- 1547 Okunma
- 16 Yorum
- 0 Beğeni
ŞEKER BAZEN ACIDIR
Çocukluğuma ait hafızama yer etmiş en güzel sözdür “Tatlı yiyelim, tatlı konuşalım”. Sanki büyülü bir söz gibi gelirdi bana ve masal dünyamın kapıları aralanırdı.
Annem ve babamın bayram alışverişinden dönmelerini sabırsızlıkla beklerdim. Acaba hangi poşetten bayram şekerleri ve çikolata çıkacak diye küçük kalbim heyecan yaşardı.
Misafire ikram edilecekler ayrılır, bir parça da bana verilirdi. Sıkı sıkı tembih de arkadan gelirdi. Bak fazla yeme dişlerin çürür. Ama o jelatinlere sarılı rengarenk şekerler bana oyuncakla oynamak kadar zevk verirdi. Önce onlara sevgiyle bakar sonra bir güzel yerdim. Misafirliğe gittiğimde de hani sen küçüksün al bir tane daha dediklerinde anneme şöyle bir bakar, onun tebessümüyle onay alır cebine koyardım. Büyük bir iş yapmışcasına mutlu olurdum.
Sonra bir şekerle daha tanışmıştım. Kağıt bir külah içinde üstte lokum, yanlarında iri akide şekerleri ve altında küçücük parlak beyaz şekerler.. O da bayram şekerleri gibiydi ama bana çok acı gelmişti. Annem ölmüştü ve anlayamıyordum. Neden en acı günümüzde tatlı ikram ediyorduk. Üstelik helvada yapıyordu ablamlar, çocuk kalbim o zamanlar bunu bir türlü çözememişti.
Aradan zaman geçti ve ölenle ölünmez gerçeğini anlamaya başladım. Hayatımıza bir beyaz daha girmişti. Ablam mutluydu çünkü sevdiği biriyle evleniyordu. Beyaz gelinliğinin içinde melek kadar güzeldi. Her tebessümün arkasından keşke annem de görebilseydi diyordu ama o hüznü anlayabiliyordum. Çünkü en sevdiğimiz annemizi kaybetmiştik ama evlilik denen güzel bir olayı yaşıyorduk. Yüzümüzde hüzün ve mutluluk karışımı bir ifade vardı. Çünkü annem de sağlığında kızlarının mürüvetini elbette ki görmek isterdi. Yine de suçluluk duyuyorduk sanki..
İşte orada bir şeker daha girmişti hayatıma. Adına nikah şekeri diyorlardı. Mutlu bir beraberliğe tatlı bir başlangıç ve o günün anısı olması içindi herhalde diye düşünmüştüm.
Biraz daha büyüyünce sorgulamaya başladım. Bu şekerler hep kalabalık ortamların ikramıydı. Ama bu kalabalık; bazen acı bazen de sevinçli olaylara tanıklık ediyordu. Geleneklerimizin ne kadar güzel olduğunu anladım. Herkes kısa sürede nasıl da birbirinin yanında oluyor ve sıkı sıkı kenetleniyordu.
Yaşım ilerledikçe herkesin ağzına sakız olmuş bir söz daha duydum. O da üç beyazdan uzak durun. Bunun içinde şeker de vardı. Çünkü şeker belli bir yaştan sonra metabolizmanın tam anlamıyla düşmanıydı. Vücudun kendisinin aslında bir şeker fabrikası olduğunu ve yediğimiz her şeyin zaten şekere dönüştüğünü öğrendim.
Yani fazladan alınan şeker kilo ve hastalıklar olarak geri dönüyordu insanlara..
Ama zamanla yanlış anlaşıldı bu beyazlardan en saf ve güzeli olan şeker. Doktorlar şekerden uzak durun derken insanlardan da kendinizi uzaklaştırın dememişti ki.. Oysa ki şimdilerde bayramlarda insanların çoğu evinde durmamak ve misafir ağırlamamak için tatil beldelerine kaçar oldu.
Aysel AKSÜMER
YORUMLAR
BU SİTEDE RASTGELE DOLAŞIRKEN GÖRDÜM YAZINIZI OKADAR GÜZEL İFADE ETMİŞSİNİZKİ KENDİNİZİ ,BİZZAT YAŞAMIŞ KADAR ETKİLENDİM,TEBRİK ETMEK İSTEDİM SİZİ BAŞARILAR...
Aysel AKSÜMER
BETÜL KAYA
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Canım öncelikle anneciğine Rabbimden rahmet diliyorum... Çok güzel bir konuya değinmişsin. Şu şeker hayatımızın her döneminde farklı farklı sebeplerle çıkıyor karşımıza...Bayramlarda, ölümlerde, düğünlerde...
Hıı bir de bebek doğduğunda, lohosa şerbeti olarak çıkıyor karşımıza... Bayram, düğün, bebek iyi güzel de, ölümlerde neden? Senin gibi ben de anlayamıyorum canım...
Ayselciğim dur ben markete şeker almaya gidiyorum, canımı çektirdin :))
Sevgilerimle canım...
Aysel AKSÜMER
Güzel yorumun için teşekkürlerimi sunuyorum. Sevgilerimle..
ÖANCELİKLE PAYLAŞIMINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDİYORUM.
ŞEKER ÇOÇUKLARIN SEVDİĞİ KADAR VAR..VAR DA ...
YA BÜYÜKLER! ONLARA NE DEMELİ YASAK KOYAMAZSIN BÜYÜKLERE ÇÜNKÜ ANLAMALARI OLANAKSIZ..
ŞEKER HASTALARININ GİZLİ YEDİKLERİ HATTA ÇALDIKLARI BİLE SÖYLENİR.
MAALESEF BU GÜZEL TATLI ŞEY ÇOK ZARARLI VE ONSUZDA OLMUYOR
YA ÇİKOLATAYA NE DEMELİ..ÇİKOLATASIZ HAYAT OLUR MU?
SAKIN OLUR DEMEYİN..
AYSEL HANIM ..DERS VEREN YAZILARINI OKUMAYA DEVAM EDECEĞİM VE HEM DE SEVEREK...
SEVGİLERİMLE...
Aysel AKSÜMER
Güzel ve içten yorumunuz için çok teşekkür ederim. Sevgilerimle..
Tebrik ediyorum gerçekten.Şeker'i hem soyut hem somut biçimce açıklamalarıyla ele aldınız.Gerçekte kutlarım güzel bir yazıydı.Tebrikler Aysel abla.Sevgiyle kalın.ERen
Aysel AKSÜMER
Herşey gönlünce olsun. Esenkal..
Aysel AKSÜMER
Aysel Hanım, zaman zaman hep nerede o eski zamanlar deriz ya; işte o güzellikler mazinin hafif pembemsi, kenarları buruşuk sayfalarında kaldı. Belki albümlerde sıkıştı. Biri on yıl sonra aralayacak da albümün kapağını, babanızla çektirdiğiniz bayram resmi nefes alacak. Ya da elinde topla poz vermiş kardeşinizin, topu ta bugüne yuvarlanacak...
Hayat renklendikçe, tortusu siyah beyaz kalıyorsa yılların,
Çocukluğunuzu hatırladığınızda burnunuz sızlıyorsa, ya da annenizin Hacı Şakir kokan elleri düşüyorsa aklınıza...
Renk renk bayram şekerlerinin yerini, kısa sms ler almışsa...
Artık nostalji diyorlarsa pencere önlerindeki sardunyalara, mendillere, el öpmelere...
Biliniz ki, bu şekerin suçu değildir...
Beğenerek okudum yazınızı. Biraz daha uzatsanız da olurdu. Tebrik ediyorum sizi. Sevgiler...
Aysel AKSÜMER
Şekerin anlatımlarından öte yaşam adına önemle vurguladığınız eğitici ve toplumsal mesajınız çok çok kayda değer.
Bu anlamda ders verir anlatım becerinizi kutlar ve ders alınması gereken satır aralarındaki vurgularınızı dikkate almamız gerektiğine inanıyorum.
Böyle derslikli yazılarınız devamını diliyorum.
Saygılarımla
Aysel AKSÜMER
canım çok güzel anlatımdı evet şeker herkesin çok sevdiği vazgeçemediği nadide yiyecek ve birde yasak geliyor
hem güzel hem zararlı nasıl oluyor güzellik insana zarar veriyorr oluyor işte
kutlarım seni çok çok güzeldi ve aramızda olmanda harikasın
sevgim saygım her daim seni seviyorum
Aysel AKSÜMER
Güzel yorumunuz için sonsuz teşekkürler. Sevgilerimle..
Aysel hanımcığım, ne güzel yazmışsınız, doktorlar şekerden uzak durun dediyse, sevdiklerimizden de mi uzak duracağız.
Eski bayramların tadı yok, bunu da bizler kendimiz yapıyoruz.
-Amann şimdi üç veya dört günlük bir tatilimiz var onu da eş dost, akraba gezerek, ya da misafir bekleyerek mi geçirelim düşüncesi, akrabalar ve ahbaplar arasında kopukluğa sebep oluyor.
İnce bir noktaya dokunmuşsunuz.
Hani, eski bayramların tadı yok diyoruz ya, şundan yok!
Benim çocukluğumda evinde baklava yapabilen, tepsiler dolusu baklava, ya da başka tatlılar yapar, sarmalar sarılır, şeker, çikolatalar alınır, akrabalar büyüklük sıasına göre birbirini ziyaret ederdi.Arada yakınlaşma kaynaşma olurdu.
Çoluk çocuk evlendikçe aileler genişler, bayram yemekleri şölen tadında geçerdi.
İnsanlar kalabalıktan ve işten yüksünmez, birbirlerini ziyaret mutluluk verirdi.
Şimdi ya bizler tembelleştik, ya da çağın gereği, çekirdek aile yice kabuğuna çekildi.
Şimdilerde bazı ailelerde, çocuklar bile ana baba ziyaretlerini fuzuli bir şey olarak görüp, gittikleri tatilden telefon açıyorlar.
Çok şükür bizler hala aile, akraba ziyaretlerini devam ettirmeye uğraşıyoruz.
Benim de ne çok söyleyeceğim varmış, uzattım da uzattım.
Aysel'ciğim çok beğendim ve böyle upuzun bir yorum yazdım.Sevgi ve saygılarımla...
Aysel kardeşim, bu arada anneni dualarla andım, Rabbim rahmet etsin!
handan akbaş tarafından 6/24/2010 10:09:32 AM zamanında düzenlenmiştir.
Aysel AKSÜMER
Aramızda olmayan bütün sevdiklerimiz nur içinde yatsın. Güzel düşünceleriniz için çok teşekkür ederim.
Sevgilerimle...
Şu kısacık yazıda yorum yapılacak bir sürü hususu işlemişsiniz. Öncelile annenize rahmet dilerim. Bu arada, şeker deyince aklıma çoculuğum geldi. Bayramlarda bir sürü çocuk kapı kapı dolaşırdık şeker toplamak için, bazen şeker yerine bizlere para verildiğinde ne de mutlu olurduk.
Bu hoş yazınız için teşekkürler.
Aysel AKSÜMER
Değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim. Saygılarımla...
Üç beyazdan uzak durmamız lazım.Şeker-un-tuz.
Özellikle çocuklarımız açısından çok önemli.Genç yaşta bilinçsizce beslenmeleri sonucunda metebolizma oldukça bozulmakta.Sonraki yıllarda ise metebolizmanın düzelmesi oldukça zorlaşıyor.Dün markette alışveriş yaparken; dikkatimi bir tombiş çocukla oldukça kilolu annesi çekti.Çocuk,çikolatalrı gösteriyordu:
- Anne bundan da alsana.
annesi de:
- Oğlum,öbür çikolatadan alalım.Onun şekeri az diye.
Tabiki ben de güldüm.Zaten anne-oğul şişmişler şişecekleri kadar.Çikolatanın az şekerli olanını tercih etmeye başlamışlar."Vah anam vah!"
Una gelince.Maalesef ekmeği,hamur işlerini çok tüketen bir toplumuz.Lokantaya gittiğimiz zaman bir çorba söyleriz,ucuz olsun diye peşinden de bir somun ekmeği yeriz,karnımız doysun diye...
Tuzun da belirli yaştan sonnra zararları oldukça fazla.
Neyse bugün Aysu'nun halk dansları etkinliği için pazarda değilim,evdeyim de hem yazıları oluyorum hem de geneiş geniş yorum atıyorum.
Başını ağırttıysam kusura bakma.Selamlar...
Aysel AKSÜMER
Kıymetli yorumunuz için teşekkürlerimi sunuyorum. Saygı ve selamlarımla..