Varlık Dergisi'nin adaleti (!)
Burada kastedilen varlık dergisine karşı bir eylem planı değildir. Muhataplıkta söz konusu olamaz. Kapitalizm patentli mürekkepleri ayırmak muhabbetiyle anlam bulalım. Bir şeyler için yazmak yerine hiçbir şey yazanların popüler yapılmaya çalışıldığı bir edebiyat panayırı kuruldu. Edebi-yat’ta da torpil öznelliğini buldu. Bir anlamda ’edebiyat komisyoncuları birliği’’ işlemeye başladı. Bugün bir camia furyası tutmuş resiflenmiş. Camia’nın belli başlı dergileri arasında ilk sırada Varlık Dergisi var deniliyor. Bir itirazımız yok. Kant edebiyatı yapmayanlarıdır itirazımız.
Bugün bir çoğumuz şiir, hikaye, deneme, araştırma vs... yazıyor. Kimimiz dergilere gönderiyor, kimimiz internet ortamında yayımlıyor. Bir algı sorunumuz var. Çok saf insanlarız kurgusuna girişiyoruz. Gönderdiğimiz eserler, dergi editörleri tarafından ’değerlendirme odaları’nda ince elekten geçiriliyor... Cibiline, cibilliyetine kadar eseri yorumluyorlar. Eğer ki, edebiyat meclisinde amca-dayı ilişkiniz yoksa eserinizin yayımlanması zorlaşıyor galiba!
Kitaplığımda bulunan Varlık Dergisi’nin sayılarına göz gezdiriyordum. Edebiyat öznelliği taşıyan bir dergide (Varlık Dergisi) aşağıdaki şiir acaba hangi değerlendirme odasında değerlendirilmiş... Burada bir şiir eleştirisi haddinde değiliz. Eminim ki, Varlık Dergisi’nin elektronik posta adresine aşağıdaki şiirden daha anlamlı, imge dolu, sehl-i münteni yoğunluğu olan şiirler gidiyordur... Diyorum işte komisyonculuk söz konusu.
SÖZCÜK
çektim sözcüğü rüzgardan
dünya kokuyordu
şıkır şıkır aktı dere
açtı pencerelerini tarlalar
ada ıslık çaldı
uzun yorgundu
sözcük çıplak bir heykel
güneşe geç kalmış
göğsünde
anlamın dansı
suyun içinde su gibi
dokunacak
sanki boşluğa
Murat Dalgın
Varlık Dergisi’nin Eylül 2007 sayısında yayımlanmış...
Eğer ki şiir yazmak buysa; ben Varlık Dergisi’nin her sayısına şiir göndereyim... Yukarıdaki şiiri eleştirmeyi size bırakıyorum...
mendiller ve şiirler!/
İlk sermayesi avuçları
sıcak adamların/
hızla akıyor üretim;
önlerinde puşt pazarı/
böyle basılıyor dergiler/
tam da böyle!/
tökezleyip düşüyor
tinerci çocuk/
bekleyişin ardından/...
on yedi yaşını yaşlandıran/
şairlerin ardından/...
Onlar ki; yerde duran alkolün öğürtüsü/...
duvarın karın ağrısı/
işaret parmağını şaraba
batırıyor/
hardal sarısına boyanıyor kısmen/
suratı küf kokuyor keyifle
sırıtırken/...
Onlar herkes olsunlar! Biz hiç kimseyiz/...
Koray Demirkılıç
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.