Kanaatim Budur
Kanaatim BudurBir çalıştaydaki sunumumu sizinle paylaşıyorum.Saygılarımla.
Eğitim Öğretim durumumuza genel bir bakış.
Milli Eğitim Bakanlığımız bir değişim ve gelişim içinde olup dünya ile rekabet etmek için bir şeyler yapmaya çalışıyor,fakat bu kaliteyi tabana yayamıyor.
Bölgemiz,İlimiz itibariyle,Okulda Şiddet,evde mutsuzluk var.
Bilindiği gibi Bakanlığımızın “Eğitim Ortamında Şiddetle Mücadele Eylem Planı” na göre 2006-2011+ tarihleri arasında;
1-Eğitici ekip hazırlanması(İl’in kapasitesine göre)
2-Tüm Rehber Öğretmenlerin,
3-Tüm İdarecilerin,
4-Tüm Öğretmenlerim,
5-Tüm Velilerin,
Belli konularda bilgilendirme seminerleriyle aydınlatılmasıyla ilgili bir planlama yapılmıştır.Ancak bu çalışma ağır aksak gidiyor.Başka illeri bilemem ama İlimiz için uygulanması gereken çok önemli bir çalışmaydı,
Çünkü;
Öğretmen öğrenci arasında sevgi ve samimiyeti istediğimiz düzeyde yakalayamadık,
Okul İdaresi ile Öğretmen arasında düzeyli bir iş birliği sağlayamadık,
Veli-Öğretmen ,Veli -İdare arasında bir güven sorunu var, atlatamadık,
Peki ne yapalım?
Dünyanın önemsediği “sürekli eğitim” yaklaşımını düstur olarak kabul edeceğiz.Başka çaremiz yok,İstersen buna “beşikten mezara kadar ilim aramak” şeklinde de yorumlayabilirsiniz.Bu yenilikçi öğretmen anlayışı ile eğitim öğretime kalite kazandırabiliriz.Eğitim öğretim kadromuzda kalite sorunu var.O zaman ihtiyaç duyulduğu konularda seminerler düzenleyeceğiz,kurslar açacağız.
Mahalli Hizmet İçi seminerleri yapılıyormuş görüntüsünden kurtarmamız lazım,aktif üretken eğitim öğretimi seven formatör yetiştirmeliyiz.
Kimi formatörler seminer katılımcılarını bezdiriyor,hevesini kırıyor.Buyurun,katılımcılara bir soralım bakalım,
Okul Müdür ve Başyardımcılarına verilen Muhakkiklik semineri,
Okul Sağlığıyla ilgili tüm öğretmenlere verilen seminer,
Demokrasi eğirimi ve İnsan Hakları konulu seminer,
…………………………………………………..vs.
Bunların katılımcılarından alacağımız seminer değerlendirilmesi bu konuda bize ön fikir verir.
Okul eski klasik yöntemle idare edilmez,
Bilindiği gibi bakanlığın yeni yaklaşımına göre, “okul,veli için hayırlı bir evlat yetiştirmek için yardımcım bir kuruluştur” deniliyor.
Bu manada veli ile işbirliği içinde olmak gerek son zamanlarda bu tarz idarecilerimizin sayısı oran olarak %15-20 lerde olsa da yetersizdir.
Hala veliyi okula çekecek bir tarz geliştiremedik,maalesef.Bu özelliğiyle idarecilerimizi yakın takibe alalım,
Kendini yetiştiren,kurs ve seminerlere rağbet gösteren öğretmenlerimizi tespit edelim.
OGYE çalışmalarını önemsemeliyiz,kağıt üzerinde dahi okullarımızda hazırlayamadık,hazırlayanlarımız da uygulamaktan aciz.çok az öğretmen ve idareci faydasına inanıyor.Asgari 14 kişiden oluşan OGYE ekibi okula ciddi bir katkı yapabilir.
Stratejik Plan kavramını hala okullarımıza kavratamadık,
Zümre çalışmalarını aktif hale getiremedik,Zümre çalışmalarına ağırlık veriyoruz ama zümre çalışmaları konusunda bir bilgilendirme çalışmasın yapmadık.
Sınıf öğretmenleri düzeyinde zümre hemen hemen hiç işleyemiyor,kendini yenilenemeyen sınıf öğretmenlerinin muhakkak çaresine bakılmalı bunlar toplumun başına beladırlar.
Biliyoruz ki ,okulöncesinden başlamak üzere ilköğretimde ve özellikle 1.kademede öğrenci şekilleniyor,kabiliyetleri ortaya çıkıyor.
Ayrıca ilköğretimde ürün dosyası düzeyinde kayda değer bir çalışma yapılmıyor,8.Sınıfta da meslek tanıtımıyla ilgili bir çalışma yok denecek kadar az,sınıf öğretmenleri rehberlik açısından yetersiz kalıyor.Bunların her biri ayrı bir sorun.
Denilebilir ki “sınıf rehber öğretmenliği” seminerini almayan 2.Kademe ve ortaöğretimde bu görevi almamalıdır,ama seminerlerden kayda değer bir başarı elde edemiyoruz,yani bir çok açıdan sorunumuz var.
Eğitim Fakülteleri güya milli eğitime eleman yetiştiriyor,fakat camiamıza hayli mesafeli duruyor,sanırım YÖK ile MEB arasınada bir işbirliği protokolu da vardır Fakülte hocalarından her biri birkaç okulumuza danışman olsun,eminim çok şey değişecek yapacağı 3-5 değerlendirme toplantısına katılıp katkıda bulunmaktır.
…………………………………………………………………………………………..
Bütün imkanlarımızı seferber ederek şu kadim şehrimizi, bu denaetten kurtaralım.1997 yılında sayısalda Türkiye 3.lüğüne çıkan ilimizi aktif hale getirmek bizim elimizdedir.
Söylenecek o kadar çok şey var ki hangi birini anlatayım,bilemiyorum.
e.kaya
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.