- 1183 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
BABA ANNEM
BABA ANNEM
Baba annem çok nezih çok iyi kalpli ve oldukça çocuklara
düşkün bir kadındı. Bu yaşıma kadar onun gibi bir insan görmedim, aslında
insan demek tam olarak onu ifade etmez. O bir melekti gerçek anlamda.
Oldukça dinine bağlı; ya oruçlu ya namazda yada zikirde bir insandı.
Başını yastığa koyduğunda hemencecik uyuyabilen halim, selim, müşfiki,
sevecen ve anaç bir insandı.
Baba annem bizimle birlikte olduğu için ona çok bağlı büyüdüm.
Adeta gölgesi gibi hep onunla oldum diğer torunlar da öyle. Annem ölünceye kadar
ona ismiyle hitap ettim. Sadece ondan başkalarına söz ederken annem dedim..
Önceleri herkes gibi baba anneme anne demiş olmalıyım ki anlayınca da anneme
anne demeye hep utandım. Baba anneme PÎRÊ dedim daha sonraları..Pîrê herkes
için yardım meleğiydi adeta..Her kadın için doğum ebesiydi ayrıca…
Daha altı yedi yaşlarında iken Ermeni tehciri ile kendisinden
iki yaş büyük ablası ve amcalarının kendi yaşlarındaki kızı ile Kahramanmaraş’
tan göç ettirilmişler. Ablasını bir aile kendisini bir aile amcasının kızlarını da bir
aile bir çeşit evlatlık almışlar..Amcasının kızını birkaç sene öncesinde gördüm,
arapçadan başka bir dil konuşamıyordu. Amcasının kızı ve ablası Suriye de yaşarlardı.
Baba annem gelinlik yaşa gelince dedem ile evlenmiş. On çocuk doğurmuş bunlardan
altısı daha çocuk iken cennete kuş olmuşlar. Baba annem küçük yaşta ölen çocuklar
için Allah onları cennetine kuş olarak aldı derdi. Bir günün; sabahında oğlunu akşamında da kızını yitirdiğinden olsa gerek onun öylesine çocuklara düşkünlüğü.
O zamanlar doktor en yakın Diyarbakır’ da olabilirdi, ulaşımın güçlüğünü de hesaba katarsak çocuklar kaderleriyle başbaşa yaşarlardı..Bir köye boğmaca, kızıl, kızamık,
tifo, suçiçeği vb bir salgın hastalık gelince köy çocuklarının yarısından fazlası cennet kuşu
olurdu. Belki bu nedenledir bizim kadınlarımız fazla doğurgandır. On çocuğun bir ikisi
yada üç dördünü ancak büyütebiliyorlardı.
Bugün bile bu coğrafyada yine çocuklar zamansız ölüyor. Cennete kuş oluyorlar. Kimisi mühimmatla oynarken mühimmatın infilak etmesi sonucu , kimi silahla
vurularak kimi panzerin altında can vererek, kimisi de şuraya buraya yerleştirilen bombaların
patlaması sonucu ölüyor. Kimileri Halepçe de toplu şekilde, kimisi Amud da sinemaya toplanarak yakılması sonucu öldürülüyor. Bu coğrafyada çocuk ölümleri açısından değişen bir şey yok. Yine bir düzine çocuktan üç-dördü yetişkin olabiliyor. Allah cennetinin kuşlarını hala kürt çocuklarından seçiyor….
Not:Konuyla ilgili DİREN şiirimi okuyabilirsiniz….
Not:Resim TARAF gazetesi
Necirvan ŞENGALİ
13 HAZİRAN 2010
YORUMLAR
ah cehalet ahh..!
ah uyuyan uyutulan insanım ahh...!
sahnede izletirilen başka perde arkası bambaşka...ah şeytana dönüşen ademoğlu ahh!...
doğudakiler mutsuz da batıdakiler çok mu mutlu ? ..başını örtenin üniversiteye giremediği bir batı..
kendi kurdukları ...liselerinde okuyanlara puan sisteminde üzücü durumların uygulandığı batı..vs..vs..
zulüm acı her yerde be dost...!...
sorun ne doğunun ne batının ne kuzeyin ne güneyin ne sağın ne solun -insan devletinin- insan milletinin
insanın sorunu...!
adem-havva soyundansak hepimiz bu ayrımlar niye kimlerin işine geliyor kimlerin cebi doluyor bölüp parçalamalarla iyi düşünmek akılcı hareket etmek lazım...
tüm insanlar tüm dünya niye mutluluğu yakalayamıyoruz acaba iyi düşünmek birlikte çözüm bulmak lazım hep birlikte...
komşusu açken tok yatan bizden değildir diyen , zekat gibi harika bir yardımlaşma sistemini öngören tüm inançları bağrında barındıran bir inancın anlayışın inananları olarak ...
para icat oldu
silah icat oldu
koltuk icat oldu(!)
...
ve insan
yaradan'ının;
düşünmeye
güzelliklere davetini unutup
kendine yeni ilahlar edindi ..(!)..
derken; insanlık kayboldu elden gidiyor...üç günlük ömürler kan revan savaş içinde kendi mutsuzluğumuzu yaratarak sonunda da hep bir kurtarıcı bekleyerek geçip gidiyor...
mutluluk güzel ahlaklı yaşayarak etrafa yeni nesle güzel örnek olarak sağlanabilir...burada görev en başta aileye düşmektedir...anne baba ve diğer büyükler sözlerle değil yaşantılarıyla davranışlarıyla örnek oluşturur...bu devirde eğitmek de hayli zor medya tv pc olumsuz yanlış yönlendiren yayınlar olumsuz ahlakı dumura uğratan ortamlardan yararlı olanları seçebilme konusunda da aileye büyük sorumluluklar düşmektedir...çocuğunda seçici davranması olumsuz ve olumluyu ayırtedecek bir bilinçle yetiştirilmesi önem taşır...
çocuklar kesinlikle kavga savaş terör ortamlarından uzak tutulmalı ve çocukların ruh sağlığı hassasiyetle korunmalıdır ...
bu vesile ile
insanlığa yararlı güzel örnek olan değerli büyüklerimizi saygı ve rahmetle anıyor , düşündüren paylaşım için teşekkürlerimi sunuyorum güzel yürekli değerli dost necirvan-1 ...
sevgim saygımla hep..
DOST TÜM DENİLENLER AZ ÇOK BATIDADA VAR...ZAFLAR EKSİKLER OLABİLİR...BİZ MÜSLÜMANIZ VEDE KARDEŞİZ...HEPİMİZ SATLIK VE DÖNEKLER YÜZÜNDEN NE ACILAR ÇEKTİK...BİZİ KULLANIP TOPRAKLARA KADAR ALIYORLAR ŞİMDİ O YÖRENİN İNSANI İSRAİLE KÖLE YAPILIYOR İKİ BUÇUK MİLYON DÖNÜM TOPRAK İSRAİLLERİN ELİNDE PETROL ÇIKARIYOR GECE VE GÜNDÜZ...HANİ PETROL YOKTU...SİYONİZİM TÜM DÜNYAYI BÖLÜP YUTUYOR...DUYGULARINA SEVGİ VE SELAM OLSUN...
Kimileri Halepçe de toplu şekilde, kimisi Amud da sinemaya toplanarak yakılması sonucu öldürülüyor. Bu coğrafyada çocuk ölümleri açısından değişen bir şey yok. Yine bir düzine çocuktan üç-dördü yetişkin olabiliyor. Allah cennetinin kuşlarını hala kürt çocuklarından seçiyor
Necirvan dost Belki iklim koşulları belkide DR suzluk
CENNET KUŞLARI oradan uçmuş olabilir
Ama bu bilinçsiz harplerdede olan çocuklara oluyor
Yüreğimin ucu sızladı okurken Sevgimle kal arkadaşım.
TANRIDAN SIRALI ÖLÜM VERMESİNİ DİLİYORUM SEVGİLERİMLE
. Bir günün; sabahında oğlunu akşamında da kızını yitirdiğinden olsa gerek onun öylesine çocuklara düşkünlüğü.
O zamanlar doktor en yakın Diyarbakır’ da olabilirdi, ulaşımın güçlüğünü de hesaba katarsak çocuklar kaderleriyle başbaşa yaşarlardı..Bir köye boğmaca, kızıl, kızamık,
tifo, suçiçeği vb bir salgın hastalık gelince köy çocuklarının yarısından fazlası cennet kuşu
olurdu.
...
Çok anlamlı bir yazı
Yüreğine saglık
Gerçekler her zaman çok acı ne yazık ki, Yürek yakan bir yazı okudum.
Çok saygılar Necirvan Allah korusun
....Can arkadaşım şiirinden önce okudum yazını,kutluyorum ,Babaanne ışıklar içerisinde yatsın,evet doğu ve güneydoğudaki kadınların ve çocukların kaderi maalasef ülke coğrafyayasına bağlanılmakta.Doğru ya kadınlarımızı coğrafya doğurtuyor,çocuklarıda coğrafya öldürüyor.O zaman ben bü ülke coğrafyasından utanç duyuyorum arkadaş,
Cennete yeteri kadar kuş uçtu.
Kutluyorum. sevgim ve saygımla,