- 502 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Mesaj Alındıktan Sonra.
Allah verdiği her nimetin şükründen,
İhsan etmiş olduğu her imkânın kanaat ve kullanımından her kesi sorumlu tutmuştur.
Ve ahirette de hesabını soracaktır.
Bizler Gros bir markete gidipte arabasını alacağından da, fazla doldurup kasada ödeme yapacağını unutan KART MAĞDURLARINA ne kadar çok benziyoruz.
Dünya marketinin hesap kasası olan kabir ve haşirde hesabını ödeyebileceğimiz kadar harcama yapmamız gerekmiyor mu?
Veya almış olduğumuz veya istifade etmiş olduklarımızı karşılayacak alanda çalışıp bir varlık göstermemiz lazım değimli?
İnsanları dünyada rezil, ahrette zelil kılan en önemli iki zaaf var.
Bunlardan birisi;
Yaşam ve yaratılış maksadını gerçekleştirebilmesi için istifadesine sunulmuş olan imkân ve fırsatları değerlendirmede yolunu kesen tembellik kaynaklı İHMAL.
Diğeri ise;
İhtiyacı kadar kullanmasına müsaade edilmesine rağmen eline geçen her şeyi sorumsuz ve sınırsız kullanma hakkına sahip olduğu zannından kaynaklanan İSRAF.
Yine öyle inanıyorum ki.
İsrafın zararını ve sorumluluğunu; sofrada kendi emeğimizin karşılığı olan helal yemeğimizden yerken bile, irademizi ihlal edip fazla kaçırdığımız bir iki lokmanın hazımsızlık, şişkinlik ve benzeri rahatsızlıkları varsa diğer israflarımızın getireceği mesuliyetleri ve ahirete tehir edilen hesap ve sorumluluklarını düşünemiyor. Ve düşünmek istemiyorum.
Bunlar aklıma geldikçe; Allah (cc.) Hz.lerinin neden ’KULU VEŞREBU VELA TUSRİFU İNNEHU LAYUHİBBUL MUSRİFİN’ (yeyiniz içiniz amma israf etmeyiniz. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.7/31)
Yine Allah’ın Resulu iki dünyanın rehberi Hz. Muhammed (asv) denizde aptes alırken bile (suyu) İSRAF ETMEYİNİZ. Deme sebeplerini azda olsa anlamaya başladım. Demek tasarruf ve denetimimize verilenler deniz gibi de olsa istifade hakkımız gerçek manadaki ihtiyacımız kadardır.
Bir de insana rahatsızlık veren, fazladan yenilmiş her lokmanın o lokmaya muhtaç olan insanların hakkını ve muhtaçlıklarını hatırlatma amacı taşımış olma ihtimalini de göz ardı etmemek adına doğal bir ikaz olduğunu sanıyorum.
Rahatsızlık veren her şeyin önemli bir sebebi olsa gerektir.
Aklın gereği, rahatsız olduktan sonra çözüm aramak değil.
Rahatsız olmadan önce tedbir almak daha akıllıca bir iş değilmi?
Yinede rahmetine, inayetine, mağfiretine ve muavenetine sığınıyor ve güveniyoruz.
Rabbim açlık ve kıtlık ile imtihan etmesin.
Açları açıkları düşünelim ki aç ve açık kalmaya mahkûm edilmeyelim.
Ne de olsa ELCEZA-U MİNCİNSİL AMEL Kuralı var. ( Ceza suçun cinsinden olur.)
Rabbim tehir edip sonradan telafi etmek için zorluk çekenlerden değil, zamanında tedbir alıp rahat edenlerden eylesin.
Mesaj doğru okunursa, mağdur olunmaz.
Saygılarımla.
Cumanız hayır bereket, Haneniz huzur ve saadet dolsun.
Allaha emanet olunuz değerli Dostlarım.
Mesaj Alındıktan Sonra. Yazısına Yorum Yap
"Mesaj Alındıktan Sonra." başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.