirdi. “İyi geceler” temennisinden sonra yola koyuldular.
Ayşe biraz yorgun görünüyordu. Ağır adımlarla yavaş yürüyordu.
Doktor;
---Nasılsın? Biraz sıkıntılısın.
---Evet, kusura bakma. Açık konuşmayı severim, ben o kadını hiç sevmedim, dedi.
---Nesini sevmedin?
---Her şeyini. Önce makyajını, sonra konuşmasını. İş yapmaz o. Bu köye faydası değil zararı olur.
---Amma yaptın, dedi doktor. “Daha tanımıyorsun ki”
---Yok, ben insanı gözünden anlarım.
Başını salladı “beğenmedim” dedi. “Bakalım zaman ne gösterecek?”
Kamuran güldü;
---Demek insanı gözünden tanırsın, ya beni nasıl gördün?
Ayşe böyle bir soru beklemiyordu. Biraz düşündü,
---Söyleyeyim mi?
---Evet, çok iyi ama saf temiz birisin. Önündeki engeli görmeyecek kadar da körsün, dedi.
Tam o sırada doktorun ayağı taşa takıldı ve tökezledi. Ayşe kolundan yakaladı ve gülmeye başladı.
---Bildim mi doktor?
Kamıran önce şaşkın, sonra “alacağın olsun senin” dedi. “Ben bunun acısını çıkartırım.”
Evlerine gelmişlerdi. “ İyi geceler “ dilediler, “sabah görüşmek üzere” dedi doktor.
”İnşallah” diyen Ayşe, hâlâ gülüyordu. “Zamanlamam tam” dedi, kendi kendine.
Sabah mutlu uyandı Ayşecik. Okul açılıyordu. Özenle giyindi, hafif makyaj yaptı. Pek sevmezdi ama bu gün ilk gündü.
Saçlarını topuz yapmıştı,aynaya baktı, biraz solgun olsa da çok güzeldi.
Göz kırptı aynada kendine, “hayırlı yıllar “dedi. “Okulun açılıyor”
Tam kapıdan çıkıyordu ki, doktorla karşılaştı. Ebe hanım, kadir bey selamlaştılar. Hayırlı olsun dilekleri ile okula geldiler.
Çocuklar da gelmişlerdi, öyle çok çocuk yoktu. Bu yıl başlayanlarda vardı.
İki öğretmendiler. Ayşe, ilk sınıfları alıyor. Dört ve beşi diğer öğretmen okutuyordu. Zor olsa da, üç yıldır alışmıştı Ayşe de. İSTİKLAL marşı okundu, herkes sınıfına girdi. O gün ve diğer günler geçmeye başladı.
Okullar açılalı on beş gün olmuştu bile. Bir gün Ayşe, sağlık ocağına geldi.
---Ben şehre gidiyorum, istediğiniz var mı? Diye sordu.
---Hayırdır!!! Bu ne iş? Dedi doktor. “Şehirde işin ne, kiminle gidiyorsun?”
---Muhtar babayla işlerim var.
Doktor burun kıvırdı, “bu havada, karda” dedi.
---Evet, bu havada karda. Dedi Ayşe.
---Size gel diyen mi var? İyi ki sorduk bir isteğiniz var mı, diye.
---Kızma canım… dedi doktor. “ hadi güle güle.”
Ayşe de, “hoşça kalın” deyip, arkasını döndü yürüdü. “Şu adamla da anlaşamıyoruz, havanın nesi varmış? Mis gibi sonbahar, iyi gidiyor havalar” diye konuştu içinden.
Muhtarı gördü,” hadi kızım, araba bizi bekliyor “
Arabaya bindiler, doktor koşarak geliyordu. “Bekleyin” diye. Arabaya bindi.
Ayşe şaşkın, “ ne işin var bu havada?” dedi.
---Sorma fırtınadan kaçtım, dedi usulca yanına oturup.
---Ne fırtınası?
---Ne olacak, senin o sarı fırtına sağlık ocağına gelmiş, canı sıkılmış. Ben de işim var şehre gidiyorum dedim, onu ebeye bıraktım.
Ayşe gülümsedi;
---Kadıncağızı biraz eğlendirseydin ya… dedi.
Doktor, sert bir bakışla baktı Ayşe ye. Başını salladı, bir şey demedi.
Şehre geldiler, Ayşe;
---Biz önce kırtasiyeye gideceğiz. Siz nereye gideceksiniz ? Dedi doktora.
---Ne yani beni bırakıyor musun? Ben nereye giderim?
Ayşe biraz şaşkın;
---Aaa… Siz bizimle mi geldiniz?